Bölüm I - Her şey yeniden başlıyor...

1K 34 5
                                    

* Masal 'ın ağzından:

        Yine üvey annemin iğrenç sesiyle uyandım. Yatağımdan söylene söylene kalkarak penceremi açtım. 3 aydır dışarıya çıkmıyorum. Benim yerimde başka biri olsaydı, 3 güne kalmaz kafayı yerdi herhalde. Annemi kaybedeli 2 yıl olmasına rağmen ben hala bunu  atlatamadım. Hayatımda sahip olabileceğim en değerli şeyi kaybetmiştim. Hemde bunun suçlusu benim. Bir sabah annemle tartışmıştım. Daha fazla dayanamayıp montumu alıp evden dışarı fırladım. Annemde benim peşimden koşarak geliyordu. Ama yaya geçidinde ona araba çarpmıştı. O an tüm evrenin başıma yıkıldığını hissettim. Annemi kanlar içerisinde yerde yatarken görünce, dayanamayıp 5 saniye içinde bayılmıştım. Bu olaydan sonra kendimi hiç affetmedim, affetmeyeceğimde. Yaşadığım bu buruk acı bana hep bir ağırlık yaptı. 16 yaşımda dünyanın kederini, zalimliğini öğrenmiş, bir günde bin yaş almış, yaş almaktan caymış, kadersiz bir kızım ben. Ben Masal. Kederimi kimseye söylemedim, paylaşmadım. Derdimi derin kuyulara bağırdım. Denize döktüm, dalga alıp götürdü. Ve şuanda penceremin önünde dışarısını nefretle izliyorum. Üvey annemin iğrenç sesiyle yine irkildim. Beni kahvaltıya çağırıyor. Aşağıya inip kahvaltı yapmak üzere masaya oturdum. Babam ve beni çok seven üvey annem erkenden kahvaltı yapmıştı. Babam çoktan işe gitmişti. Tabii ki bir saray sofrası beklemiyordum ama en azından sofrada birkaç yenebilecek bir şey beklerdim. Fakat sofra bomboştu. Bende dolaptan süt alıp bir kaseye döktüm. Fakat mısır gevreği kalmamıştı. Bir soluk yukarı çıkıp cüzdanımı aldım. Telefonum ve kulaklığımla beraber 3 aydır ayak basmadığım sokağa çıktım. Telefonumdan müzik seçene kadar kendimi market kapısının önünde buldum. Gevreklerin olduğu reyona önüme bakmadan ilerlerken bir taşa çarptım. 3 aydır yakışıklı çocuk görmüyorum haliyle heyecanlandım. Klişe olarak çocuk mavi gözlü ve sarışındı. Ondan özür diledim. Karşılık olarak çok tatlı bir ses tonuyla "Önemli değil." cevabını aldım. Gülümseyerek yoluma devam ettim. Fakat kafam kendiliğinden arkaya baktı. O da arkasına bakıyordu ve göz göze geldik. Sonra boynum kopacakmışcasına önüme döndüm. Bir daha onunla karşılaşmamak için dua ediyordum. Gevreği alıp eve girmiştim. Onu düşünürken zaman nasıl geçti bilmiyorum. Süt dolu kaseyi kapıp odama çıktım. Tüm sosyal medya hesaplarımı dondurmuştum. Onu aramak için tekrar açtım. İşe Facebook 'tan başladım. Deli gibi onu arıyordum. Tam bir buçuk saat geçmişti fakat bulamadım. Belkide Facebook hesabı yoktu. İnstagram 'a girip semtin popüler kızların takipçilerini ve takip ettiklerine bakıyordum. Ama burdanda bir şey çıkmadı. O kadar heyecanlıydım ki önümde duran gevreği yemeği unutmuştum. Hava kararıyordu ve ben sırtüstü yatarken tavanla bakışıp hayallerimi yaşamakla meşguldüm. Kapının zili çaldı. Üvey annem kapıya bakmam için öfkeli öfkeli bağırıyordu. Kapıyı açtığımda karşımda Melda teyzeyi görünce şok oldum. Melda teyzem annemle çocukluğundan beri arkadaşmış. Melda teyzeyi en son annemin cenazesinde görmüştüm ve beni 2 kez aramıştı. Onu çok özlediğim için ona kocaman sarılıp sevinç çığlığı attım. Çünkü Melda teyze annem gibiydi. Bana da öz kızı gibi davranırdı her zaman. Melde teyzemi içeri davet ettim. Suratsız üvey annem koltuğa dayanmış, parası çalınmış gardiyanlar gibi bize bakıyordu. Melda teyzem "Merhaba." dedi. Ama o iğrenç huylu kadın cevap vermeden koltuğa oturup saçma sapan dizilerini izlemeye devam etti. Melda teyzeme aldırış etmemesini söyledim ve yukarı çıktık. Daha sonra Melda teyzemle diyaloglarımız başladı.

Melda : "Ah, iki yıldır görmüyorum seni. Ne kadarda büyümüşsün."

Masal : "Melda teyze artık bana bebek gibi davranmayı bırakabilir misin?"

Melda : "Tamam tamam koca bebek sen nasıl istersen." diye gülümsedi.

Tam sözüme başlayacakken Melda teyze ağzımı kapattı.

Melda : "Sana çok önemli bir şey diyeceğim. Aslında bunu bir teklif olarak görebilirsin. Annen ölmeden önce birbirimize söz verdik. Eğer başımıza bir şey gelirse, her ne pahasına olursa olsun çocuklarımıza sahip çıkacaktık. Yani anlayacağın burada mutlu değilsen seni yanıma almak istiyorum. Bir de kararını vermeden önce şunu da söyleyeyim, seni müdürü olduğum koleje kaydını çoktan yaptırdım. İtiraz istemiyorum!" dedi. Ben şaşkın şaşkın bakarken ne diyeceğimi bilmiyordum. Fakat cadı üvey annemden de kurtulmak istiyordum. Peki, babam? Ona ne olacak? Beni özlemeyecek mi? Hem babam bu fikre ne der? Kafamda bu sorular yer ederken ;

Masal : "Peki babam? Babam ne der bu fikre?"

Melda : "Babanla konuştum. Bu senin eğitimin ve geleceğin için. Bağıra çağıra sinirlenerek iki buçuk saat sonunda ikna ettim babanı. O seni ziyarete gelecek, sen ona gideceksin." dedi. Ben de suskun suskun ve ağlamaklı bakarken:

Melda : "Tabii burda bütün hayatını sevgilisinden ayrılıp depresyona giren ergenler gibi geçirmek istersen başka." dedi. Bunu dedikten sonra yüzümde yalandan bir tebessüm oldu.

Bu arada kapının açıldığını duydum. Muhtemelen babam gelmişti. Koşar adımlarla merdivenden çıkan biri olduğu apaçık ortaydı. Kapı aralandı ve evet bu babamdı. Gelip beni öptü, sarıldı. Melda teyzemin geleceğinden haberi varmış. Ve o anda ağlamaya başladı. Kendini ne kadar tutmaya çalışsada hıçkıra hıçkıra ağlamasını kesemiyordu. Ben de onun bu halini görünce kendimi tutamadım, ağlamaya başladım. Babama sarıldım. Dakikalar boyunca hiç bırakmadım. Daha sonra :

Melda : "Masalcığım, bu gece yola çıkıyoruz. Benim burada halletmem gereken işler var. Birkaç saate kadar dönmüş olurum. Sende bu arada babanla vedalaşıp eşyalarını hazırlarsan sevinirim. dedi. Ve bende kafamı sallayarak onay verdim.

Melda teyzemi geçirdikten sonra babamla eşyalarımı toplamaya başladık. Bütün fotoğraf albümlerimi yanıma almıştım. En sevdiğim fotoğraf; bir tatilde annem,babam ve ben yazlıktayız, henüz 3 yaşındaymışım. Onu babama verdim, saklaması için. Uzuuuun uzun sarıldık birbirimize ve tekrar kapı çaldı. Melda teyzem gelmişti. Babam tekrar ağlamaya başladı. Aşağıya ağlaya ağlaya inerken üvey annemin yüzündeki hain gülümsemeyi görünce içindeki nefret ona karşı daha çok arttı ama bozuntuya vermedim. Babamla tekrar vedalaştık ve ben Melda teyzemin lüks arabasına bindiğimde babamın o yıkılışını görünce için için tekrar ağlamaya başladım. Ve artık ilerliyorduk. Melda teyzem arabayı kullanıyor ben ise arka koltukta ağlamaya devam ediyordum. Melda teyzem bir hap uzattı. "Al bunu, uyumana yardımcı olur." dedi. Ve ben hapı yuttuktan 2-3 dakika içerisinde uyumuşum. Aradan 5 saat geçmiş ve ben kesintisiz uyumuştum. Melda teyzem beni kaldırdı. Ve gördüğüm manzara karşısında dona kaldım. Bir sitedeydik ama site ve evler filmden çıkmıştı sanki. Muhteşem görünüyordu. Melda teyzemle eve doğru ilerledik. Eve girdiğimizde tüm ışıklar kapalıydı.

Melda : "Masalcığım istersen evi sana yarın sabah gezdireyim. Daha önce fotoğraflardan görmüşsündür. Senle yaşıt 2 çocuğum var. Uyuyorlardır muhtemelen."

Masal : "Tamam tamam. Benim kalacağım yeri göstermen yeterli teyzeciğim." dedim. Ve yukarı çıktık. Yukarıda o karanlık hakim koridorda 6 oda sayabildim. Odalar çok genişti. Ve koridorun sonuna geldiğimizde Melda teyzem kapıyı açtı. Daha sonrada ışığı açtığında şok olmuştum. Burası çok güzeldi. Kendime ait bir balkonum ve banyom vardı. Melda teyzeme nasıl teşekkür edeceğim diye boş boş bakarken :

Melda : "Teşekkür etmene gerek yok birtanem. Duş almak isters-" derken sözünü kestim :

Masal : "Teyzeciğim sana gerçekten çoook çoook teşekkür ederim. Bundan sonrasını da kendim halledebilirim sanırım." dedim ve tebessüm ettim.

Melda teyzemde tebessüm etti ve beni öperek odadan çıktı. Duş almam gerekiyordu ama üşengeçliğim tutunca üstüme rahat bir şeyler giydim ve eşyalarımı yerleştirmeden yatağa uzandım. Her şeyin benim için yeniden başlayacağını düşünerek uykuya daldım.. 

Bir Elmanın; İki Yarısı..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin