İçeri giren dadı ile ikimizde kala kaldık. Dadı hemen benim Luka olmadığımı anlamıştı ve muhafızları çağırmıştı.
Şimdi de ben, Marinette ve Luka kraliçenin karşısındaydık.
Bu hiç iyi değildi! Amcam ve önceki prenses gibi hikayemiz yarım kalmazdı değil mi?
Kraliçe bize alayla baktı.
"Yani Luka en başından beri kendi evinde kalıyordu ha? O zaman prensesler de Luka'dan değil. Luka yerine de bu adamı seçtin? Saçlarına bakılırsa ay krallığından değil."
Normalde gizlediğim saçlarım şu anda açıktı.
"Onu bırak gitsin!" Marinette endişeyle konuştu.
"Seni bırakıp gitmem prenses!" Anında ona karşılık verdim.
"Sen kimsin söyle bakalım." Kraliçe sakinliğini koruyarak konuştu.
"Ben Adrien Agreste! Güneş krallığının veliaht prensiyim!" Hiç düşünmeden gerçekleri söyleyivermiştim.
"Güneşin kralı demek ki oğluyla hiç ilgilenmiyor." Yanında duran adamı eliyle çağırdı. "Güneş krallığına bir mektup gönderin. Kral oğlunu ve güneşe daha yakın olan torununu alsın."
Kraliçeye hayretle baktım. Hayır olamaz!
"Olmaz majesteleri! Bebekler yeni doğdular annelerine ihtiyaçları var!" Ona yine karşılık vermiştim.
"Ama sen de biliyor olmalısın genç adam. Güneş soyundan gelen insanlar Ayda, Ay soyundan gelen insanlar Güneşte yaşayamaz."
O an sustum. Çünkü itiraz edecek hiç bir şey yoktu. Bunun gerçek olduğunu bizzat kendim deneyimlemiştim. Sadece bir hafta! Buraya dayanma miktarım sadece bir haftaydı. Marinette ise bir gün bile güneşe dayanamamıştı.
Marinette'e baktığımda yüzünde korkunç bir ifade vardı.
"Sen sadece bir hafta dayandın Adrien. O sadece bir bebek! Belki de çok ağlamasının gözlerini açamamasının nedeni budur. Solar ölmesin Adrien..."
"A-ama o daha yeni doğdu. Belki de-"
"Size bir hikaye anlatayım prens," Kraliçe sertçe sözümü kesti. "Çok çok eski zamanlarda Ay prensi ve Güneş prensesinin ikizleri olmuş. Bu dönemde iki krallığın da arası iyiymiş ve krallar çok yakın arkadaşlarmış. Yani sizin ilişkinizin aksine onaylanmış bir ilişkileri varmış.
"İkizlerin biri Ay diğeri Güneş soyuna daha yakınmış. Ay bölgesinde yaşamayı seçen ailedeki Güneş soyundan gelen kişiler gün geçtikçe hastalanıyormuş. Güneşin kralı bunu fark edince kızını ve Güneş soyundan gelen torununu güneşe getirmiş. Prenste karısı ve çocuğunun kurtulmasının tek yolu bu olduğu için kabul etmiş.
"Bu hikayenin kötü tarafı ay soyuna daha yakın olan prens bir aylıkken annesine hasret kalmış. Başka bir kadın süt annelik yapmak istemiş ama prens kabul etmemiş.
"Güneş soyundan gelen prens ise annesinin sütünü alabilmesine rağmen uzun süre güneşten uzak kaldığı için ölmüş. Anne sütü bile ona ilaç olmamış.
"Aydaki prenste zaten bir süre sonra anne sütü alamadığı için hayata gözlerini yummuş. Veliaht prens eşine götürmek istemiş küçük oğlunu ama güneşe geçtiği andaki sarhoşluk hissi yüzünden ay soyundan gelen kimse oraya geçmek istemiyormuş. Sonunda güneşten bir şoför çağırtıp onunla gitmiş ama yolda güçsüz ve zayıf olan prens babasının kollarında can vermiş.
"Prens prensesin yanına ancak oğlunun cansız bedeniyle ulaşmış."
Kraliçenin hikayesi bittiğinde gözlerim dolmuştu. Yani asla tam bir aile gibi yaşayamayacak mıyız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Tutulması [Marichat×Adrinette] ✓
FanfictieGüneş krallığı ve Ay krallığı... İki düşman krallık... Güneş krallığınin prensi Adrian küçüklüğümden beri merak ettiği ay krallığında geçer ve kendini Kara Kedi olarak tanıtır. Ne Ay krallığındakilerin onun bir güneşli olduğunu bilir; ne de Güneş...