私は忘れたいです

74 8 21
                                    

Jisung şarkı sözleri yazmıştı. Şarkının adını 'Alien' koymuştu. Tam olarak ilk zamanlarda, gerçeğe alışamadığı zamanlarda hissettiği her şeyi bu şarkıya dökmüştü. Özeldi, fazla özeldi.

Aynı zamanda çok dinlediği bir şarkı vardı. 'Feel Special'. Bir şekilde kendini o şarkının içindeymiş gibi hissediyordu. 

Jisung konuşabilmeyi sadece şarkı söylemek için istiyordu. Ama bilemezdi, belki sesi kötüydü? Bunu umursamadan sadece bir kere bile olsa söylemek istiyordu. Daha önce bir çok şarkı sözü yazıp çöpe atmıştı onları. Bundan sonra atmayacaktı. Herkesin saçma bulduğu o mucize gelir kendisini bulursa şarkı söyleyebilirdi.

Hyunjin ve Soojin dans ediyordu, Changbin sürekli rap mırıldanıyordu. Jisung'da istiyordu bunları. Sadece şarkı söyleyebilseydi de yeterdi. Ama o daha konuşamıyordu bile...

Kendini acınası görmüştü bir an için. Bu göz yaşlarının akmasına sebep oluyordu. 

Aniden dışarıdan gelen sesle yataktan kalktı ve camın yanına gitti. Perdeyi aralayıp baktığında elinde silah vb. aletler olan kişiler gördü. Bir müddet ne olduğunu sorguladı kendince. Şimdi aklına gelmişti. Sokaklarının başındaki barda, bu kişiler Hyunjin ve Jisung'ı takip etmişti. O yüzden Hyunjin kafalarına sopayla vurmuştu.

'Jisung gergince Hyunjin'in omzuna dokundu ve arka tarafı gösterdi. Hyunjin arkasını döndüğünde gördüğü görüntü hiçte rahatlatıcı değildi.

"Siktir... Bunlar sokağın başındaki barı resmen satın alan, bir an bile sarhoşluktan çıkmayan doğaüstü varlık topluluğu değil mi?" Hızla kendilerine yaklaşıyorlardı. jisung korkmaya başlamıştı. Hyunjin hemen yan taraftaki büyük dal parçasını kaptı. Hepsinin sırtını parçalayana kadara vurdu. "HADİ KAÇALIM!"'

Jisung hızla Hyunjin'in odasına gitti. Hyunjin çok zor uyanırdı, kıyamet kopsa haberi olmazdı. Jisung bir şey de diyemiyordu. Nasıl uyandıracağını düşünmeye başladı.

Başından aşağıya sıcak ve soğuk su dökmüştü ama işe yaramamıştı. Sarsmış ve gıdıklamıştı ama hiç biri işe yaramamıştı. Aniden kapıya vurma sesleri duyduğunda korkudan ağlamaya başladı Jisung.

Hyunjin'i hızla sarstı. Hyunjin yavaş yavaş anca uyanabilmişti. 

"Ne oluyor be?" Jisung'ın ağladığını fark edince hızla doğruldu. "Jisung, ne zaman seni gülerken görebileceği- Bu ses ne?" Jisung hızlıca kağıda bir şeyler yazdı.

'Geçen gün bizi takip ettikleri için dövdüğün adamalar.' Hyunjin korkuyla yutkundu.

"Eyvah. Ne yapacağız? Valla benim telefonumun şarjı yok. Tamamen kapalı. Seninki açık mı?" Jsung başını iki yana salladı. Şarjını sıfırlayıp öyle uyumuştu. "Harika ya! Her bok bizi bulsun zaten. Ne yapacağız ki?" Jisung endişeyle etrafa baktı. Camı işaret etti. "Oradan atlayamayız. En üst katta oturuyoruz." Jisung başka çareleri olmadığını belli ederek başını salladı. "Tamam, üstüne farklı bir şey giyin. Yüzünü kapat." 

...

Yaklaşık 2-3 dakika içerisinde hazır oldular. Kapı neredeyse parçalanmak üzereydi. Adamaların sinirle haykırmaları ikisini de çok korkutuyordu. 

"Aşağıya halat sarkıtacağız." Hyunjin halatı aşağıya sarktı. "Önce sen in. Eğer içeriye girerlerse kötü olur. Ben senden daha hızlıca davranabilirim." Jisung başını iki yana salladı. Girerlerse Hyunjin'e bir şey yapabiliyordu. 

Jisung halatı hızlıca bir yere bağladı. O anda kapının açılma sesi duyuldu. 

"Çabuk." Jisung, Hyunjin'e sarılmıştı. İkisi beraber hızlıca indiler. "Nereye gideceğiz gecenin bu saatinde." Jisung dudak büzdü. Yanına şarkı sözlerini almayı unutmamıştı. "Kahretsin telefonumu unuttum." Jisung cebinden iki telefon çıkardı ve koşmaya başladı. "Hey! bari benimkini ver!" 

Give Me Hope So I Don't Die || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin