35.

1.1K 122 152
                                    

Chan x Changbin

Chan:
Cama çıksana seni özledim

'Changbin aldığı mesajla eli ayağına karışırken hızla penceresinin önüne ilerledi ve Chan'ın olduğu cama baktı uzun uzun.'

Changbin:
Ben de seni özledim

'Chan heyecanla telefonuna uzanıp Changbin'in mesajına baktı. Changbin artık onunla daha rahattı, bunu hissediyordu.'

Chan:
Yakınlarda bir park var
Beraber salıncakta sallanalım mı?

'Changbin aldığı teklifte gözleri kısılana kadar gülümseyip Chan'a döndü, o da gülüyordu yanağında oluşan büyük çukur ele veriyordu mutluluğunu.'

Changbin:
Ailem tam anlamıyla şok geçirecek
Onları gittikçe şaşırtıyorum sayende
Ve evet seninle beraber sallanırım🙃

'Chan yanındaki kağıda uzanıp cama yapıştırdı ve Changbin'den cevap bekledi. Kağıdın üzerinde etrafındaki rengarenk kalplerle beraber 'seni seviyorum' yazısı bulunuyordu.'

Changbin:
Ben de seni seviyorum❤️

'İkisinin de başka bir şeye ihtiyaçları yoktu ikiside birbirini seviyordu ve artık birbirlerine güveniyorlardı.'

•••

İkili yanyana salıncaklara oturmuş sallanıyorlardı. İkiside birbirine ara ara kaçamak bakışlar atıyordu fakat belli etmiyorlardı, ya da bu durum gittikçe hoşlarına gidiyordu.

İkisininde salıncağı yavaş yavaş dururken Chan ellerini iki yana açtı, çok geçmeden eli Changbin'in eliyle buluştu.

Chan şaşkın ve mutlu bakışlarını Changbin'e çevirip bir süre öylece baktığında Changbin utangaç ifadesiyle "Hey. Biraz daha bakarsan koşarak evime gidicem." dedi Chan'a bakmadan.

Chan bakışlarını ayırmadan yüzündeki aptal sırıtışıyla "Çok güzelsin Changbin." dedi.

Changbin kulakları alev alırken kısık sesle "Teşekkür ederim." dedi.

İkiside sustu, elleri ayrılmadı ancak düşünceleri ayrıldı. Chan bir an çocukluğuna döndü, yanında hiç olmayan annesi ve onun ilgilendiği diğer çocukları. Aklından bir an 'Acaba annem beni bir kere salıncakta sallasaydı nasıl hissederdim? Acaba bir anne nasıl hissettiriyor?' diye geçti.

Yanındaki bedenin bu düşüncelerinden haberi yoktu olmasını istemiyordu, onun üzülmesini istemiyordu. Yan tarafından gelen endişeli sesle kendine geldi.

"Chan." dedi Changbin sesinde hafif şaşkınlık ve endişe vardı. Chan'ın gözleri dolu doluydu ve kızarmışlardı. Changbin bir yaşın gözünden akmak üzere olduğunu görüp hareketlendi, parmağının ucuyla gözünden düştüğü an yakaladı o damlayı.

Chan salıncağının önünde ayakta dikilmiş özenle gözünden akan yaşı silen çocuğa baktı. Gözlerindeki yıldızları ve hüznü beraber yakaladı, Changbin'in gözlerinden eksik olmayan iki duygu.

Chan yavaşça ayağa kalktı ve kollarını Changbin'in bedenine sardı. Changbin şaşkınca birkaç saniye duraksarken çok beklemeden kollarını sardı ondan uzun olan çocuğa.

Chan titreyen sesiyle "Changbin..." dedi bir yanıttan çok sevgi ister gibiydi. Changbin elini çocuğun saçına çıkartarak karşıladı onu.

"Ben..." duraksadı "ben küçükken parklardan nefret ederdim." Changbin sadece sustu ve Chan'ın saçlarını okşamaya devam etti.

"Herkes parka anne..." gözünden süzülen bir iki damla Changbin'in hırkasını ıslattı.

"Annesiyle gelirdi, onlar anneleriyle oynarlardı. Ben birkaç kere geldim, tek başıma. Yanımda annelerinin başlarını okşadıkları çocuklar kahkahalarla oynarlardı, bense onları izlerdim çünkü benim annem hiç olmadı." açıklayıcı bir tonla

"Aslında oldu benim..." yutkundu "benim annem beni terketti sadece, ama yaşıyordu. Diğer çocuklarına baktı, onlara bakarken parlayan gözlerini gördüm Changbin. Gerçekten iyi bir anne gibiydi. Sadece bir şeyi anlamıyorum, beni niye hiç sevmedi?" dedi gözlerinden akan yaşları engelleyemezken.

Changbin Chan'ın saçlarından bir saniye ayırmadığı parmaklarının hareketini kesti ve Chan'ın yüzünü kendinden uzaklaştırıp önce gözyaşlarını sildi, düşen her yeni damlayı havada tuttu. Ardından yanağına bir öpücük bıraktı ve "Ben ne diyebilirim bilmiyorum Chan, kelimelerle aram iyi değildir ama sana yemin ederim sana kalbimden gelen bütün sevgiyi göstericem."

Gözlerinin içine bakarken "Belki mutlu bir çocuk değildin, belki sana mutlu bir çocukluk veremem ama bundan sonra mutlu her anında yanında olabilirim. Seni herkesten her şeyden daha çok sevebilirim." dedi ve tüm cesaretini toplayıp Chan'ın dudaklarına kapandı.

İkisininde ne zaman ne de mekan umrundaydı. Dudakları birleştiği an ikisi içinde zaman yok oldu, sadece ikisi varoldular. Ayrıldıklarında Chan'ın elleri Changbin'in belini bulurken, Changbin ellerini sevdiğinin ensesine doladı.

İkisinin içinde de en ufak bir pişmanlık kırıntısı yoktu. Boş bir parkın ortasında ikisininde gözleri yaşlıyken, alın alına gelecekte beraber kalabilmek için tanrıya yalvarıyorlardı.
















































•••
Helloooœ~
Nasılsınız babies🤍
Umarım çok iyisinizdir💜
Kendini iyi hissetmeyenlere boool bol sarılma ve öpücük gönderiyorum🤍💜
Vote veren ve yorum yapanlara çok teşekkür ederim✨✨

PHOBIA 'binchan'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin