0.6

9.6K 553 108
                                    

Selam, altıncı bölüm ile karşınızdayım.

Biliyorum uzun zamandır bölüm atmıyorum ama nedenini duyuru panom da paylaştım.

Ve kitapta aşırı değişiklikler yaptım. Bence kitabı okumaya en başından başlayın.

İnşallah beğenirsiniz.

Oy ve yorum atmayı unutmayın.

İyi okumalar...

24.03.2022/Perşembe

🌼


Çiçek'den

Okulda öğle arasındaydık yemek yemiş ve derse girmemize 20 dakika kalmıştı. Canımız sıkıldığı için kantindeki arkadaşlarımızın yanına inmiştik.

Arkadaş... En son annem ve babam ölmeden önce arkadaşlarım olmuştu. Kazadan sonra konuşamamam insanlar için hep sorun olmuş ve beni istememişlerdi. Yanımızda olan herkes Çınar için vardı. Çınar da zamanla bunu fark edip herkesle işini bitirmişti. Seni istemeyeni ben istemem demişti ama sadece kendini yalnızlaştırmıştı.

Neyse ki artık gerçek olduklarını düşündüğüm arkadaşlarım vardı.

Masada gözlerimi gezdirdim arkadaşlarımız vardı. Birlikte oturup gülüşebileceğimiz. Hayatımız sanki biraz yoluna giriyor gibi ve bu beni çok mutlu ediyordu.

Düşüncelerimden ayrılma sebebim masadakilerin gülüşme sesiydi. Dünyadan o kadar soyutlanmıştım ki yapılan espiriyi bile duymamıştım. Çaktırmamak için bende gülüyormuş gibi yapmıştım ama çok başarılı değildim sanki. Masadakiler fark edip bana gül eye başladılar bu sefer bende onlara katılıp gülmeye başlayınca bizi susturan şey zil sesi olmuştu. Birden herkes susup homurdanmaya başlamıştı. Ah tabi ya ders kimya.

Bu okula başlayalı hemen hemen bir hafta oluyordu. Ve kimya hocası hariç herkesi sevmiştim. Birde Ece ve Cem'in arkadaşları var. Onları unutsam ayıp olurdu herhalde.

Sınıfa çıktık ve herkes yerine oturdu. Cam tarafında oturuyordum. Öğretmen masasının önünde Masal, arkasında Nehir, onun arkasında Çınar ve onun arkasında da ben vardım. Benim arkamda oturan çocuğun ismini bilmiyordum. Bu okula bu sabah gelmişti ve hiç konuşmamıştı. Belki çekingendir diyerek üstüne gitmemiştim.

Zaten okula ilk ders geç kalmıştık. Kadir Bey kimliklerimizi almamız gerektiğini söyleyerek bizi nüfus müdürlüğüne götürmüştü. Dersimiz 09.30'da başlıyordu ama yinede geç kalmıştık. Her neyse. Sonuç olarak çocukla tanışamamıştık ve geldiğimizden beri uyuyor yemeğe de inmemişti.

Bunları düşünürken hoca sınıftan içeri girdi ve girer girmez bağırmaya başladı. "Herkes yerlerine defter ve kitaplar kalksın! Sadece kalem ve silgi istiyorum masaların altında quiz olacaksınız." Sınıftan "NE!?" Diye bir ses yükselmişti bende şaşkın olsam da bu hallerine gülmüştüm.

Hoca kağıtları dağıtmıştı ve 25 dakikalık bir süre vermişti. O sürede bitirebilir miydim bilmiyorum ama elimden geleni yapıcaktım.

𝐴𝐻𝑅𝐴𝑍 || 🌼Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin