29.

1.3K 135 205
                                    

Minho önce Jisung'u almış sonrasında da sevgilisinin tarifine göre Changbin'in evinin önüne gelmişti. Aşk dolu gözlerle sevgilisine bakarken "Chan'a süslen dedim." dedi gülerek.

Jisung'ta gülüp "Acaba cidden süslendi mi?" dedi.

Minho sevgilisinin elini kavrayıp dudaklarına götürürken "O çok iyi biri. Ona kendimden daha çok güveniyorum." dedi.

Jisung eline değen dudaklarla gülümserken "Hayır sadece ona güvenmem için söylüyorsun." dedi.

Minho kaşlarını havaya kaldırırken "Ne diyebilirim ki beni tanıyorsun kesinlikle o yüzden yapıyorum." dedi gülümseyerek.

Jisung kenetlenmiş ellerine bakmayı sürdürürken "Öyleyse bana onun hikayesini anlat." dedi.

Minho sevgilisinin yüzünü incelerken "Bunu yapamayacağımı biliyorsun." dedi.

Jisung bakışlarını bakışlarını sevgilisinin gözlerine çıkartırken "En azından şansımı denedim." dedi ve uzanıp Minho'nun yanağına ufak bir öpücük bıraktı.

İkili birbirlerine gülümseyen gözlerle bakarlarken Jisung'un camından tıklanma sesi geldiğinde bakışları oraya döndü.

Changbin arabanın dışında bekliyordu Jisung camını açıp "Hyung atla hadi gidelim." dedi.

Changbin sessizce "Hmm." diyip arka kapıyı açtı ve arabaya bindi.

Minho arabayı hareket ettirip bindiğinde kırmızı olan burnunu gördüğü bedenle iletişim kurmak adına harekete geçti. Sesinin en yumuşak tonuyla "Uzun bir süredir dışarıda mıydın Changbin?" dedi.

Changbin önce cevap vermek istemedi fakat bu büyük bir kabalık olurdu bu yüzden çok yüksek çıkmayan sesiyle "Evet." dedi.

Jisung şaşkınlıkla arkasına dönerken "Niye hyung?" dedi ve Changbin'in soğuktan kızarmış ellerini ve burnunu gördü.

Changbin çekingenliği sürerken boğazını temizleyip "Şey... sizi rahatsız etmek istemedim." dedi sessiz bir tonda.

Jisung istemsizce düşen yüzüyle "Biz senden asla rahatsız olmayız ki hyung." dedi.

Changbin gözlerinin hafif dolduğunu farketmeden "Özür dilerim Jisung~ie." dedi. Minho'nun yanında ilk defa bu kadar rahat davranmıştı.

Jisung sevinçle hyungunun yüzüne bakarken "Sen Jisung~ie diyince bütün sıkıntım geçiyor hyung." dedi ardından Minho'dan sahte olduğu çok belli olan "Öhö." sesi yükseldi ve Minho kendini tutamayıp sesli bir kahkaha attı.

Changbin istemsizce irileşmiş gözleriyle bakmıştı Minho'ya, o cidden ilginçti. Ardından tüm cesaretini toplayıp az öncekine göre daha yüksek çıkan sesiyle "Nereye gidiyoruz?" dedi.

Minho kahkahasını durdurup "Arkadaşımın bir cafesi var oraya gidiyoruz sadece dördümüz olucaz." dedi.

Changbin cümlenin başlangıcında fazlasıyla gerilsede sonlara doğru rahatladı ve yüzüne yayılan istemsiz gülümsemeye engel olamadı.

Jisung heyecanla Minho'ya dönüp "Pastayı napıcaz?" dedi. Minho bakışlarını yoldan çekmeden "Cafede pasta da var bebeğim." dedi.

Üçlü cafeye girdiklerinde Changbin yalnız olacaklarını bilmesine rağmen oldukça gergindi, bacağına değen şeyle adeta çığlık attı ardından etrafında gezinen kedileri farketti.

Jisung endişeyle Changbin'e baktığında gülümseyerek kedilere baktığını gördü ve yüzündeki gülümsemeye engel olamadı. Arkasından Minho'nun sesini duyduğunda adeta yerinde sıçradı. "Ona bu kadar ilgili olma." dedi elini tutarken.

Jisung gülümseyerek sevgilisinin elini tuttu ve "Sadece onun için çok endişeliyim." dedi.

Minho gülümseyerek "Neyse hadi gel pastayı hazırlayalım Chan gelir birazdan." dedi ardından Changbin'e dönüp "Changbin biz pastayı süsleyelim biraz dedik istersen sen burada kal kediler seni sevdi gibi." dedi yüzündeki samimi gülümsemeyle.

Changbin kedilere bakarken yüzünde oluşan kocaman gülümsemeyle Minho'ya döndü ve oldukça rahat çıkan sesiyle "Tamam Minho." dedi fakat kimse bu kadar rahat olmasını beklemiyordu Changbin de dahil.

İkili şaşkınlıkla içeri ilerlerken Changbin kedilerle oynamaya devam etti. Bir kedi iyice ona yanaşıp onun hareketleriyle mayıştığında "Uykun mu geldi?" dedi yüzündeki kocaman gülümsemeyle.

Chan kafeye girdiğinde yere çökmüş yüzündeki kocaman gülümsemeyle kedilerle konuşan bir Changbin beklemiyordu. Kapıda durup Changbin'in yüzündeki gülümsemeyi izlediğinden habersizdi.Bir süre sonra içerideki ikili "İyi ki doğdun Chan." diyerek yanlarına geldi.

Changbin arkasından gelen sesle ayağa kalktı ve ona gülümseyen gözlerle bakan Chan'la karşılaştı. Bozuntuya vermeden o da kısık sesle ikiliye katıldı.

Chan bakışlarını sonunda Changbin'den ayırıp Minho'nun elindeki pastaya yöneldi ve üzerindeki mumları üfledi. Jisung Chan duraksamadan mumları üflediğinde itiraz ederek "Dilek tutmadın hyung." dedi.

Chan gözlerindeki ışıltıyla Changbin'e kaçamak bir bakış attıktan sonra "Tutmama gerek kalmadı, dileğim gerçek oldu." dedi.

Changbin duyduğu sözler üzerine kızardığını hissetti ardından yüksek çıkarabildiği sesiyle "İyi ki doğdun." dedi. Herkesin bakışları Changbin'e dönerken konuşmasına cesurca devam etti. "Hediye almak için vaktim olmadı." dedi mahcubiyetle.

Chan'ın gözlerinin içindeki gülümseme sürerken "Burada olman benim için en güzel hediye." dedi.

Changbin'in ufak gülümsemesini ve utancını gören Jisung ortamdaki havayı dağıtmak adına "O zaman" Minho'yu kolundan çekiştirerek "gel pastayı tabaklara koyalım." dedi.

İkili içeri geçerken Chan ve Changbin dört kişilik bir masaya ilerlediler.


























•••
Helloooœ
Nasılsınız babies🤍
Umarım çok iyisinizdir💜
Kendini iyi hissetmeyenlere boool bol sarılma ve öpücük gönderiyorum🤍💜
Vote veren ve yorum yapanlara çok teşekkür ederim✨✨

Bu fice yazdığım en uzun bölüm bu oldu normalde bütün sahneyi yazmak isterdim ama çok uzatırdım muhtemelen sooo🥲

PHOBIA 'binchan'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin