私は何をすべきか?

237 17 17
                                    

"ÖNÜNE BAKSANA BE!" Jisung yanlışlıkla, farkında olmadan çarptığı kişinin elindeki kahvenin yere düşmesinin ardından bağırmasıyla korkuyla yerinden sıçradı. Kahve azıcık yere dökülmüştü sadece. Hiç bir şey olmamıştı. Adamın sadece omzuna azıcık değmişti, ve derse yetişmesi gerikiyordu.

Söyleyemeyeceğinden dolayı özür dilediğini belli ederek 1-2 kere eğildi. Ardından henüz tam olarak bilmediği okulu aramaya devam etti. Gerçekten bulamıyordu okulu ve kaybolduğunu düşünmeye başlamıştı. 

"HEY JİSUNG!" Kendine doğru koşan Hyunjin'i görünce rahatladı. "Sabah neden beni beklemeden çıktın? Seni arıyorum ne zamandır." Bir süre nefeslendi Hyunjin. Jisung gülümsedi kağıt çıkardı ve bir şeyler yazdıktan sonra Hyunjin'e verdi.

'Ayı gibi yatıyordun, inat olsun diye kaldırmadım.' Hyunjin okuduktan sonra göz devirdi.

"Benim ayı gibi yattığımı söyleyene bak. Sincap gibi yatağın içine kurulup nefes alamaz halde yatıyorsun." Jisung yine sadece gülümsedi. "İnsan en iyi, muhteşem, biricik, mükemmel arkadaşına bunu nasıl yapar?" Hyunjin ağlıyormuş gibi yaptı. Jisung kağıdı aldı ve tekrar bir şeyler yazıp uzattı.

'Okul nerede? Ben bilmiyorum. Sadece yürüyorum.' Hyunjin duraksadı. Etrafına baktı ve tekrar önüne döndü. Ardından Jisung'a bakıp tekrar kağıda baktı ev yine etrafa baktı.

"Kahretsin, neredeyiz biz?" Jisung'a sinirle baktı. "Hep senin yüzünden! Sabah beni uyandırsaydın şimdi okulda olurduk. Ben buradan okulun yolunu bulamam ki." Hyunjin ileriye korkuyla baktı. "Şurada bir kaç tane psikopat var. Az ilerdeler." Jisung'da korkuyla baktı. "Off! Ne yapacağız biz şimdi?" Jisung kağıdı aldı.

'Arlarında belki bir tane düzgün insan vardır. İlerdekilere sorsak? Yoksa hep burada kalacağız.' Hyunjin başını iki yana salladı.

"Hiç sanmıyorum orada düzgün birileri olduğunu. Oraya gidecek kadar büyük bir risk alamayız. Telefona sorsak?" Hyunjin telefonunu çıkartıp bir şeyler yaptı. İnternet çekmiyoğğğğ!" Jisung kendilerine doğru yavaşça sırıtarak gelen kafası güzellere baktı. Hyunjin'in omzuna vurdu. Hyunjin önce Jisung'a sonra baktığı yere baktı. "Kahretsin! Jisung bu sokağın sonuna kadar durmadan koşuyoruz tamam mı? Üç dediğimde... 3! KOŞ!"

👨‍❤️‍💋‍👨

"Sonunda girdik şu okula, sınıfa..." Öğretmenin gelmesini beklediler. Öğretmen sınıfa girince herkes onu selamladı. 

"Herkese günaydın. Bugün aramızda iki tane yeni öğrenci var. Kendinizi tanıtmak ister misiniz?" Herkesin kendilerini görebileceği bir yere geçtiler.

"Ben... Mükemmel, harika, yakışıklı, etkileyici, Matematiği hiç bir şeye yetmeyen, bunu önemsemeyen Hwang Hyunjin. Lakaplarımdan biri prenstir, yani bana böyle de seslenebilirsiniz. Daha kendim hakkında çok şey söylerim ama... Bu kadar yeterli." Hyunjin kendini kısaca (!) tanıttı.

"Ben sana Bay Ego diyeceğim." Sınıftaki kızlardan biri konuşunca küçük bir kıkırdama oldu.

"Oysa ben de Matematik öğretmeniydim. Her neyse, ben sana yardımcı olacağım. Peki ya sen? Kendisini bize tanıtır mısın?" Jisung önce öğretmene sonra sınıfa baktı. O kendini tanıtamazdı ki. Kolay kolay asla gerilmeyen vurdum duymaz Hyunjin bile endişlenmişti.

"Ah ha ha öğretmenim şey... Arkadaşım Jisung, çok utangaçtır. Ben onu şimdi konuşabileceğini hiç sanmıyorum. Gerilince benimle bile konuşmuyor." Hyunjin bir bahane uydurduğunda öğretmen onayadı.

"Pekala Jisung'ı zorlamayalım. İkiniz en arkaya geçebilirsiniz." Jisung ve Hyunjin gülümseyerek en arkaya geçtiler.

👨‍❤️‍💋‍👨

Give Me Hope So I Don't Die || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin