8.BÖLÜM

114 7 69
                                    

Telefonda Sevda ile konuştuktan sonra pencereyi açıp önünde durdum.Sevda benim çocukluktan beri tanıdığım bir insandı. Bu konu da sadece ona güvenebilirdim çünkü etrafımda ki hiç kimse Ferman'ın korkusundan böyle bir işe kalkışmazdı. Zaten birkaç güne İstanbul da olacaktı.

Yatağıma doğru yöneldim, oturdum. Başım ağrıyordu yine berbat bir gün geçirmiştim. Ama bu günler  yakında son bulacaktı. Ferman da , o kadın da bana ve çocuklarıma yaşattıkları bu rezilliğin bedelini elbet ödeyeceklerdi. Şimdilik daha fazla onları düşünüp kendimi üzmeye niyetim yoktu. Başımın ağrısı da gittikçe şiddetleniyordu. Elbise dolabıma yönelip geceliğimi aldım, giydikten sonra yatağıma uzanıp, kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Yatağımdan kalkıp banyoya girdim, elimi yüzümü yıkadıktan sonra kıyafet seçmeye başladım malum bugün kocamı ziyarete gidecektim. Siyah uzun elbisemi giydim, siyah renkte ki topuklu ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim ve makyaj masama yöneldim maskaramı sürdükten masanın üstündeki rujlarda göz gezdirdim kırmızı ruj olmazsa olmazımdı zaten beyaz tenime kırmızı çok yakışıyordu , rujumu sürdükten sonra gece gibi kapkara olan saçlarımı yana doğru taradım. Ayağı kalktım kırmızı ceketimi omuzlarımın üstüne attım,telefonumu ve çantamı alıp odadan çıktım işte hazırdım.

Salona girdiğimde herkes kahvaltı masasındaydı, bende yerimi aldım. Cemal, "Yenge, kahvaltıdan sonra Abimi görmeye gideriz" dedi.
Başımı onaylarcasına aşağı yukarı doğru salladım.

Kayınvalidem Fatma ağlamaklı bir sesle söze girdi, "Bende sizinle geleceğim kim bilir Fermanın oralarda ne haldedir. "
Cemal, Annesine dönüp " Anne bugün yengemle çocuklar gidecek, seni haftaya götürürüz" dedi.
Kayınvalidem gelmekte ısrarcıydı.
"Fermanın içeri düşmüş anasını görmek ister" dedi.
Cemal, Ferman'a göre daha gergindi, boynunu sağa sola doğru çevirirken sözlerine devam etti, "Anne, hani onlar abimin ailesi ya önce onları görmek ister."

Tam Fatma Anne ağzını açıp bir şey söyleyecekken, kayınbabam Kudret Bana onu engelledi.
"Fatma bu hafta, Nesrin ile çocuklar gidecek konu kapanmıştır" dedi.
Kayınvalidem tavır yaptığını belli eden bakışlarıyla bana bakıp masadan kalktı.

Bu durum en çokta Emine'nin  hoşuna gitmemişti. Her zaman ki gibi bana attığı ölümcül bakışlardan bunu anlayabiliryordum.

Kahvaltı bittikten sonra Cemal'in arabasına binip cezaevine doğru yol aldık. İşte içerdeydik Ferman'ın gelmesini bekliyorduk.Aramızda cam vardı telefonla konuşacaktık. Birden kapı açıldı ve o yeşil gözleri gördüm. Onu görür görmez ruhum bir tuhaf oldu, Allah kahretsin ki ona halen aşıktım. Bu halimi hiç sevmiyordum daha doğrusu onu sevmekten nefret ediyordum. Herşeye karşı güçlü olan bu Nesrin aşka yenik düşüyordu. Zaten kim aşka yenik düşmez ki? Aşk öyle zehirli bir şey ki insanın bütün ruhunu ele geçiriyor, ne kadar mücadele edersen o kadar altında ezilirsin.
İlk çocuklar konuştu, küçük oğlum Özgür ağlıyordu. Ama abisi Savaş onun gibi değildi, duygularını iyi saklardı.
Ferman Savaş 'a "bir ihtiyacınız var mı? " diye sordu.

"Var baba"

"E söyle Cemal Amcana halletsin"

"Sana ihtiyacımız var baba halledebilecek mi?"

Oğlumun söylediği son cümleyle Ferman' ın gözlerinin buğulandığnı gördüm.
Ferman konuyu değiştirircesine
"Siz buraya beni ağlatmaya mı geldiniz lan , telefonu ananı ver havamız değişir belki " dedi.  Telefonumu kulağıma götürdüm.

"Ben mi senin havanı değiştirecem?"

"Wala şu an tam zamanı Nesrin, bana bak bu çocuklar bugün buraya çalışıp mı geldi?"

"Sen en son cezaevine girdiğinde bebektiler, anlamıyorlardı."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 10, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin