1; if i win, lee minho will be mine

1.4K 75 32
                                    

bismillah diyorum ve i bet you ile devam ediyoruzz🥳

baslama tarihi: 31.08.21

bir iddianın jisung'un kaderini tamamen değiştireceğini kim tahmin edebilirdi ki?

kendisi bile, bu işin bu kadar uzayacağını ve bu hale geleceğini fark etmezdi. terasta uzanırken akşam serinliği yüzüne hafif bir gülümseme yayılmasına sebep oldu. şu an halinden mutluydu gerçi.

düşündükçe yüzüne tam anlamıyla bir gülümseme yayıldı. bir anda aynı hislerle sarmalandığını hissetti ve gözlerini kapattı.

"jisung, şansın varken vazgeç." chan hyung konuştuğunda başımı iki yana salladım ve karşımda oturan minho'ya serçe parmağımı uzattım. "hayır, eminim ki jeongin, hyunjin'i reddecek. ona güvenmiyor bile."

minho gülerken bakışlarım sadece ondaydı. kısa bir süre önce ona olan hislerimin arkadaşlıktan fazla olduğunu fark etmiştim ama bunu bastırmaya çalışıyordum. benim için çok değerliydi. bu kadar yakınımda olması bile yeterdi.

"bende kabul edeceğini çünkü hyunjin'den deli gibi hoşlandığını söylüyorum. eğer kaybedersem.." bana doğru eğildiğinde hafifçe yutkundum ve yapacağı hareketi bekledim. kendine ne cezası belirleyebilirdi ki? "şu geçen konuştuğumuz ve iddialı olduğun konu hakkında.. kendini gösterme fırsatını yakalarsın. bir gece boyunca, ne istersen."

son kelimesini fısıldayarak söylediğinde yutkunmuştum. lee minho, kafayı sıyırmıştı.

sikeyim, az önce bana açık bir şekilde sevişme teklif etmişti.

bahsettiği konu, benim geçtiğimiz gün otururken üstteyken bir geceyi mükemmel geçirdiğim ve karşımdaki insana da geçirttiğim hakkındaydı. ve o bana şu an kaybettiğinde altımda olacağını ima ederken, aklım yemin ederim ki uçmuştu. minho'yu yatakta düşünmek bile boğazımın düğümlenmesine sebep oluyordu. "kabul."

ve bu iddiayı ben kazanırsam lee minho benim olurdu.

cidden, bunun da iddiasina girerim ki, kazanırsam lee minho benim olacaktı.

yüzünde bir gülümsemeyle geri çekildi. "peki ya ben kaybedersem?"

meraklı bakışlarım onu bulduğunda arkasına yaslandı. bana bakıp göz kırptı. "ona da o zaman karar veririm."

önüme dönerken seungmin gelip ortamıza oturdu ve dizlerime uzandı. yan bir şekilde yatıp bacaklarını minho'nun dizlerinin üzerine koydu ve gereksiz temastan hoşlanmayan minho, hemen kalçasına bir tane yapıştırmıştı. seungmin hemen isyan eder gibi bağırdı. "ya, hyungun kucağına bacaklarını sormadan uzatmak da ne?"

"uzansın, ne olacak? birazdan sıkılıp chan hyungun yanına geçer nasıl olsa." ona bakmadan konuşmuştum ama bakışlarının bana dönmüş olduğunu biliyordum. "peki, zaten seungmin ne yapsa onu koruyorsun."

önüne döndüğünde bir şey dememeyi tercih etmiştim. bizim normal sohbetimiz böyleydi. çoğunlukla bu davranışlarına alışıktım.

birlikte bir eve çıkmıştık. başta ben chan hyung ile kalıyordum ama chan hyung ve seungmin sevgili olunca, onlar bir odada kalmaya başlamıştı ve başka oda olmayınca bende minho ile bir odayı paylaşmaya başlamıştım.

seungmin dediğim gibi çok geçmeden kalkmış ve chan hyungun yanına oturmuştu. chan hyung kolunu sevgilisinin omzuna sarıp kendine çekmişti. sıkıldığım için odaya geçip uzanmaya karar verdim. "ben yatıyorum, iyi geceler."

i bet youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin