Şiir ve gelenek

171 2 0
                                    

Şiir geleneği daha önce yaşamış şairlerin eserleriyle oluşmuştur. Geleneği oluşturan şairler arasında sanat anlayışı bakımından ilişki vardır. Halk ve aydın, tarihi akış içerisinde kendi dilleriyle kendi şiir geleneklerini oluşturmuşlardır.

Bir toplumda kuşaktan kuşağa iletilen kültürel değerlere, alışkanlıklara bilgi, töre ve davranışlara gelenek denir. Düğün geleneği, mevlid geleneği, bayram geleneği… gibi.

Şiir geleneği daha önce yaşamış şairlerin eserleriyle oluşmuştur. Geleneği oluşturan şairler arasında sanat anlayışı bakımından ilişki vardır. Halk ve aydın, tarihi akış içerisinde kendi dilleriyle kendi şiir geleneklerini oluşturmuşlardır.

Örneğin Murat Çobanoğlu, geleneği Türk edebiyatının başlangıç tarihine dayanan halk edebiyatının bir temsilcisidir. O, dörtlüklerle ve hece vezniyle şiir kozasını oluştururken içinde yaşadığı kültürel ortamın etkisiyle farklı kavramlara ve kelimelere yer vererek geleneğin içinde özgünleşmiştir.

Türk edebiyatında üç şiir geleneği vardır:

1. Halk Şiiri Geleneği ve Özellikleri

Halkın içinden yetişmiş ve çoğu okur-yazar olmayan sanatçılar tarafından oluşturulmuştur.

Şiirler, sade bir halk Türkçesiyle söylenmiştir.

Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır.

Hece vezni kullanılmıştır.

Kafiyeye önem verilmiştir.

Aşk, tabiat, tasavvuf, yiğitlik gibi konular işlenmiştir.

Şiirler hazırlıksız olarak söylenmiştir.

Genellikle yarım kafiye kullanılmıştır.

Gelenek usta-çırak ilişkisiyle bugüne kadar gelmiştir.

Koşma, semai, varsağı, destan, ilahi, nefes, mani, türkü gibi nazım şekilleri vardır.

Halk şiiri geleneğinin en güçlü temsilcileri Karacaoğlan, Âşık Seyrani, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Erzurumlu Emrah ve Gevheri’dir.

Bu geleneğin son dönem temsilcileri arasında Âşık Veysel, Murat Çobanoğlu, Âşık Reyhani, Âşık Şeref Taşlıova ve Âşık Mahzuni’nin önemli bir yeri vardır.

Örnek:

Avşar Elleri Kalktı göç eyledi avşar elleriAğır ağır giden eller bizimdirArap atlar yakın eyler ırağıYüce dağdan aşan yollar bizimdir Belimizde kılıcımız kirmaniTaşı deler mızrağımın temreniHakkımızda Devlet Vermiş FermanıFerman padişahın dağlar bizimdir Dadaloğlum yarın kavga kurulurÖter tüfek davlumbazlar vurulurNice koç yiğitler yere serilirÖlen ölür kalan sağlar bizimdir

                                     Dadaloğlu

2. Divan Şiiri Geleneği ve Özellikleri

Divan edebiyatı, saray ve çevresinde gelişen ve aydın zümreye hitap eden bir edebiyattır. “Klasik Türk Edebiyatı” ismiyle de anılır.

Bu döneme ait şairlerin, şiirlerini topladıkları “divan” adı verilen birer defterleri vardır. Her şairin bir divanı olduğu için, divan edebiyatı ifadesi daha yaygındır.

Divan şiirinin dilinde Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar sıkça görülür. Bu dönemin Türkçesine “Osmanlı Türkçesi” denir.

Nazım birimi beyittir.

Aruz vezni kullanılmıştır.

Şiirlerde aşk, tabiat, din, tasavvuf gibi genellikle ferdi konular işlenmiştir.

Şiirlerde konu bütünlüğüne ve bütün güzelliğine değil, beyit güzelliğine yer verilmiştir. Yani en güzel şiiri yazmak değil, en güzel beyti yazmak amaçlanmıştır

Kaside, gazel, mesnevi, murabba, terkib-i bend, rubai, şarkı gibi nazım şekilleri vardır.

Örnek:

GazelTahammül mülkünü yıktın Hulagu Han mısın kâfirAman dünyayı yaktın ateş-i sıızan mısın kâfir Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlarAceb bir şuha sende âşık-ı nalan mısın kâfir Sana kimisi canım kimi cananım deyü söylerNesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kâfir Niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellayaMeğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kâfir Nedim-i zarı bir kâfir esir etmiş işitmiştimSen ol cellad-ı din ol düşmeni iman mısın kâfir

                                                                  Nedim

3. Modern Şiir Geleneği ve Özellikleri

Bu şiir geleneğinde şiirde ölçünün, nazım biriminin ve kafiyenin şart olmadığı savunulmuş ve ölçüsüz ve kafiyesiz şiirlerin örnekleri verilmiştir.

Sanatlı söyleyişin yerine yalın ve tabii söyleyiş benimsenmiştir.

Her türlü konu işlenmiştir.

Nazım birimi kullanılmamıştır.

Serbest şiir tarzı benimsenmiştir.

Şiirlerde sözcük dizilişi ve iç ahenk ön plandadır.

Örnek:

AnlatamıyorumAğlasam sesimi duyar mısınız,Mısralarımda;Dokunabilir misiniz,Gözyaşlarıma, ellerinizle?Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,Kelimelerinse kifayetsiz olduğunuBu derde düşmeden önce.Bir yer var, biliyorum;Her şeyi söylemek mümkün;Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;Anlatamıyorum.

                            Orhan Veli KANIK

LYS-EdebiyatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin