O.Ç.-1

347 22 7
                                    

"Her zaman, herkesin bir umudu vardır" dedi abim ve devam etti. "Bu yüzden şu an burdayız". "Hayatında yaşadığın şeylerden dolayı insanlara kattığın güzellikleri anlamsız gibi düşünemeyiz ama" dedi. Haklıydı ama yaşadıklarım ve daha kötüleri... Fazlaydı. "Ne yaptım ben insanlara?" Dedim buruk bir gülümseme ile. Elimi tuttu ve "Bana gülümseme katıyorsun. Lösemi çocuklara yardım ve hayat bağışlıyorsun. Diğer derneklere de yardım ediyorsun. Annemlerin seninle gurur duymasını sağlıyorsun" dedi. Bana önem verdiğini ve benimle gurur duyduklarını biliyordum. Genede içimde bir yer bunları duyunca sevinecek gibi olsada diğer taraf o tebessümü haykırmaya dönüştürüyordu.

"Hatırlıyor musun?" dediği gibi elimi biraz daha sıktı ama bu sıkma can açıtmak için değil destek vermek içindi.

"Küçükken annem derneklere bağış yaparken seni de götürürdü" Dediğinde başımı salladım. "Bir gün gene derneğe gidiyordunuz. Sizi uğurlamak için kapıya gelmiştim. Tam kapıdan çıkarken annem 'arabanın anahtarını unuttum' diye içeri girmişti. Kapıda boş boş bakarken seni izliyordum. Bir ayakkabı vardı. Belki hatırlarsın. Üzerinde çiçekler vardı. Küçükken o ayakkabı için yalvarmıştın . Annem de sana doğum gününde almıştı". Karşıya doğru bakıyordu ve tebessüm ediyordu. "Evet" dedim bende onun gibi uzaklara dalarken. "Evet hatırlıyorum"

"O ayakkabıları annemin derneklere bir şeyler vermek için yaptığımız poşetlerin en arkasına koymuştun ve eski ayakkabılarını giymiştin. Arada bir annem geliyor mu diye bakıyordun". Elimi 'devam et' dercesine salladım.

"Annem eve geri döndüğünüzde fark etmemişti hala. O görmeden seni odamıza doğru sokmuştum ve neden böyle yaptığını sormuştum. Bana 'belki ben onlardan çok istorum ama biz seneye de onlaydan alabiliyiz doğum günümde. Onlay ağamajlar' demiştin" dedi garip bir şekilde konuşurken. Küçükken böyle konuşuyordum galiba.

"Sen küçüklükten beri böyleydin Asra". Bankın başına kolunu uzattı ve omzumdan beni kendine doğru çekti. Ona doğru yanaştım. Diğer abilere karşın fazlası ile duygusal ve kardeşine düşkün biriydi. Bu yüzden ona hayran bir gözle bakıyordum. Kafamı geriye doğru yaslandım ve derin bir nefes aldım. O da kafasını bankın köşesine koydu. Benim gibi derin bir nefes alırken esnedi. Galiba dört saattir buradaydık ve saat daha sabahın yedisiydi. On ikide uyuduğumuza göre... Sadece üç saatlik uykumuz vardı. (Doğru olmaya bilir matematikte sadece açılarım iyi :p)

Yürümeye başladığımızda abimde bende telefonla oynuyorduk. Abim birden durup elini havaya doğru salladı. Superman'in yaptığı gibi. "Dead Trigger aşkınaaa" dediğinde düşündüğüm şeyin olması için yalvardım. Ona şaşkınca bakarken beni ayaklarımdan tutup havaya kaldırdı. İşte bu be.

"Düşündüğüm şey oldu dimi?"

"Evet" dedi ve beni döndürmeye başladı.

"Arenada en çok zombiyi biz öldürmüşüz" dediği gibi ikimizde elimizi yumruk yapıp birbirine çarptık. İşte hayat böyle güzel beee 💪👏

Oyundaki Çocuk♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin