İkili uzun bir süre sonra aşağı indiğinde ortamdaki gerginlik az öncekine oranla sıfırlanmıştı.
Chan ve Changbin masaya oturduklarından beri hepsinin içinde mutlu bir his vardı. Bu duruma en çok sevinen Jisung olmuştu uzun bir süre sonra Changbin'i ilk defa bu kadar cesur ve mutlu görüyordu.
Uzun ve keyifli bir kahvaltı etmişlerdi fakat aralarında pek diyalog geçmemişti adeta bakışlarıyla anlaşmıştı hepsi.
•••
Minho son bardağı da kolayla doldurduktan sonra salona doğru ilerledi. İçeride Jisung ve Changbin yanyana oturmuştu sağ taraflarında kalan koltukta da Chan vardı. İkilinin rahatını bozmamak için içeceklerini verip Chan'ın yanına ilerledi.
Minho arkadaşının kulağına yaklaşıp sessiz bir biçimde "İşe yaradı mı?" dedi. Chan'ın ne yaptığıyla ilgili en ufak bir fikri bile yoktu fakat ikiliyi mutlu görmek onu çok sevindirmişti.
Chan'ın mutlu biri olmadığını biliyordu umursamaz gibi dursada hala içindeki yaralı olan o küçük çocuk oradaydı. Küçüklüğünde annesi tarafından terkedilmesi onu yalnız ve mutsuz bir çocuk yapmıştı. Annesinin üvey kardeşlerine annelik yapıp ona yapmamış olması onu oldukça yaralamıştı.
Chan çocukken bu boşluğu nasıl doldurabileceğini bilmiyordu hala bildiği söylenemezdi fakat yüzüne taktığı mutluluk maskesi artık gerçekti. Minho bunu görebiliyordu ve bu durum en çok onu sevindiriyordu.
İkili birbirlerine karşı pek sevecen davranmazlardı ikiside sevgilerini gösterebilmeyi çok geç öğrenmişlerdi, hala öğrenebildiklerinden pek emin değillerdi fakat deniyorlardı. İkiside aşkla sol taraflarında kalan ikilinin neşeli bir biçimde konuşmalarını izliyorlardı.
Chan arkadaşının söylediğine karşı başını aşağı yukarı sallayıp "Teşekkür ederim Minho. Ben sanırım hayatımda ilk defa birini böylesine içten seviyorum." dedi. Changbin'in kalbindeki yaraları tek tek sarabileceğini biliyordu, o da aynısını sevdiğine yapacaktı. Changbin'in ne yaşadığını ya da kim olduğunu bilmiyordu tek bildiği onu çok sevdiğiydi.
Minho elini Chan'ın dizine yavaşça iki kere vururken "Çok mutlu ol Chan. Seni üzen insanlara inat çok mutlu ol." dedi yüzündeki tebessümle.
Chan elini Minho'nunkinin üstüne koyarken "İkimizde sevdiklerimizle çok mutlu olalım." dedi.
Chan adeta konuşmaya son noktayı koymuştu ikili sonrasında hiç konuşmadan sol tarafta kalan ve adeta mutluluk saçan ikiliyi izlediler.
İkiside karşılarındaki bedenlerin hayatlarına fazlasıyla dokunabileceklerini biliyorlardı, eminlerdi. Emin oldukları bir diğer şey ise onlara çok aşık olduklarıydı.
•••
"Jisung." dedi Chan herkesin şaşkın bakışları eşliğinde. Jisung şaşkın bir biçimde "Efendim hyung." dedi.
Chan yüzündeki tebessümle "Bana güvenmiyorsun dimi?" dedi açıkça.
Jisung ve diğerlerinin şaşkınlığı sürerken, Jisung ifadesini netleştirip "Aslında pek sayılmaz hyung, üzgünüm." dedi.
Chan sıcak gülümsemesini sürdürürken "Peki bir sebebi var mı yoksa sadece popüler olduğum için mi güvenmiyorsun?" dedi.
Diğer ikili ortamın gergin olduğunu düşünsede konuşan ikili oldukça rahat bir konuşma gerçekleştiriyorlardı. Bazı şeylerin açıklık kazanmasını istiyordu herkes fakat Minho ve Changbin çekingendi bu konuda onların aksine.
Jisung net ifadesini sürdürürken "Aslında Changbin hyungun etrafında olan herkese şüpheyle yaklaşıyorum çünkü o..." kolunu tutan elle duraksadı ardından "çünkü öyle olması gerekiyor." dedi cümlesini yüzünde bir tebessümle sonlandırırken.
Chan konuyu uzatmak istemeyerek "Peki hyungun bana güvenirse?" dedi.
Jisung kocaman bir gülümsemeyle "Bütün her şey değişir artık sana daha da şüpheyle yaklaşırım." dedi.
Jisung'un söylediklerine hepsi gülmüştü fakat Minho bunun doğru olabileceğini biliyordu.
•••
Helloooœ
Nasılsınız babies💛
Umarım çok iyisinizdir💚
Kendini iyi hissetmeyenlere boool bol sarılma ve öpücük gönderiyorum💚💛
Vote veren ve yorum yapanlara çok teşekkür ederim✨✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PHOBIA 'binchan'
FanfictionChan okulun sosyofobik çocuğuna aşık olur... [Shipler: binchan , minsung] [ text + düz yazı] [27.05.21]