Nihayet halam'a gelebilmiştik. Halam yaklaşık üç , dört ay evde olmayacaktı. Kuzenim Eylül ben ve kardeşim Berk İzmirde koca bir dört ay'ı yalnız geçirecektik. Para sorunumuz yoktu, halamların evi sitede bulunduğu için onlarında içi rahattı . İzmir Karşıyakadaki lüks site olan Mavi Şehir sitesinde güzel bir tatil olacaktı. Eylül'de öyle düşünüyordu. Çok çılgın ve eğlenceli olacaktı. Benim eve adım atmamla halam (Sevgi) çıkmak zorunda kalmıştı. Antalya'ya büyük bir iş için gidiyordu. Benim babam da orada olacaktı ve eğer bu işi alırlarsa reklam ajansımız için çok büyük gelişmeler olacaktı. Ajansımız çok büyüktü tıpkı bir holding gibiydi. tam olarak 5 katlıydı ve ismi GLAMOURS'tu neyse ajanstan söz etmeyi kesiyorum. halam apart topar evden çıktı. Eylül ile ufak bir bakışmadan sonra salona geçip uzandım, Berk direk Eylül'ün odasına geçerek laptop ile takılmaya başladı. Ben uzanmış camdan sitenin içerisini keşif'e başlamışken, Eylül mutfaktan küllük alıp yanıma oturdu. İkimizde birer sigara yaktık ve direk konuya geçtik. Bana anlatacakları vardı ve dinlemek için sabırsızlanıyordum. Halamlar bu siteye yeni taşınmışlardı fakat Eylül çok mükemmel bir ortam kurduğundan, Hasan diye bir çocuktan çok hoşlandığından bahsediyordu. olabilirdi Eylül hoşlanmış hatta aşık bile olmuş olabilirdi çünkü her sene bunu yaşıyordu neredeyse... Ufak çaplı dedikodumuz bittikten sonra Eylül ayaklandı. -Hadi ama oturmaya mı geldin şirine kalksana." Eylül bana küçüklüğümüzden beri şirine derdi. Ben ise ona ismiyle hitap etmeyi daha çok seviyordum hiç bi lakap düşümemiştim. Eylül yine ısrarla "-hadi ama havuza inelim Hasanlar oradadır lütfeeeğn" dedi. Defalarca yorgun olduğumu söyleyip gece cafeye inip takılırız dediysemde beni dinlemeyerek kolumdan çekmesiyle yere yapışmam bir oldu. Somurtkan bir şekilde suratına baktım ve hızla ayağa kalkıp bıkkınlıkla "-bunu sana ödeteceğim" dedikten sonra Eylül evin içinde koşmaya başladı. bende peşinden onu kovalıyordum. Sanırım onu özlemiştim. Kış aylarında pek görüşemiyorduk. Eylül yatağın üzerinden geçmeye çalışırken bacağından yakaladım ve gıdıklamaya başladım. Deliler gibi gülüyordu ve "-bırak şirine bayılıcaam" diye bağırıyordu güldüm ve gıdıklamayı kestim. yorgunluğum falan kalmamıştı resmen. Eylül'ün odasından bikinilerimizi aldık. Berk Eylül'ün odasında olduğundan ben halamların ebeveyn banyosunda, Eylül ise kendi banyosunda giyindi. Siyah, oldukça üstüme oturan bikinilerimin üzerine arkası transparan detaylı, önü sade düz olan plaj elbisemi geçirdim saçımı sıradan bi topuz yaptım. Eylül renkli şeyleri severdi o yüzden bikinisi turkuaz, plaj elbisesi komple transparan şeker pembesiydi. Güneş kremimizi ve havlularımızı plaj çantalarımıza tıktık. Ben yine oldukça sade olan siyah güneş gözlüklerimi taktım. Berk bizimle gelmek istemedi. Yorgun olduğunu uyuyacağını söyledi. Zaten o daha öncede siteye geldiğinden bi ortamı vardı. Üstelemeden evden çıktık . Asansöre bindiğimizde aynada oldukça solgun görünen yüzüme baktım. Eyeliner'ı çıkmadan silmiştim ama o kadarda kötü görünmüyordum. fiziğimde oldukça güzeldi ne çok zayıf ne de çok kiloluydum. Eylülde aynı şekilde güzel görünüyordu asansörden indiğimizde Eylül heyecanla önden yolu gösteriyordu. Cafenin önündeki havuza geldiğimizde gözümüze iki şezlong kestirip havlularımızı üzerine serdik. Eylül iki şezlong ötemizde Hasan'ın olduğunu bana söyleyince merakla o yöne baktım. Hasan sarışındı ve yakışıklıydı. Kasları üzerine yapışan tişörtten fırlayacak gibiydi. Eylül'e hak vermiştim yakışırlardı fakat tam bir burnu havada oldugunu ilk bakışta anlamıştım. Eylül çocuğu yiyip bitirecekti bakışlarıyla. Sanırım Eylülü uyarmam gerekiyordu. Çünkü çocugun yanındaki çıtır kızların Hasana çoktan namuslarını bıraktıgına adım kadar emindim. Biricik kuzenim bu piçe kendini kaptıramazdı değil mi ? sonunda plaj elbiselerimizi çıkardık. Sabırsızca suya atladım ve bi an su yüzüne çıktığımda karşımda duran kişiyle göz göze geldim. çok yakındık ve o tepki bile vermemişti. Gözleri ela saçları siyah ve uzundu ayrıca boyuda benden uzundu. kısa bi sessizlikten sonra "Özür Dilerim" dedim. Sadece güldü ve yüzerek yanımdan uzaklaştı. O neydi ya çok yakışıklı değilmiydi ? kızım kendine gel dedim bi an için. bana bakmazdı hem daha yaşını bile bilmiyordum belki büyüktü, çok büyüktü belkide evliydi ? Olamazmıydı ? olurdu. umutlanmamam lazımdı. bi an kendimi ortamdan soyutladığımı fark ettim o sırada Eylül yüzerek yanıma geldi. heyecanla "-Şirine!!!" diye bağırdı tepki olarak "-Sessiz olmayı bilmez misin sen ?!" Diye kızdım. Haklıydım da bi an tüm gözler bizim üzerimizde toplanmıştı. ah kahretsin o yakışıklı çocuk bile bize bakıyordu ve en önemlisi herkesin içinde Eylül'ün bana "Şirine" diye seslenmesiydi. tam bir alay konusu değildi de neydi bu ? Surat astığım vakit Eylül daha kısık bir sesle "-Akşam.." dedi yüzmekten nefes nefese kalmıştı. "-akşam bizi davet etti." "-Kim?" dedim anlamadan. "-nereye davet etti Eylül yine ne saçmalıyorsun ? "
"-Hasan, Hasan bizi davet etti. Bu akşam eğlence yapacaklarmış, içeceklermiş ve benimde o ortamda olmamı istiyormuş tabiki seninde" dedi neşeyle. "-Bakılır" diye kısa bir cevap verdim. Eylül sinirlenerek "-Şirine hadi ama ne bakılır bu fırsat kaçar mı ? Hem Mert'te orada olacakmış tanışırsınız" dedi. Ooof Eylül ve hiç bitmeyen enerjisi. Hem Mertte kimdi ? ben düşüncelere dalmışken Eylülün çoktan sevinç sigarasını yaktığını gördüm. Aradan yarım saat geçti ve çıkıp kurulandıktan sonra hazırlanmak için eve doğru yürümeye başladık. Geç bile kalmıştık. saat 7 'ye geliyordu. hızlı adımlarla yürümeye başladığımızda havuzdaki çocuğu bir daha görüp göremeyeceğimi düşünüyordum...
![](https://img.wattpad.com/cover/34352698-288-k430447.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçer Sandım
RomanceTüm kötü kelimeler iyi anlamlara çıksın bu defa. Bekleyeyim sabaha dek mürekkep ter koksun. Acıları şeytana satalım adı ticaret olsun. Kahrolası kaleme bir damla alkol katalım. Aşk şarkıları çalmaktan sıkılsın radyolar. Ölümün adı ayrılık olmas...