1.BÖLÜM ( MONTE İZOLE)

24 3 0
                                    

Bir cinayet neden işlenirdi ? Gasp , meşru müdafa yada sadece zevkine
Peki nasıl işlenir ?
Bir katil , bir alet ve bir ölü
Tamam , alet ve ölü var fakat katil neredeydi ?
Kafamın içinde olayların karmaşıklanması gittikçe büyürken yanımızdan geçen pembe-beyaz bulutların güzelliğine bakmadan edemedim . Gün batıyordu aynı zamanda uçağın içinde bir kaç kişiden horultu sesleri gelmeye başlamıştı bile . Kafamı kaldırıp anneme döndüm. Hâlâ şok içerisinde sanki yüzü bir ayda yaşlanmış gibiydi . İçeride ki horlama ve hosteslerin gülüşme seslerinden beynim yorulmuştu artık , çantamdan kulaklığımı ve müzik çalarımı çıkardım ve kulağıma taktım . Önce çalan şarkı klasik bir müzikti , şuan hiç modumda değildim o yüzden 2wei'den bişeyler açtım . Kafamı cama yaslayıp gün batımını izledim , sanırım hayatım boyunca görebileceğim en güzel gün batımıydı bu .
Daha 1 ay öncesine kadar her şey ne kadar da normaldi - yani benim açımdan - şimdi ise bir uçağın içinde annemle onun eski kasabasına gidiyorduk . Biz ne ara bu hâle gelmiştik ?

1 AY ÖNCE

" Newt...hadi gel sofra hazır "
Şimdi sırası mı anne ? Tamda Sherlock Holmes serisinin 3. bitirişim olacaktı . Elime aldığım son kitabın son iki sayfasıydı . Yani yemek biraz daha beklesin .

" Arel Newt Argun eğer şimdi gelmezsen bir daha asla lazanya yiyemezsin "

Lazanya...son iki sayfa ama offf ... neyse sonra devam ederim . Elimdeki kitabı yatakta bırakıp , tek hamlede yataktan zıpladım . Odamın dağınıklığının farkındaydım fakat ne bir toplama isteği vardı nede öyle bir ihtiyacım vardı . İstemsizce ve böbürlenerek yürürken ev telefonu çalmaya başladı .

" Newt telefona bakarmısın "

Kapıyı açıp karanlık , boğucu ama benim sevdiğim odamdan çıktım . Eminim o kadar dağınık bir odada kimse yaşayamazdı fakat benim odam benim habitatım . Odamdan daha aydınlık olan salona çıktığımda telefon zil sesi kulağımı git gide tırmalamaya başladı . Doğrusunu söylemek gerekirse telefon kapansın diye yavaş yürüyordum .

" lanet... kim bu kadar uzun çaldırır ki ?"

Bıkkın tavırlarımla duvara sabitlenmiş olan telefona ulaştım ve açtım .

" buyrun Argun ailesi , ben Arel Newt Argun "

Sesim ve konuşma tarzım sanki bir şirken çalışanı gibi çıkmıştı .

" Merhaba ben İzmir Cinayet Soruşturmadan Kemal Sarıca ... birkaç soru sorabilirmiyim acaba ?"

Cinayet soruşturma ise büyük ihtimal babamın eskiden üzerine kalan bi cinayetten dolayı olabilir . Olay şu ki annemin eski kasabasında yani Monte Isola'de babam dedektif polislik yaparken bir cinayet işleniyor ve bu cinayet bir şekilde babamın üstüne kalıyor . Bunun üzerine babam annemle tanışıyo evleniyo falan sonra Türkiye'ye taşınıyorlar ve babam burda normal bir polis olarak devam ederken bir yandan da o olayı çözümlemeye ve gerçek suçluyu bulmaya çalışıyordu . Bazen bodrum kattaki odasından hiç çıkmaz ve tüm gün delillere bakardı .
Babam yine polis merkezine delilleri sunmak için savcıya gitmişti . Sanırım arayanda bu görüşme yüzünden olabilir . Hatta babam sonunda savcıyı ikna etmiştir kim bilir ?

" ne hakkında soru soracağınıza bağlı ama siz yinede buyrun sorun "

Karşıda ki adamın ses tonu ve konuşma tarzından analaşılacağı üzere 40-50 yaşlarında biriydi . Aslında tam hayalimde ki adam şuydu yüzü geniş , sakalsız , kısa seyrek yarısı beyazlamış saçlar ve olmazsa olmazı göbekli biriydi . Karşıda ki adam bir iç çekerek sözüne başladı .

" babanızı en son ne zaman gördünüz ?"

