7.BÖLÜM

91 8 35
                                    

              Oylayalım Lütfen 🙏
🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀

Odamda ki pencereden dışarıyı izliyordum, içimde bir kasvet vardı. Ferman'ın tutuklanmasıyla bütün aile darmadağın olmuştu. Özellikle çocuklarım, onlarla göz göze gelmek istemiyordum çünkü artık onları nasıl avutacağımı bilmiyordum, çok ağır geliyordu bana babaların bu karanlık hayatından onlar uzak tutmaya çalışmak, yaşananları onlara hissettirmemek...
Aşağıya inmek için merdivenlere yöneldim o sırada kayınbabamı ve Ferman'ın  kardeşi Cemal, yani oğluyla konuşurken gördüm. Hararetli bir konuşma geçiyordu aralarında. Sanırım Ferman'a bunu yapanın kim olduğunu anlamaya çalışıyorlardı o sırada Cemal'in "Baba, abim orda güvende değil, dışarda bir şey yapamayacaklarını anladılar ondan içeri attılar orda köşeye sıkıştıracaklar. En kısa zamanda ordan çıkması lazım."
Duyduklarımla sendeledim bir an elim ayağım titredi . Ona bir şey olursa çocuklarım ne yapardı?
Ya diğer düşmanlardan çocuklarımı kim koruyacaktı?
O sırada Cemal yanıma geldi.
Ona dönüp" Neden bir tek abini aldılar? "dedim.
" Yenge hepimizi alabilirler ölen adam önemli biriydi ama emin ol bizim adamın ölümüyle alakamız yok "dedi. Bana işinizi anlatmak zorunda değilsin sadece bilmek istiyorum abin ne zaman çıkacak kendimizi ona göre hazırlayalım"dedim.
"Ben için rahat olsun diye söyledim yenge"
"Sen beni boşver Cemal ben alışığım bu duruma ama sen çocuklarla umutlu konuş."
"Konuştum yenge ikisi de aslan gibi"
Cemal'in son kurduğu cümleden sonra yanına yaklaşıp "abinin yokluğunu aratma" dedim.
"Yenge abimin yokluğu diye bir şey yok ama ben işin başındayım" dedikten sonra tam gidecekken "Cemal ben evle ilgilenirim sen işlere odaklan, insanlar Ferman içeri girdi diye Karahanlılar dağıldı diye düşünmesin" dedim.
O da bana dönüp "Sen merak etme yenge" dedi.
"Cemal, abin sana çok güvenir bende güveniyorum"
"Biliyorum yenge" deyip kapıdan çıkıp gitti.
Bende salona geçtim bütün eş dost akraba buradaydı, baş sağlığına gelmişlerdi. Kayınvalidem bana yönelip "dik otur, ağladığını görmeyeyim" dedi. Sadece "tamam" demekle yetindim. Güçlü olmam için  için beni uyarıyordu oysa unuttuğu bir şey vardı ben hepsinden güçlüydüm.

       RUKEN'NİN AĞZINDAN

Ferman cezaevine girdiğini az önce öğrenmiştim, birkaç adamı gelip beni başka bir eve götürmüşlerdi.Kendi aralarında konuştuklarından anladığım kadarıyla  Ferman'ın düşmanları bu ara onunla fena halde uğraşıyorlardı. O yüzden benim güvende olmam için elinden geleni yapıyorlardı. Yeni evimizin  salonundaki  koltuğa oturdum valizimden çıkardığım Ferman'ın fotoğrafına baktım, gözümden yaşlar süzülmeye başladı.Şimdiden onu özlemiştim.
Ablam Eylül bana dönüp" telefonunu verde şarja takayım Ferman seni arayabilir"dedi.
"Nasıl arayacak ki abla?"
"E kızım dediler ya bir telefon hakkı varmış"
"Beni niye arasın ki ailesini karısını arar"
Ablam, "Saçmalama Ruken tabiki de seni arayacak, sen karnında onun çocuğunu taşıyorsun"dedi. Ablama cevap vermeden fotoğrafa bakıp ağlamaya devam ettim.
          

NESRİN'İN AĞZINDAN
Akşam olmuştu bütün misafirler tek tek kalkmıştı. Ben, görümcem Esra ve kız kardeşim Sema akşam yemeğini hazırlamak için mutfaktaydık. Ailenin geri kalanı ise salonda oturuyordu. Açıkçası kimsenin pek keyfi yoktu. Ferman'ın içeri alınmasından sonra herkesin diken üstündeydi, her an herşey olabilirdi.Fırındaki yemeği kontrol ederken küçük oğlum Özgür'ün yanıma gelip "Anne babamı öldürecekler mi" diye sordu. Sorduğu soru üzerine Esra ve Sema ile göz göze geldim, şaşkınlıkla birbirimize bakıyorduk kim sokuyordu çocuğun aklına böyle şeyler. Özgürün ellerinden tutup "Oğlum nerden çıkardın bunu?" dedim.
Oğlum bana bakıp, Dedem telefonda konuşurken duydum " Ferman'ın en kısa zamanda ordan çıkması lazım yoksa öldürecekler" dedi.
Oğluma sıkıca sarılıp "Oğlum, deden babanı hemen ordan çıkarsınlar diye öyle demiştir, yoksa senin babana kimse bir şey yapamaz"deyip içeri yolladım. Ben çocuklar tedirgin olmasın diye üzüntümü bile içimde yaşarken, bunlar nasıl düşüncesizce davranıp  ulu orta ölümden bahsediyorlardı, aklım almıyordu. Elime iki tabak alıp bende içeri gittim. Sofra hazırdı herkes masadaki yerini almıştı. Bende çocuklarımın yanına oturdum. Kimseden çıt çıkmıyordu. Baş köşede oturan kayınbabam "Burası cenaze evi değil kendinize gelin , dışarda da dosta düşmana karşı başınız böyle eğik mi duracaksınız! Millet Ferman içeri girdi bütün aile yıkıldı diye konuşur arkamızdan." Başımıza neler gelmiş tek derdimiz millet ne der zaten diye geçirdim içimden. Kayınbabam sözlerine devam etti,
" Dışarda, evde, iş yerinde neresi olursa olsun dik duracaksınız. Hiçbir şey olmamış gibi işler aynı şekilde ilerleyecek. Ferman çıkana kadar işlerin başına Cemal geçecek, bende uzaktan takipçisi olacağım."
Kayınbabam hemen sol tarafında oturan kız kardeşimin kocası Akif'e döndü " Sahi Cemal nerde Akif? "dedi.
Akif elinde ki bardağı bırakıp  " Baba onun birkaç işi var geç gelecek" dedi.
"Cemal işlerin başındayken sende dedin dur eve gideyim karımın dizinin dibinde oturayım, yemek yiyeyim"
Akif birazda korkarak "Baba, Cemal beni yolladı sen git ben tek halledecem dedi. "
Kayınbabam Akif'e ters bir bakış attıktan sonra önüne döndü.
Ferman'ın kız kardeşi daha doğrusu babasının ikinci eşinden olan kız kardeşi Emine, bakışlarını bana çevirip "Ferman Abim seni halen aramadı mı Nesrin" dedi.
Bunu beni sinir etmek için sorduğunu biliyordum.
Sahtedende olsa yüzüme bir gülümse yerleştirip "hayır" dedim.  Çünkü bu durumu kafaya taktığımı anlarsa hoşuna gideceğini biliyordum. Emine beni hiç sevmezdi, öz kayınvalidem dışında bütün ailenin beni sevip bana saygı duyması onu çıldırtıyordu. Çoğu kez bana sen gelinsin sonradan bu aileye dahil oldun, biz ise bu ailenin kızlarıyız, seni bizden çok sevip saymaları gereksiz diyordu.
Emine, "Tuhaf, bu saat olmuş nasıl aramaz?Sonuçta karısısın insan bir arar çocukla..."derken kayınbabam sözünü kesti " Sana mı düştü niye aramadığını sormak! Bu kadar meraklıysan yarın öbür gün senin kocanı aldıkları zaman o seni arar. "
O sırada çatalındaki eti ağzına atan kocası Şevket öksürmeye başladı." Baba beni niye alıyorlar ki? ben ben bir şey yapmadım" dedi.
Şevketin bu korkak hali  masadaki herkese bir tebessüm ettirmişti.

RUKEN'NİN AĞZINDAN
Bahçede oturmuş kitap okuyordum. Ablam Eylül'ün, Ruken telefonun çalıyor demesiyle içeri koştum. Bir umut belki Ferman aramıştır diye...
Telefonu açıp kulağıma verdim, duyduğum o sesle bütün yüreğimi huzur kapladı.
"Rukenim nasılsın?"
"Aşkım ben iyiyim asıl sen nasılsın"
"Bende iyiyim güzelim, bebeğimiz nasıl?"
"Çok iyi senin geleceğin günü bekliyor"
"Güzelim bak ben yanında değilim diye kendini yalnız hissetme, bizimkilerle konuştum onlar her zaman sizin yanınızda  olacak sizi koruyacak. Sen sakın beni düşünme ben burda iyiyim sen bebeğimize ve kendine dikkat et yeter."
"Ferman sana bir şey olursa biz ne yaparız?" derken istemsizce ağlamaya başladım. Tabii o sırada Eylül kaş göz yapıyordu ağlama diye. Ama ne yapayım hamilelikten olsa gerek gözyaşlarım istemsizce akıyordu.
Ferman beni "ağlama güzelim bana bir şey olmayacak, ben burdan çıkacam biz daha bebeğimizi sapasağlam kucağımıza alacağız" diye sakinleştiriyordu.
"Ferman seni çok ama çok seviyorum, kendine dikkat et."
Sende dikkat et, seni seviyorum güzelim süre doldu kapatmam lazım " deyip telefonu kapattı.
Eylül bana "kızım sen salak mısın? Adam karısı dururken seni aramış sen ağlıyorsun. Senin ona moral vermen lazım cezaevinde olan o, sen değilsin. Bak böyle ona huzur verir mutlu edersen o karısını boşar seninle evlenir" dedi.
"Haklısın Eylül bundan sonra öyle yapacam" deyip kafamı salladım.

Nesrin'in Ağzından

Yemekten sonra herkes odasına çekilmişti. Bende bahçede oturuyordum, bir umut belki Ferman beni arar diye bekliyordum. Kapı sesiyle Cemal 'in geldiğini anladım. Cemal gelip yanıma oturdu, konuyu hiç uzatmadan  direkt lafa girdim, "Abin beni neden aramadı?"
"Yenge, sen ve çocuklar için özel görüş ayarladım yarın görmeye gideceğiz zaten"
Beni geçiştirmesinden anlamıştım benim yerime o kadını aradığını.
"Tamam, iyi geceler" deyip ayağı kalktım.
Cemal "sana da iyi geceler yenge" dedikten sonra odama doğru yol aldım. İçeri geçip kapıyı sertçe kapattım. Komodinin üzerinde duran Fermanla beraber çekindiğimiz fotoğrafın olduğu çerçeveyi duvara fırlattım. Yatağın üstüne oturup ağlamaya başladım. Nasıl biz duruken o kadını aramıştı. Hadi kendimi geçtim insan çocuklarını merak etmez mi? Şimdiden çocuklarına karşı o kadını tercih ediyorsa, yarın öbür gün o kadın bebeği doğurup kucağına verirse kim bilir o zaman neler olacaktı ve ben buna seyirci kalamazdım.Ferman içerdeyken o kadını ortadan kaldırmalıydım. Telefonumu  elime alıp bana bu konu da yardım edebilecek kişiyi aradım...

KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin