Bölüm 4

5 1 0
                                    

- Benim değil senin yaşaman mucize. Çok belalı bi hayatın var biraz düzene sokmalısın.
- Boşversene ben halimden memnunum.
Bu sırada kaçışan serseri tayfası hızla kapıdan çıkarken Borealis onlarla ilgilenmedi. Yerde yüzü kan içinde yatan adamın cebini yokladı. Altın kesesini çıkartıp Arctosa doğru fırlattı. Havada nazikçe yakalayıp '' Ah altıncıklarım '' diye öptü keseyi. İki şeye pek düşkündü. Paraya ve kadınlara..
- Gel sana bir içki ısmarlayayım.
Barmene dönüp eliyle 2 bira işaret ettikten sonra Borealis'in sırtına sertçe vurdu. Yaraları yüzünden canı acısa da çaktırmamaya çalıştı. Henüz tam iyileşmemişlerdi. Kendi acısını unutunca gözleri Arctosun kolundan akan kanlara ilişti. Hiç olmamış gibi içkisini yudumluyordu.
- Bir doktora görünmelisin. Kolun kanıyor.
- Ah o mu? Önemli bir şey değil ufak bi sıyrık sadece.
- Dalga geçme ciddi şekilde yaralanmışsın.
Bu sözlere aldırmadı. İçkisini içmeye devam etti. Eski bir dostu görmek güzel ama konuya girmesini daha çok istiyordu. Çünkü ne zaman Borealis ile karşılaşsalar başları beladan kurtulmuyordu. Ve canı gerçekten bela istiyordu. Uzun zamandır baltası kan görmemişti.
O sırada ikisininde arkasını dönüp bakmasını sağlayan güzel bir ses duydular.
- Seni lanet Arctos bir ara yanıma gel de yaralarını iyileştiriyim.
Ses güzeldi ama söyledikleri kabacaydı. Vivi'nin olduğunu anlayan Arctos suratını buruşturdu. Sürekli kavga etmesi yüzünden birbirlerini çekemezlerdi.
- Yine mi sen? Ah Vivi bırak artık yakamı.
- Söz ölüp kaldığında artık seninle uğraşmayacağım.
- Oh rahatladım. En azından mezarımda güzel bir uyku çekicem.
- Seni ayyaş hergele bir mezarın olacağını bile sanmıyorum.
Bu konuşma Borealis güldürmüştü. Atışmalarını eskiden beri severdi zaten.
Arctos tekrar barmenden bir bira daha istedi.
- Siz ikiniz ne haltlar karıştırıyorsunuz anlatın bakalım.
- Onu geri almaya geldim. Yardımına ihtiyacımız var.
- Kaleye girmeyi düşünmüyorsun değil mi ?
- Aslında onu düşünüyorum, evet.
- Adamım şu işler bir bitsin emekli olacağım. Gerçekten. Beni çok yoruyorsun artık. Göl kıyısına yerleşip yeni parlak bir olta alığ günlerimi balık tutmakla geçireceğim.
- Bunun sana göre olduğunu sanmıyorum. Belki de kasap olabilirsin.
- Ah kes sesini. Ne zaman yapıyoruz onu söyle.
- 8 gün sonra dolunay gecesinde
- Dolunay mı? Aklını mı kaçırdın. O şamanın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsun.
- Dolunay sadece ona güç vermiyor unuttun mu?
- Pekala senin dediğin gibi olsun. Rosae'ye ihtiyacımız olacak.
- Kesinlikle. Nerde olduğunu biliyor musun?
- 2 hafta önce Kesik Şelale'ye avlanmaya gitti.
- Eşyalarını toplarla. Yarın gece yola çıkıyoruz. Yaralarıma biraz şans tanımalıyız.

BorealisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin