Chaeyoung
Evden çıkıp gerginlikten terleyen ellerimi şortuma sildiğimde önünde durduğum kapıya iki kere tıklamıştım, kapı bekletmeden açıldığında karşımdaki görüntüye tebessüm etmiştim. Uykulu gözleriyle bana bakarken bu saatte uyuması ne kadar anormal olsa da aldırış etmemiş, acaba yaptığım ayıp mı diye düşünmüştüm bir anlığına. Yine de ne yaşadığımı bilmek isteyen kendisiydi ve hazır anlatmaya cesaret edebilmişken geri dönmek istemiyordum. Karşımda ne diyeceğimi beklerken telefonunu çıkarmış, saate bakmıştı. Kaşları çatılırken tekrar bana dönmüş ve konuşmuştu. "Bu saatte neden geldin, bir sorun mu var?" Dediklerine karşın gülerken gayet ciddi olduğunu fark edince susmuş, elimi enseme götürürken konuşmuştum. "Mina bu saat dediğin 10, asıl şimdi uyanık olman lazım. Ayrıca sahilde buluşup biraz dün bahsettiğimiz konu hakkında konuşabilir miyiz diyecektim." Sonunda yüzündeki ifade gidip yerini gülümsemeye bıraktığında ben de samimi bir gülümseme edinmiştim. "Tabii ki, bana bir dakika ver giyinip geliyorum." Kafamı sallayıp kapının yanındaki merdiven tutunağına yaslanmış, o gelene kadar telefonumu çıkarmıştım. Biraz oyaladındıktan sonra kapının açılmasıyla dikkatimi o tarafa vermiş, çıkarttığım telefonu tekrar çantama koymuştum. Yanımdan ilerleyip merdivenlerden inerken onu takip etmeye başlamıştım. Asıl söylemek istediğim şeyi sakin bir ortamda anlatmak istediğimden yol boyunca havadan sudan konuşmuştuk. Sahile geldiğimizde her zamanki bankımıza otururken derin bir nefes almış, parmaklarımla oynarken başımı aşağı eğmiştim. O da yanıma oturup konuşmamı beklerken rahatlamamı ister gibi sırtımı sıvazlamış, bedenimi kendisine çekerek başımı omzuna yaslamamı sağlamıştı. Her türlü anlatacağımı ve kaçış olmadığını bildiğimden direkt konuşmaya başlamış, aklımdakilerin bir nevi özetini geçmiştim. "Şimdi şöyle, bildiğin üzere sürekli insanlardan korktuğumu söylüyorum. Aslında farklı bir nedeni var ve ikimiz de bunu biliyoruz. Fazla uzatmak istemiyorum bu yüzden çabuk anlatacağım. Bundan beş veya altı sene önce sanırım, biriyle tanışmıştım. Tanıştığım kişi erkekti ve tahmin edebiliyorsun ki o zamanlar ikimiz de küçüktük, aklımız başımızda değildi. Liseye yeni başlayan birinden ne kadar mantıklı kararlar almasını isteyebilirsin orasını da bilmiyorum. Aynı sınıftaydık ama hiç çok konuşmuşluğumuz olmamıştı, sadece sınıf etkinliklerinde ya da arkadaşlarımızla birlikteyken konuşurduk. Ondan sonra benimle ilgilendiğini söyledi ve aramızda bir şeyler olmaya başladı, biliyorsun işte romantik anlamda. Ben de o zamanlar kendimi sorgulama aşamasındaydım acaba kadınlardan mı hoşlanıyorum diye. Neyse ben bu sorgulama kısımlarını çok kafama takmayıp ilişkimize yönelmiştim, ilk iki senemiz çok güzel geçiyordu. Kendisinin homofobik olmadığını da biliyordum ve hiç kavga etmezdik. Lisenin üçüncü senesi gibi ben sınıfa yeni gelen bir kızdan hoşlanmaya başladım, ilişkimiz de git gide kötüleşiyordu. Bunun benim sevgilimi daha fazla sevmediğimden olduğunu düşündüğümden gidip onunla konuşmuştum, böyle böyle kızdan hoşlandığımı ve ilişkimizi bitirmek istediğimi. Zaten sürekli, günde en az iki kere kavga ediyorduk ve başkasından hoşlanmasam bile ikimiz için de en mantıklı ve sağlıklı karar buydu. İlk başlarda gayet güzel tepki göstermişti, hatta kız hakkında konuştuğumuz bile oluyordu ara sıra. Ama sonralarında bana hâlâ ondan hoşlandığımı söyleyip, ayrılmak için bahane bulduğumu söyleyip baskılamaya başladı. Onu sevdiğimden o kadar emindi ki ben bile inanacaktım cidden. Sonra bunun hırsıyla sevdiğim kıza ondan hoşlandığımı söylemişti, ki tahmin ediyor olacaksın sevdiğim kız da bunu tutamayıp tüm okula yaymıştı. Ondan sonra neredeyse tüm okul benden iğrenmeye, koridorda yürürken bile yargılayıcı bakışlar atmaya başlamıştı. Bunun sonucunda ailemle konuşup okul değişmiştim, insanlara bu yüzden artık güvenmiyor ve hiç açılmıyordum. Yine de hoşlandığım kızın yakın arkadaşlarından biri olan ve tanıdığın Nayeon sürekli yanımda olup beni arkadaşlarıyla tanışmıştı, tabii o zaman o kızla ilişkisini de bitirmişti. Ama onun bana destek vermesi yeterli olmuyordu, çünkü ailem de müdürle konuşurken öğrenmişlerdi ve aramız eskisi kadar iyi değildi. Çoğu kez neden böyle olduğumu sorgulayıp intihara girişmiştim ama hiçbirini yeterince cesur olduğum için başaramadım, o yüzden sadece kendime zarar vermekle yetiniyordum. Bir gün yeni okulumun tuvaletindeyken ellerimi yıkıyordum ve içeri bir kız girdi, ne kadar saklamaya çalışsam da elimdekileri gördüğünü ve büyük ihtimal benim depresif bir ergen olduğumu düşündüğünü biliyordum. Bu dediğimin tam tersini çıkarmak istercesine ertesi gün gelip bir sıkıntım olup olmadığını sormuştu, her zaman hayır cevabı versem de her gün yine geliyordu." Hatırladıklarımla tekrar üzülürken kendimi toparlamak adına derin bir nefes alıp devam etmiştim. "Bir gün ben de o da bıktım ve beni her gün bunaltmasının nedeniyle biraz tartıştık diyebilirim, o gün bana neden açılmadığımı söyleyip kızmıştı. Ben de her şeyi anlatmıştım ve beraber okulun bahçesinde ağlamıştık. O günden sonra bana intihar etmeyi aklımdan bile geçirmemem için söz verdirtti ve hep yanımda oldu, bir süre sonra da sevgili olduk. Ne kadar bana söz verse de kendisininkini tutamamıştı ve aile baskısı, dersler, ailesinin ekonomik sıkıntıları yüzünden intihar etmişti. O yüzden de o gün bugündür kendimi kimseye açmadım ve eğer gerçek yüzümü gösterirsem onları kaybedeceğimden korktum. Kendimi kitaplara verdim ve yazmaya, okumaya başladım. O yüzden sana karşı ilklerde soğuktum. Üzgünüm." Ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırıp dişlerimi geçirdiğimde başımı boynuna yaslamış, elleriyle saçlarımı okşamaya başlamıştı. Beni sakinleştirmek adına mırıldanırken çoktan kendimi tutamayıp ağlamaya başlamış, onun da gözlerinden bir yaş gelmesine sebep olmuştum. Ben onu bana yaptığı gibi hiçbir şey demeden dinlerken gerçekten huzurlu olmamı sağlıyordu. "Chaeyoung bu kadar şey yaşadığını bilmiyordum asıl ben özür dilerim, tabii ki de seni hiçbir zaman bırakma gibi bir niyetim yok. Bana güvendiğin için teşekkürler, dediğim gibi bunları atlatmanı sağlayacağım söz veriyorum. Her zaman yanında olacağım ve ben sözümü tutacağım, sadece senin de güçlü duracağına ve bana uyacağına söz vermeni istiyorum." Gözyaşlarımın arasından gülümserken kafamı tamam anlamında sağlamış, başımı kaldırarak yüzlerimizi eşitlemiştim. Ne yaptığımı anladığını belli etmek istercesine dudaklarıma yaklaşmış, beni öpmeden önce konuşmuştu. "Sana geçmişini affettireceğim Chaeyoung, seni seviyorum."
biraz ani bir final oldu evet ama her gün bölüm atmaktan çook yoruldum ve konum kalmadı o yüzden aklıma yeni bir şey gelene kadar bununla yetineceğiz maalesef :(
