there for you

4.1K 356 156
                                    

Jimin ne diyeceğini bilmiyordu, öyle kalakalmıştı sadece. Gözleri doldu, Jeongguk ile ayrı olduklarını düşünmek bile korkunçtu.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

"Hadi amaa, öğretmenin ile ilişkin var. Ben Lisa değilim, bunu saklamam Jimin. Ya ayrılırsınız ya da okuldan atılırsınız. Bilirsin, böyle şeyler sicile yazılır."

Hala iğrenç bir ses tonu ile konuşuyordu Eunwoo.

"Neyse, pazartesi günü görüşürüz bakalım. Hatta sana bir tavsiye vereyim, kendini kurtarmak için tatlı sevgilini suçlayabilirsin."

Jeongguk duydukları ile daha fazla dayanamamış ve bulunduğu yerden çıkıp Eunwoo'nun üzerine yürümüştü.

"Öğrenci falan demem senin ananı sikerim burada."

Jimin direkt olarak Jeongguk'u çektirmiş ve Eunwoo'ya vurmasını engellemişti. Kendisi de onu mahvetmek istiyordu ama bu sadece onları daha da kötü bir duruma sokardı.

"Siktir git Eunwoo."

Eunwoo kıkırdayıp elini salladı.

"Pazartesi günü kararınızı bekliyor olacağım."

Jimin, o gittikten sonra direkt olarak dizlerinin üstüne düşmüş ve hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

Jeongguk hemen arkasını dönmüş ve Jimin'i sakinleştirebilmek için ona sarılmıştı.

"Bebeğim hayır hayır, ağlama güzelim. Bize hiçbir şey olmayacak."

Jimin bir anda her şeyi olan bu adamı bir sik kafalı yüzünden kaybedemezdi. Bunu kaldırabilecek psikolojide de değildi zaten.

"Jeongguk, s-seni kaybedemem.."

Jeongguk hızlıca onun başını ensesinden tutarak kendi göğsüne yasladı.

"Beni kaybetmeyeceksin küçüğüm, ayrılmayacağız. Yemin ederim."

Jimin kollarını Jeongguk'a sarıp ağlamaya devam edince Lisa doğum gününde yaşananlar için üzülmüştü.

"Eunwoo'yu hiç çağırmamam gerekirdi.."

Namjoon, üzülen kız arkadaşının ellerini tuttu.

"Jimin onunla okulda konuşsaydı daha kötü olabilirdi, Eunwoo başkalarının duymasını sağlayabilirdi. Hatta o esnada bile müdüre söyleyebilirdi."

"Yine de-"

"Yine desi yok Lisa. Daha kötü bir yerde ve zamanda bu pislikleri yapabilirdi o çocuk. Ama şu an Jimin'e destek olacak insanlar etrafında, pişmanlık yaşamak yerine üstümüzü değiştirip ikisi için yatak hazırlayalım. Bugün burada kalmaları, hem bizim hem de onların açısından daha kârlı. Bir şeyler düşünürüz ve Jimin'e iyi geliriz."

Lisa, Namjoon olmasaydı ne yapardı?

Hızlıca ona sarılıp teşekkür etti.

"Jimin, daha fazla burada kalmayalım güzelim. Hava karardı, Lisa ve Namjoon bizi içeride bekliyor."

"Sarılarak uyuyabilecek miyiz?"

"Elbette güzelim, gel."

Jimin pıtı pıtı yaklaşıp Jeongguk'a sarılmıştı.

"Gerekirse ona bizim her fotoğraflarımızı göndereceğim, biz birlikte olacağız."

Jimin, Jeongguk'un boynuna uzanarak kollarını onun boynuna sardı.

"Seni seviyorum Jeongguk."

"Ben de seni seviyorum küçüğüm."

Jimin, bu sıralar geceleri aniden uyanıyordu.

Kabus? Belki.

Jeongguk ile yatmak iyiydi elbette ama bu uyanmalara nasıl bir çözüm bulacağını bilmiyordu.

Uykusu bölündüğü zaman uyuması biraz zor oluyordu, bu yüzden hafifçe Jeongguk'u dürttü.

"Hyung.."

Jeongguk'un uykusu o kadar ağır değildi ya da sadece Jimin için böyleydi, orasını bilmiyoruz.

"Bebeğim?"

"Uyuyamıyorum."

Jeongguk doğrulup Jimin'in önüne gelen saçları okşayıp kulağının arkasına koydu.

"Gel."

İlk uyuma pozisyonları, Jeongguk'un eli Jimin'in belinde olacak şekildeydi.

Şu an Jeongguk, Jimin'i kucağına istiyordu.

Jimin yavaşça sevgilisinin kucağına geçtiği zaman Jeongguk onu kalçasından tutarak kendisine yaklaştırdı.

"Şu son bir haftadır her gece böylesin güzelim, bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?"

Jimin nedenini tam olarak bilse kesin anlatırdı, Jeongguk'a her şeyini söylüyordu çünkü sevgilisinden çok asla sahip olamadığı sağlıklı bir aile gibiydi onun için.

"Tam olarak nedenini bilmiyorum ama kabuslar görüyorum. Biz ayrılıyoruz ve ben yapayalnız kalıyorum.."

Jimin'in gözleri doluydu.

Hayatı zaten bok gibiydi, daha da kötü oluyordu.

"Ama biz ayrılmayacağız dedim sana."

"Ama işin gidecek Jeongguk. Sen öğretmenlik yapmayı çok seviyorsun. Öğrencilerini çok seviyorsun. İşini elinden alamam."

"Dediklerinin hepsi doğru, son cümle hariç. Sen işimi elimden almıyorsun, işimi daha mutlu yapmamı sağlıyorsun. Öğrencilerimi seviyorum ama en çok seni. Bu yüzden ne olduğu umrumda değil, yanımda olduğun sürece çalışmak zorunda değilim."

Jimin, değerli hissediyordu. Jeongguk o kadar güzel seviyordu ki onu.

"Beni geç, ben seninle olmak istiyorum ama bu senin siciline yazılacak. Sen istiyor musun? Benimle olmayı."

Jimin bir saniye bile düşünmeden cevap verdi.

"Tabii ki istiyorum Jeongguk, sen olmadan hayatımı düşünemiyorum ki."

Jeongguk, Jimin'in çenesinden işaret ve serçe parmağı ile yumuşakça tutarak dudağını küçüğünün dudakları ile birleştirdi.

Küçük bir öpücüktü, Jimin'e birlikte olacağız demek içindi.

"Gözyaşların, gözünden yastığına bir nehir gibi aktığında senin için burada olacağım."

"Sen de benim için burada olmalısın."

bölüm kısa, biliyorum. onun için üzgünüm ama diger bolumlerde telafi ederim

bu kadardı sanırım.

sizi seviyorum

görüşürüüz

right nude, wrong dudeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin