21 |M|

257 19 0
                                    

bubblehun:

Her şey, evi temizleme sırası bendeyken ev arkadaşımın kullandığı yapay penisi bulmamla başladı. Bir miktarla kaşındığımın farkındayım fakat bulduğum şeyle ne tepki vereceğimi bilememiştim ki, elimdeki yapma penise tanınmayan cisim bakışları atarken arkadaşımın odaya girmesi hiç işten olmamıştı. Görmemiş gibi davranıp yerine koyabilirdim ya da 'benim değil' itirazlarını dinleyebilirdim. Ama odaya giren beden benimle şaşkınlığını yarıştırmaya kalkınca işler değişivermişti. Öncelikle, Jongin dış görünüşüyle hiç penis alacak biri gibi durmuyordu. Sonrasında, şu yapma penis anından sonra zıt görünüşüne zıt karakteriyle tamda içine penis alacak biri gibi davranmaya başlamıştı. Çünkü ona laf atmıştım. Çünkü hiçte elit iki kişi gibi davranmıyorduk ve çünkü birbirimizle o ana kadar zıtlaşıyorduk. Bu zıtlaşmayı o anda da sürdürerek totelde kötü, sonuçta iyi bir şey yapmıştım. Ona, "harbi gerçeğine ihtiyaç duymuyor musun?" demiştim. Bana, "duyuyorsam yapabileceğin bir şey var mı?" demişti. Ona, "bu işini görür mü?" demiştim. Yapay penisi pantolonumun önüne getirip benzer şeyler olduğunu söyledikten sonra elimdekini çekip alarak beni odadan kovmuştu.

Geçen bu sıradışı günün ardından -elime ilk kez yapay penis aldım- iki gün benimle konuşmadı. İki günün sonunda onunla düzgünce konuşmaya başladığımda birbirimizi anladık. Üçüncü günün sonunda birlikte gülmeye başladık. Dördüncü günün sonunda tam anlamıyla birlikte takıldık. Beşinci günün sonunda birlikte harika vakit geçirdiğimizi fark ettik. Altıncı günün sonunda birbirimizi öptük. Yedinci günün sonunda geçmişten konuşmaya başladık. Sekizinci günün sonunda dertleştik. Dokuzuncu günün sonunda sarmaş dolaş film izledik. Onuncu günün sonunda birlikte evi temizlemiş olmanın yorgunluğuyla yığıldık. On birinci günün sonunda duygularımızı birbirimize açtık. On ikinci günün sonunda birlikte uyuduk. On üçüncü günün sonuna yaklaşırken ise, Kim Jongin'in, deliğini, yalıyordum.

Dilimin ucuyla girişini dürterek kalça yanağını sıktım. Boğazımdan çıkan hırıltılı ses yükselişimi belli ederken zevkten titrediğini fark ettim. Son bir dil darbesiyle aynı bölgeyi dürtüp domalan bedeninin ardında yükseldim. İçine girmek için hazırladım kendimi.

jongbear:

Dünyam dönüyordu. Deliğimde, en hassas olduğum yerde, dilini bir tur döndürdüğü an dünyam dönüyordu. Midem kendisine eşlik ederek çalkalanıyor ve titrek ve hızlı nefes alış verişlerim eşliğinde titriyordum. Çok becerikli hareket ediyordu ve deliğine parmağıyla yapay penisten başka bir şey dayanmayan benim için muazzam duyguların arasına döndürüp döndürüp atmıştı beni. Arkamda doğrulduğunda deliğime değen soğuklukla ürperdim.

"Sehun-ah... İstiyorum..."

bubblehun: "Neyi istiyorsun bebeğim?"

Parmaklarımı penisime sarıp hafif hafif okşamaya başladım. Çırılçıplak bir halde önümde domalarak benim de isteğimi kamçılıyordu. Dikkatimi çeken çok fazla etken vardı; çıkık ve dolgun kalçası, istekle kasılıp gevşeyen deliği, öpülesi bacak içleri, parmaklarımı dolamak istediğim saçları, tek bir çizik olmayan sırtı, o sırta çeşitli izler bırakma düşüncesi...

jongbear: "Beni tarifi imkansız duygulara çıkarmanı..."