" neden ? ... ya siz be için aramıştınız açıkça söylermisiniz ?"

Adam elinden geldiğince sakin kalmaya çalışıyordu , içinde taşıdığı büyük bir stres vardı ve büyük ihtimalle o stres bizi ilgilendiriyordu.

" aloo ... ordamısınız "

- dııtt -

Telefon yüzüme kapanmıştı . Adam kim demişti kendini ? Ha evet Kemal Sarıca . IPhonemi çıkarıp önce 6 haneli şifreyi sonra 4 haneli şifreyi sonra yüz kilidini ve son olarak parmak izi şifreyi girdikten sonra googleye girdim .

- İzmir Cinayet soruşturma : Kemal Sarıca

Önüme çıkan web sitelerinden biri İzmir'in resmi sitesiydi . Hemen girip biraz gezindikten sonra adamın fotoğrafını - tam hayal ettiğim gibi - numarasını ve hangi şubede yer aldığını buldum . Numarasını kopyalayıp aradım .

Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor lütfe...

Telefonu kapattım . Sanırım adam iş içinde telefonunu kullanmayanlardan . İçerden annemin sesi yükseldi .

" Newt arayan kimmiş ?"

Mutfakla kısmen birleşik olan oturma odasına doğru daha hızlı adımlarla yürüdüm .

" cinayet soruşturmadan bir adam "

Annem bir heyecanla elindeki bezi fırlatarak yanıma koştu. Yüzünde ki o endişeyi hissedebiliyordum .

" nehh ! ... neden bana haber vermedin ?"

" zaten adam bişey söylemedi ki , babamın en son ne zaman gördüğümü falan sordu , sonrada bende açık konuşmasını isteyince telefonu yüzüme kapadı "

Annem soran gözlerle sandalyeye oturdu ve kolumu tuttu . Hissettiği endişe ve stres gittikçe artıyordu.

" ne yani bu kadar mı ? ... bişey söylemedi mi ? "

Annemin o anda ne ima ettiğini anladım. O da babam kadar bu suçun ortaya çıkmasını istiyordu  ve her savcı yanına gitmesinde heyecanla onu evde bekliyordu .

" hayır anne o aklında ki konu hakkında hiçbir şey söylemdi "

Düşünceli gözlerle sandalyeden kalkıp mutfağa doğru yürüdü ve bezi fırlattığı yerden aldı. Eski enerjik halinden eser kalmamıştı . Neden böyle olurdu ki hep ? İnsanlar iyi bişey duyduğunda enerjik , kötü bişey duyduğunda yorgun  . Yani bunun bilimsel ve fizyolojik bir açıklaması yokmuydu ? Peki benim sürekli yorgun ve bitkin oluşum fizyolojikmiydi yoksa psikolojikmi ? İşte insanlığı iki tarafa ayıran şeyde bu . Bazılarının psikolojisi iyi fizyolojisi kötü , bazılarının ise psikolojisi kötü fizyolojisi iyi ; ama her ikisinde de sonuç olarak ölüyorsun ve bitiyo. Ya öyle yada böyle sonuç hep aynı değişen bişey yok .
Annem sofraya en son lazanyayı getirirken ev telefonu tekrardan çalmaya başladı . Elinde ki lazanyayı masaya öyle bir hızla bıraktı ki bir an tepsi kırılacak sandım. Koşarak telefona ulaştı ve koyu yeşil hafif eskimiş ev telefonunu açtı.

" alo ben Alice Argun ... Aktan Argun'un karısıyım , bir gelişmemi var acaba ?"

Diye konuşmaya heyecanlı heyecanlı başladı .

" evet... bugün en son öğle saatleri gibi gördüm sonra savcılığa gitti ve bir daha görmedim — evet... evet tabi geliriz fakat bir sorun yok değil mi ?

Karakola gidicektik sanırım , babamın bize çok önemli bir şey olmadıkça gitmememizin söylediği yere . Babam bu işe çok kızıcak .

"... peki tamam , hemen çıkıyoruz ( telefonu kapadı ) Newt ben karakola gidiyorum sen evde kal ve yemeğini ye ve asla dışarı çıkma "

Gözlerinin içine bakıp -tamam- işareti yaptım.

#### GENÇLER NORMALDE DAHA UZUN YAZICAKTIM HATTA YAZDIKLARIM DEFTERDE DURUYO AMA YAZICAK VAKTİM GERÇEKTEN YOK , DEDİM YAZDIĞIM KADARIYLA ATAYIM GERİ KALANINI BİR GÜN TAMAMLARIM . EN KISA SÜREDE TAMAMLAYACAĞIM #####

Monte ısola Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin