Chaeyoung
Selamlaşıp Mina'nın evine geçtiğimizde gerginlikten ellerimle oynuyor, ara sıra etrafa göz gezdiriyordum. Evini çok güzel düzenlemişti ve hoş gözüküyordu, boş duvar kalmasın diye aralara ünlü ressamların tablolarını sıkıştırması bir hayli hoşuma gitmişti. Kitapları salonunun boş köşesindeki dolabını süslüyordu, okumaya hevesli olduğunu sadece bu raflara bakarak bile anlamanız oldukça kolaydı. Kendisi bize birer kahve yapıp herkese sırayla verdiğinde çekinerek almış, önümdeki sehpaya bırakmıştım. Hiçbir şey yokmuş gibi normal bir şekilde konuşuyorlardı, Nayeon çoktan yeni tanıştığımız kıza yürümeye başlamıştı bile. Biz Mina ile konuşmayan tek kişiler kaldığımızda sonunda sessizliğimi bozmuş, alakasız bir soru yöneltmiştim. "Tuvalet nerede?" Ayağa kalkıp başıyla gel işareti yaptığında ben de kalkıp onu takip etmiş, koridordan geçtiğimizde gösterdiği kapıyı açmıştım. İçeri girecekken kolumdan tutmasıyla ona dönmüş, diyeceği şeyi beklemiştim. "Benden çekinmene gerek yok, en azından arkadaş olabiliriz. Zaten tam karşımda oturmana rağmen nasıl hiç görüşmedik bilmiyorum ama." Dediklerine karşın omuz silkmiş, buruk bir gülümsemeyle konuşmuştum. "Bilmiyorum Mina, dediğim gibi insanlara çok güvenim yok." Gideceğini düşündüğümden tuvaletin ışığını açmış, önüme dönmüştüm. Yine beklemediğim bir şey yapıp ellerini belime sardığında gözlerimi kapamış, konuşmasıyla derin bir nefes almıştım. "Bu yaptığıma nasıl tepki vereceksin bilmiyorum ama seni tanımak istiyorum Chaeyoung, her zaman yanında olacağım. Bana kalbini açmanı istiyorum, ne olduğunu bilmek istiyorum." Tüm saflığıyla söylediğinden emin olduğum bu cümleler beni ne kadar rahatlatsa da, içimdeki tedirginlikten hiçbir zaman vazgeçemiyordum. Bu söylediklerine karşın gözlerim dolacak gibi olduğunda dudaklarımı dişlemiş, belimin üstündeki elini sıvazlamıştım. "Bunun için önce kalbimi açmama izin vermen lazım." Omzumun üstündeki başına kısa bir bakış atıp gülümsediğini gördüğümde ben de son kez zorla gülümsemiş, bedeninden ayrılmıştım. "Bana güvenmeni sağlayacağım, göreceksin. Sana yardım edeceğim." O konuşup gittikten sonra ben de tuvalete girmiş, elimi yüzümü yıkamıştım. Aynayla biraz bakışmamım ardından iç çekmiş, kendime paranoyaklığımı kırmam gerektiği hakkında uzun uzun konuşmalar yapmıştım.