Bölüm V - Aldatılmak kaçınılmaz...

434 25 0
                                    

* Masal 'ın ağzından :

        Uyumaya çalışıyordum. Ama kafamdaki soru sanki beynimi tırmalıyordu. "Server neden bu kadar sinirlenmişti ?" Server 'in saçını okşarken hep bu sorunun cevabını aradım. Sonra birden uykusunda konuşmaya başladı. Kabus görüyordu. Ama ne dediğini anlayamıyordum. Gözyaşları akıyordu. O manzara daha fazla dayanamayacaktım. Hemen balkona çıktım. Server 'i öyle görmek...

Gökyüzünü seyrederken uykuya dalmışım. Sabah Server 'in aşk dolu öpücüğüyle uyandım. Onun iyi olduğunu görünce hemen ona sarıldım. O da çoktan dudaklarıma yapışmıştı. "Dün gece ne oldu ?" diye sordu. Tam tahmin ettiğim gibi. Hiçbirşey hatırlamıyordu. "Hiç" diye yanıt verdim. O anda da üstündekileri fark etti. 5-6 saniyelik bir şok geçirdi.

Server : "Bunları ben mi giydim ?"

Masal : " Hayır. Çok sarhoştun. Bu halinde yatırmaya kıyamadım seni. Duş alman gerekiyordu. Özgür 'ü uyandırmaya çalıştım ama uyanmadı. E, bende haliyle.."

Server çok utanmıştı. Yüzüme bile bakamıyordu. 

Masal : (sırıtarak) "Merak etme mahremiyetini görmedim."

Bunu söyledikten sonra bir hoh çekti. İkimiz de aynı anda kahkaha attık. Sonra beni tekrar öptü. 

Server : "Ben kıyafetilerimi alıyım istersen prenses."

Masal : "Tamam tamam git giyin. Zaten biraz daha bunlarla durursan gülmekten öleceğim herhalde."

Server : "Öylemi." dedikten sonra beni gıdıklamaya başladı. Nefes alamayacak gibi olduğumda "Bu kadar yeter" dedi ve boynuma bir öpücük kondurup odadan çıktı. Bu sırada bende lavoboya gittim. Dişlerimi fırçaladım. Aynada kendimem çeki düzen verirken Server sinsi sinsi gelip belime sarıldı. "Gereğinden fazla güzelsin merak etme prenses." dedi ve yanağımdan öptü. Bende bu romantik anın tadını çıkartırken sessizliği Server bozdu.

Server : "Bugün okula gidecek miyiz? Başım çatlıyor sanki."

Okuduğumuz okul, özel bir kolejdi. Devamsızlık önemli değildi burada.

Masal : "Melda teyzemin bizi öldürmesini istemiyorsan, kıçını kaldır ve kıyafetlerini giy." dedim. 

Server sızlana sızlana odadan çıktı. Ben de dolabımdan kıyafet seçiyordum.  Yırtmaçlı bir pantolon ve askılı bir badi seçtim. Kıyafet seçerken çok oyalanmış olmalıyım ki tam üstümü çıkartırken Server içeri daldı. Bu çocuğun kesinlikle kapı çalma alışkanlığı kazanması gerekiyordu. Server 'in beni yarı çıplak görmesi ile dışarı çıkması bir oldu. Şimdi ben bu masum salağıma nasıl kızacaktım ? Şu anda utancımdan öldüğümü düşünüyorsunuzdur. Ama hiç utanmadım. Ona bu kadar çabuk mu bağlandım ? Bu düşüncelerim kafamın içini kemirirken giyinmiştim. Kapıyı açtığımda Server dizüstü çökmüştü.

"Lütfen çok çok çok çok çok özür dilerim. Bak unutalım, hiç yaşanmadı sayalım bunu." dedi. Ona kızacağım diye çok korkmuştu. Bu hali beni güldürmüştü. Elinden tutup kaldırdım prensimi.  O an yüzündeki gülümseme, paha biçilmezdi. Hızlı hızlı merdivenleri inerken Melda teyzeye yakalandık.

Melda : "Kahvaltı etmiyormusunuz ?"

Server : "Anneciğim eline sağlık sana afiyet olsun ama geç kaldık." dedi. Ve Melda teyzeye veda edip evden çıktık. Yolda yürürken Server sürekli yere bakıyordu ve küçük taşa ayağıyla vurarak ilerletiyordu. Sanırım hala utanıyordu. Ben de Server 'in elini tutup "Üzülme artık." dedim ve kısa süreli bir öpücük verdim ona. O da gülümsemesi ile cevap verdi bana. Yalandan bir gülümseme olduğu çok belliydi. Yol boyunca susmuştu. Okula girdiğimizde gördüğü arkadaşlarına kafasını  kaldırarak selam veriyordu. Sınıfa geçtik, sıramıza oturduk. Zil çalana kadar ard arda beni öptü. Okuldaki tüm günümüzü beraber geçirdik. Sınıftaki kızı Server 'e sordum. Adı Ceren 'miş. Kemal 'i okulda görmedim. Sanırım okula gelmemişti. Okul çıkışında, eve dönerken bir pamuk şekerci gördük. 2 tane pamuk şeker aldık. Server sanıyorum ki pamuk şeker sevmiyordu. Ama kıyamam ki ben sana. Sırf ben yediğim için yiyiyordu. Tam eve girecekken Server "Parka gidelim mi ?" diye sordu. Yüzü hala asıkkı. Acaba canını sıkan başka bir şey mi vardı? Her ne kadar söyletmeye çalışsamda direniyordu. Parka geldiğimizde "Sallanmak ister misin prenses ?" diye sordu. Hunharca salıncağa atladım. Beni yavaş yavaş sallıyordu. Sonunda yüzü biraz gülmüştü. 20 dakika kadar sallandıktan sonra Server 'e "Gidelim mi ?" diye sordum. O da salıncağı durdurdu. Morali düzelmişti. Yolun hemen kenarında yavru bir kedi gördüm. Server 'e kediyi gösterip, kediye doğru koştum. Çok sevimliydi. Server 'e "Eve alalım mı ? Lütfen." dedim. Server 'de kediyi çok sevmişti. Fakat Melda teyzemin pek hayvan dostu olduğu söylemez. Gizli gizli bakmamız gerekecekti bu sevimli kediye. Yolda yürürken kedicik kucağımda uyumuştu. Evin önüne geldiğimizde, Server önden eve girdi. Melda teyzenin evde olup olmadığını kontrol edecekti. Bir süre sonra geri döndü ve bana eliyle gel işareti yaptı. Kediciği hemen odama çıkarttık. Kediciğin banyo yapması gerekiyordu. Server ile beraber hemen suyu hazırladık. Kediciği suya soktuğumuz zaman bize ızdırap çektireceğini düşünmüştüm. Ama o diğer kedilerin aksine sudan keyif alıyordu. Hasta olmaması için kediciği hemen kuruladık. O kadar keyifli vakit geçiriyorduk ki, bu anı kavonoza koyup saklamak istedim bir an için. Sıra kediciğimizi beslemeye geldi. Ben kediciğin yanında kalacaktım, Server ise kıçını kaldırıp mama almaya gidecekti. Ben kediciğimizi severken Server 'in telefonu çaldı. Telefonunu odamda unutmuştu. Numara kayıtlı değildi. Telefonu açtığımda "Server hayatım neden aramadın ?" cümlesini duydum. Bu ses sınıftaki Ceren 'in sesiydi. Yıkılmıştım, Server 'e bu kadar çabuk güvenmemeliydim.

Bir Elmanın; İki Yarısı..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin