cp.3 "deneme süreci, devamı"
•
"Senden nefret ediyorum."
Felix, tüm ciddiyeti ile Jisung'a bakarken, arkadaşı gülümseyerek ıslık çalmaya devam ediyor bir yandan da ayağıyla yerdeki çakıl taşına vurmaya çalışıyordu.
"Hayır bana aşıksın."
"Hayır senden nefret ediyorum."
Chan'ı öpmesinin ardından geçen üç günde hiçbir hareketlilik olmamıştı. Mesaj ya da arama yoktu. Kendini yiyip bitirdiğini gören arkadaşları planın ikinci evresi için ona sabretmeleri gerektiğini söylesede Felix oldukça büyük bir adım atmıştı.
Sabredemezdi.
"Minho olanları bilmiyor. Bu yüzden kendini ele verecek davranışlarda bulunma."
"Jisung bunu sana benim söylemem gerekiyor. Ek olarak, Chan sizin bildiğinizi de bilmiyor."
"Canım ben her şeyin farkındayım." dedi Jisung çok bilmişlik taslayarak. "Önemli olan senin bilmen. Hemen atlama çocuğun üzerine. Adımlarımızın ilerisine de gitme."
"Sizden gerçekten korkuyorum."
Felix bol kot pantolonundan ellerini sokup kafasını geriye atarken sesli bir şekilde nefes almış, "Beni çok geriyorsunuz." diyerek devam etmişti. "En başında yapmayacaktım işte. Neden hala sizi dinlediğimi ve arkadaş olduğumuzu bilmiyorum."
"Cevap çok basit." dedi Jisung. Felix, gözlerini arkadaşına çevirdiğinde, çocuk omuz silkmiş "Çünkü, bize aşıksın." demişti.
Felix dayanamayarak Jisung'un omzuna vurduğunda iki adım gerileyerek kaçan çocuk "Sakın rezil etme beni." dedi. "Jeongin gerçekleşmesi oldukça olası diyaloglar yazdı. Bu konuların dışına çıkma."
"Sabrımı sınıyorsun."
"Ben seni o küvezde sabırla altı saat bekledim Lee Yongbok."
"Bunu hatırlatmaktan asla vazgeçmeyeceksin öyle değil mi?"
Jisung duraklamış, geldikleri evin ziline basmadan hemen önce "Asla." demişti.
Saatler sonra Minho elinde iki paket cips kasesiyle odasından içeri girdiğinde, ikili küçük televizyon karşısında futbol oyunu oynuyordu. Felix az farkla öndeydi ve Jisung mızırdanarak kapamak için yer arıyordu.
Yenilmekten hoşlanmazdı.
"Jeongin yok mu?"
Jisung duyduğu sesle oyunu durdurup yerinden kalkarken "Büyük annesine gitti." dedi. "Parası bitmiş."
"Mantıklı bir neden."
"Senin iki salak arkadaşın nerede peki?"
Minho, Jisung'un sorusunu normal karşılayarak "Biri kız peşinde." dedi. "Diğeri de sevgilisinin dizinin dibindedir."
"Gelmeyecekler mi?" Felix ilgilenmiyormuş gibi görünmeye çalışarak cips kasesini kucağına çekerken Minho kaşlarını havaya kaldırarak "Onu yiyecek misin gerçekten?" diyerek şaşkınlığını dile getirmişti.
Felix sağlıksız yiyecekler yemezdi. Genelde kurutulmuş meyveler ve kuruyemişlerden hoşlanırdı. Çocukluğundan beri sağlıksız gözüyle baktığı halde yediği tek şey; kırmızı çizgisi olan vanilyalı dondurmaydı.
"Hayır sadece kucağım bir an boş geldi."
"Bebeğim, söylesen çıkardım."
Felix, Jisung'a göz devirip "Siktir git." dediğinde kapıdan içeri Fresha girdi. Sabah erken saatlerde gelmişti. Minho'yla en çok vakit geçiren ikiz oydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
war of hearts
Fanfiction[chanlix] sonuç ne olursa olsun onun için savaşmaya hazırdı. s | 21'