Deliğimde penisini hissetmem geç olmadı. Alt dudağımı dişledim gözlerimi sımsıkı yumarken. Yavaş yavaş kendini ittirdi. Ellerim altındaki çarşafı sıkıca tutarken inledi. Kendimi kasıyordum. Kendimi kasmamak imkansızdı. Ne denli sertleştiğini görmüştüm ve sertleştikçe nasıl büyüdüğünü. Ve şimdi beni nasıl genişleteceğini. Ve bir daha daralmak istemeyeceğimi.

bubblehun:

"Ahmm... Kendini kasma bebeğim."

Kasıldıkça erkekliğimi sıkıştırıyordu. Onu gevşetme görevi üstümdeydi. Tek elimi erkekliğine atıp onunla oynamaya başladım. Baş parmağım üyesini boydan boya gezinmekte bir numara iken sırtına kelebek öpücükler bırakmaya başladım. İşe yarayan bedensel hareketlerim alt dudağını ısırmasını sağladı. Gevşediği ilk anı fırsat bilerek yavaş yavaş git gel yapmaya başladım. Penisindeki elim belinin yanına gelmişti. Renklerimiz bir zıtlık ve zevklerimiz bir uyumluluk oluşturuyordu.

jongbear: "Oraya Sehunnie!~"

Canımı çok yakmadan, beni çok zorlamadan zevk noktamı buldu. Ayak parmaklarım içe doğru kıvrılırken el parmaklarımı sıkma nedenim zevke evrildi. Gözlerim kayarak kapandı. Hızlı olmasını dilenmeye başladım. Bulduğu o noktaya ne kadar hoyrat davranırsa o kadar kendimden geçecektim ben. Saatte üçyüzaltmış kilometre koşmaya benziyordu nefes alış verişim. Kasıklarıma dayanan akımla titriyordum altında.

bubblehun:

Kasıklarımın kalçasına çarpma sesi sekizyüz oktavdaydı. Saç diplerimde başlayan terin vücuduma açılması parlaklığımı sağlıyordu. Zevkten kararan gözlerimi kapatıp dilimi dudaklarım üstünde gezdirdim. İnlemeleri, onu tarifi imkansız duygulara çıkarmamın kanıtıydı. Ben de onunla bir yerdeydim. Yükselen hırıltılı sesim sona yaklaştığımı gösteriyordu. İçine fışkırarak boşaldığımda rahatlamayla verdiğim nefes onunkine karışmıştı ama onu duymamıştım. Rahatlamak ve eş duyguları hissetmemiz amacıyla elimi penisine attığımda fark ettim, çoktan boşalmıştı. Histerik bir şekilde güldüm. İçinden yavaşça çıktığımda tüm gücünü kaybetmiş halde yatağa yığıldı. Fakat kalçasını hâlâ en davetkar şekilde havada tutuyordu.

jongbear:

Sırtımdaki hafif çukurda yumuşak öpücüğünü hissettim. Gelen ikinci ve üçüncü öpücükleri sonrası tenime yapıştırdı dudaklarını. Dudaklarına kıstırdığı kısmı yaladı. Dişlerini hafifçe batırdı ve vakumlamaya başladı. Bitkin düşmüş halde pozisyonumu bozmadan uzanırken boğazımdan mırıltı çıkardım. Ağzıyla yaptığı işleme devam etti. Ve dahası, tek bir yerle sınırlı kalmadı. Sırtımın belirli bölgelerini iz yapma isteğiyle emip durdu. Zaten esmer olan tenimde bıraktığı morluklarla şahlandım.

bubblehun:

Son izime memnuniyetle bakıp yanına bıraktım bedenimi. Sırt üstü bir şekilde devrildim. Kalçasını indirerek sığındı bana. Dudağından yumuşakça öptüm. Göğsüme yattı. Ayak ucumuzda toplanan pikeyi ayaklarıma kıstırıp yukarı çektim ve üstümüzü örttüm. Fazlaca hafiflemiş ve iyi hissediyordum. Bunun sebebi ise kucağımdaki bedendi. Saçları arasına şefkatli bir öpücük kondurdum. Anlaşamayarak devam edeceğimizi sanırken ön yargılarımızın kırılması bizi nasıl bir noktaya getirmişti ama. Nasıl güzel bir insan olduğunu fark etmiştim. Diğer tüm duygularım geri plana itilmiş ve sevgim öne çıkmıştı. Dünyayı kurtaracağını düşündüğüm sevgi, benim hayatımı kurtarmıştı.

Sanırım bu dünyada, neydim değil ne olacağım demeliydik.

*

Roleplayer | SeKai TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin