3. Bölüm: Ruhumun Kumarı

53 0 0
                                    

Göğsümdeki fırtınayı bilen yoktur mesela...
Dünya iki insanı tekrardan karşılaştıracak kadar küçük olsada.

Neydi bizim masalımız yada mürekkebi bitirip mutlu  sonunu getiremiyecek kadar yazılan şeyler?
Çok şey istemiştim oysa, kader defterimi böyle kabartacak kadar.

Çocukluğumdaki dünya büyük olsada gerçekten istediğim hayaller yaşımdan bile küçüktü.

Hayallerime  ihanet mi etmiştim de bana isteklerimi vermiyordu?

Belki...
Kim bilir. Belkide ben hiç fark etmeden kendime ihanet etmiştim.

Düşüncelerimde boğuluyordum, kafamın üstünde biten  su beni düşüncelerin merkezine sokuyor gibiydi.

Ağlasam, hikayemin bitmesi için mürekkebime yetermiydi gözyaşlarım? Yada yetecek kadar ağlayabilirmiydim,ağlayamazken.

Gözlerim yaşlanır ama sen yinede gidersin. Bu sefer küçük dediğim dünya bizi ayıracak kadar büyürmüydü? Yada gözyaşlarım o mesafeleri kapatacak kadar akamazmıydı gözlerimin çukurlarından.

Belki, belkide beni bekleyemezdi; sonu getirecek olan masalın, gerçekleşeceği ana kadar.

Yüreğim acıyla burkuldu.

Hayatımın bir anına imza atmıştı ve herşey orda başlamıştı. Yada attığı o imza herşeyin bitişimiydi?
Hayallerin kurgusundaki bisikleti sürüyordum ama gerçekler; pedalların sürdüğüm yolun sonundaydı.

Soğuk...
Tenime işleyen zehir gibi beni sarmalıyordu. Ama bir yandanda annenin çocuğunun etrafına sardığı battaniye gibi beni kolluyordu.
Ayın karanlık yüzü hangisiydi bilmiyorum.
Bugunlerde çoğu şeyi bilmediğim gibi.

Saçlarım zehirli birer sarmaşık olup etrafımda savruluyor,dalgalanıyor tekrardan benden uzaklaşır gibi kaçmaya çalışıyordu.

Su bütün bedenimi yutmuş, nefesimi kesmiş ve beni masalın sonuna götürmeden bitiriyordu.
Zihnimin suları çekilmiş, içindeki siyah ve beyaz dalgın bir şekilde saçlarımın yüzüşünü izliyordu.

Bense daha ne kadar dayananileceğimi bilmeden karanlık sudaki üstümdeki yıldızları izliyordum.

Ay dalgalanan suyun yüzeyinde yumuluyor arada saçlarımın saldırısına uğrasada ışıltısını azaltmıyordu.

Dostum değildi güneşin ışıltısı; beni gecenin karanlığında, en karanlık gecelerde bile, bırakmayan aydı.

Arada bana ihanet etsede gökyüzünde kendini belli etmesede hep benim için orada duruyor oluyordu; bekçi yıldızları.

Göğsümdeki baskı iyice arttı ve burnumdan içeriye sızacak olan su nefes almam gerektiğinin bir diğer işareti gibiydi.

Biraz daha kalabilirdim, belki bir yer vardırda buluşuruz onunla.
Cennet, cehennem adındaki diyarda.
Ama kötü tarafı hiç bir zaman dostum olmamıştır uykular.

Bana kabusu getiren uykular nasıl dostum olabilirdiki ? İçimdeki yalnızlığı durmadan yüzüme vuran benim  nasıl dostum olurdu?

Gözlerimin önüne gelen sahne nefessiz kalan beni dahada burktu.
Mevsime kollarını atan adam acaba bana sarılmasının izlerini taşıyormuydu?

Yoksa hepsi gibi odamı silinip gitmişti, pürüzsüz olan teninden?

Benden bir sonbahar akşamındaki ağacın dallarından düşen yaprak gibi çekip gitmişti. Çırılçıplak kalmıştım kendi bedenimde. Can damarım olan dalı kırmışlar ve oradaki beni hayata tutunduran yaprağıda alıp gitmişlerdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 02, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ateşten KüleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin