Chaeyoung
Evimden çıktığımda karşımdaki kapıya bakıp bir an ne yaptığımı sorgular gibi oldum, yaptığım şeyin saçmalığının farkına vardığımda ise Nayeon'u arayıp konuşmak için yanım gelmesini istemiştim; zaten yan binamda oturduğundan kabul etmeyeceğini sanmıyorum. Açıkcası Dahyun'un ortaya sunduğu fikrin çok da iyi olmayacağını düşünmek lazımdı. Kapımın önündeki çöpleri alıp binadan aşağı inerken daha önce görmediğim birinin bana seslenmesi ile bakışlarımı oraya döndürmüş, dikkatimi söylediklerine vermiştim. "Kusura bakmayın, Myoui Mina'nın nerede oturduğunu biliyor musunuz?" İlk başta transa girmiş gibi birkaç saniye beklemiş, ardından hayır anlamında başımı sağa sola sallamıştım. Teşekkür edip telefonundan birini aradığında ortamdan hızlıca kaçmak istercesine binadan çıkmış, hemen yanımdaki çöpe ilerlemiştim. Elimdekileri attığımda geri dönerken Nayeon'u görmüş, el sallamıştım. Birlikte selamlaşıp içeri girerken az önceki arkadaşıyla konuşan Mina'yı görmek isteyeceğim en son şeydi, aynı binada yaşayıp nasıl onu hiç görmediğimi bilemesem de böylesi daha iyi diye düşünmekten kendimi alıkoyamamıştım. Tabii ki insan görünce dayanamayan Nayeon yanlarına gittiğinde peşinden beni de sürüklemiş, çoktan bir konuşma başlatmıştı. Birbirlerine nasıl olduklarını sorduklarında beni tanımadığına şükrediyor, konuşmadan kaçmak için yer arıyordum. Eğer salak değilse sesimden kim olduğumu rahatça anlayabilirdi. O sırada yanındaki arkadaşını işaret edip konuştuğunda sıçtığıma kanaat getirmiş, tanıtmayı bitirmesini beklemiştim. "Yanımdaki arkadaşım, Jeongyeon olur kendisi. Tanımadıklarına karşı biraz çekingendir kusura bakma." Jeongyeon diye tanıttığı kişi gülüp Mina'ya şakayla karışık vurduğunda ikisi de gülmeye başlamıştı. Nayeon bana doğru dönüp asıl konuya gelirken kaş göz hareketleriyle hayır desem de beni anlamamış, ya da daha doğrusu takmamıştı. "Chaeyoung bu da, yanındaki arkadaşının ikinci versiyonu diyebilirim." Jeongyeon tebessüm edip bana elini uzatırken aynısını yapmış, elini sıkmıştım. Aynı zamanda başımla selam verirken ortamın şimdiden garip bir hal aldığını hissedebiliyordum. "Tanıştığımıza memnun oldum." Yüzündeki ifadeyi bozmadan söylediği şeyle ilk başta cevap vermesem mi diye düşünmüş, ardından ayıp olacağından ve Nayeon'un arkamdan vurarak beni uyarmasından bu düşüncemden vazgeçmiştim. "Ben de öyle." Bir gülümseme edinerek konuştuğumda Mina'nın yüzünün aldığı şekil ilk başta gülmemek için kendimi tutmama neden olsa da, artık tanınmamak için çok geç olduğunun farkına varmıştım. Yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirip elini uzattığında konuşmuş, benimle sadece ikimizin anlayabileceği bir şekilde dalga geçmişti. "Merhaba Chaeyoung, ilk görüşmemiz değil mi? Memnun oldum."
