Bölüm 1

8 1 0
                                    

Sabahın taze ışıklarının aydınlattığı uzun koridorda sessizliği bozan tek şey kralın zevk kahkahalarıydı.Zaten yorgun ve yaralı olan bedenini iyice geriyor, sol gözünün seyirmesine neden oluyordu Borealis'in. Kralın sakallarından akan şarabı tiksintiyle izlerken bacağının acısını unutmuştu. Birkaç metre kala kralın sert bakışlarını üzerinde hissetti. Ne kadar iğrense de kralın haşmetini takdir etmişti içten içe. Kahkahalar kesildikten sonra herkes gözlerini Borealis'in üzerinden krala çevirmişti. Pekala herkes merak ediyordu kral kadar bu yabancının kim olduğunu. Kral kafasıyla Borealis'i işaret etti iki metre gerisinde duran adama. Yüzünün yarısı mavi bir maskeyle kapalıydı ve kırmızı bir pelerin giyiyordu. Elinde duran asasını muhafızlardan birinin eline tutuştururken Borealis onun şaman olduğunu anlamıştı. Pelerininin altından hızlıca üzeri yakutlarla kaplı bir hançer çıkardı ve karşısında durdu. Gözleri yaralı bacağına gitti. Şaman yarım suratıyla sinsi bir gülümseme attı ve hançeri paçavrayla bağlanmış olan yaraya daldırdı. Borealis ne kadar acı duysana en ufak tepki vermedi. Kralın suyuna gitmek niyetindeydi çünkü aksi halde buraya hiç gelmezdi zaten. Şaman hançeri çıkartıp üzerindeki kana baktı ve bikaç söz mırıldandı sessizce. Hançeri pelerinine silerken krala dönüp:
- Temiz, dedi.
- Kara büyü yok.
Kral kafasıyla onayladıktan sonra:
- Bir kuzeyli ha!, diyerek bir kahkaha patlattı.
Uzun beyaz saçları kuzeyli olduğunu ele veriyordu.
- Ne istiyorsun kuzeyli konuş.
- Borealis, doğunun kralı.
- Sana adını sormadım kuzeyli ne istediğini sordum.
- Afflatum'u istiyorum.
Kralın alaycı ifadesinin yerini ciddi bir surat aldı. Dehşete kapılmış gibiydi. Uzun bir sessizlik kapladı salonu. Borealis ise kararlı duruşundan birşey kaybetmemişti. Birden kral tahtından ayağa fırladı ve yine afili bir kahkaha patlatıverdi. Salondakiler de gülüşmeye başladılar.
- Neden onu sana verecekmişim peki kuzeyli.
- Çünkü o benim.
Kral sinirlenerek:
- Götürün onu burdan.
3 muhafız Borealis'in üzerine atıldı. Karşı koyma niyetinde değildi zaten bunun olacağını biliyordu. En azından denemek istemişti. Merdivenlerden yuvarlanırken açılan yarası yetmezmiş gibi kafasını vurmuş kolunu da feci incitmişti. Yerinden zar zor doğrulup Tepe Patika'dan aşağı doğru inmeye başladı. Kasabaya vardığında susamış olduğunu fark etti. Doğu Barı'na gidecekti ama ne kadar altını kaldığını kontrol etmek istedi önce. Elini belindeki torbaya atınca bacağındaki yarasının kötüye gittiğini gördü. Birşeyler içmeden önce bir şamana görünmeliydi yoksa içeceği son şey Doğu Barı'daki bira olacaktı ki bunu asla istemezdi. Bikaç sokak ötede bir doktor şamanın olduğunu hatırladı. Yola koyuldu. Sabahın ilk vakitleri olduğundan etraf çok kalabalık değildi. Geceden kalma yolun kenarında sızmış şarapçılar ve aceleyle hareket eden birkaç iyi giyimli adam vardı. Borealis yolu yarılamışken düşmeye başladığını hissetti. Neye takıldığını bile bilmiyordu. Aşağıya bakmaya çalıştı ama o gözlerini indirdikçe sadece gördüğü karartı artıyordu. Ve yere yığılması sadece saniyeler sürmüştü.

BorealisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin