on dört

3.8K 326 77
                                    

"Bence evlilik kavramı çokta kötü bir şey değil."

Kendi söylediklerime ben bile inanmazken Arıkan'ın bunlara inanması saçmalık olurdu. O yüzden derin bir nefes çektim içime ve aynaya bakarak tekrar aldım sözlerimi başa. Arıkan içerideydi ve ben ailemden ambargo yedikten sonra maalesef ki ona yalvarmak zorundaydım.

"Evlilik kavramı çokta kötü bir şey değil bence... Bunun öncekinden farkı ne oldu Alkım?" kendime gözlerimi devirdim

Arıkan'a niye mi yalvarmak zorundaydım? Gaza gelip hamile olduğumu söylemiştim.

Babam ülkenin hatrı sayılır insanlarındandı. Zengindi, çok zengin. Arıkan'ın ailesiyle ortak iş yapıyorlardı şimdi birdenbire böyle bir şey olması... İki ailede senelerdir pek görüşmese de dosttu. Birbirinin arkasını kollardı.

Silkelenip aynadaki aksime baktım. Acaba Arıkan'ı gecelikle filan mı tavlamaya kalksaydım? Gerçi üstümdekinin de ondan hallice olduğunu söylenemezdi...

"Arıkan... Bak ben!"

Cümlem açık olan kapının yanındaki duvara yaslanmış, beni dinleyen Arıkan'ı görünce bölündü. Hızla arkamı döndüğümde kollarını bağlamış, eğlenir bir ifadeyle bana baktığını gördüm. Burnumdan öfkeyle soludum. Sakin kalmak adına ellerimi arkamda birleştirip yumruk yaptım.

İçimden on yediye kadar sayarak onun yanına yavaş yavaş yürümeye başladım. Beni dinlemiş olması yetmiyordu, gelip "elbette sana yardım ederim" demek yerine izleyip keyif alıyordu. Arkadaşım olmasa bir şey derdim de neyse...

Karşısına gelince durdum ve yüzüne bakmaya başladım. Arkasını yasladığı duvardan ayrıldı ve kollarını çözdü. Kapıyı "çıkalım" manasında işaret etti. O benden onay beklemeden oraya ilerleyecekken kolundan tuttum.

"Arıkan, ben hamileyim!"

Kendi söylediğim yalana inandım... Gözümün önünde küçük küçük veletler belirince homurdanıp elimi kolundan çektim. Hayali bile çok kötüydü. Arıkan'ın ikizi Utkan'ın çocuğu aklıma geliyordu da... Uzaktan tatlıydı, uzaktan sevimliydi, uzaktan sevilesiydi.

Uzaktan...

Arıkan bana doğru o kadar yavaş döndü ki en son göz göze geldiğimizde hayal dünyasından çıkabilmiştim.

"Hamilesin?"

Güzelim kaşları çatılmıştı, sanki ona dünyanın en imkansız şeyini söylemişim gibi bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Ya da sadece kabullenmek istemiyordu, bilemem.

Bir adım atıp dibine girdim ve elimi yanağına sardım. Keskin çene hatları tenime değince bunu sevip daha çok sarmıştım. Altı aydır adam akıllı görüşmüyorduk. Sırf depresyonda olan bireyi oynamam gerekiyor diye sürekli şehir dışındaydım. Şu an ise benim evimdeydik. Benim derken boşanmadan önce yaşadığımız evden bahsediyorum.

"Hamileyim," derin bir sakinlikle söylediğim kelimeyle çenesi daha çok kasıldı. Ona doğru yaklaşıp dudaklarımı kulağının hizasına getirdim. Bir eli kolumu bulmuş, beni tutmaya başlamıştı. "senden hamileyim, Arıkan."

Gülerek söylediğim şeyle yüzümü oradan çekip gözlerinin içine baktım. İfadesi saniyeler içerisinde tuzla buz oldu. Sinirden gülmeye başladığında bende ona eşlik ettim. En sonunda bakışlarını benden çekip gülmeye devam etti, bozuntuya vermedim; bende güldüm.

Ta ki azar azar gülüşünün volümünü kısıp boşta olan elini belimi yerleştirene kadar. O beni kendine doğru çektiğinde gülüşüm sönmüş, tebessüm olarak dudaklarımda yerini almıştı. Hâlâ eğlenir bir ifadeyle ona bakıyordum. Bu sefer Arıkan bana doğru eğildiğinde iki elimi de göğsüne yerleştirdim ve ne diyeceğini merakla bekledim.

"Şüphelenmemeleri için ne zaman bu yalanı gerçeğe dönüştürüyoruz?"

Sesi önce kulağıma çarpmış sonra yanağımda son bulmuştu. Öyle bir anda dudaklarını yanağıma bastırdı ki elim koluna gitti. Parmaklarımı refleksle oraya geçirdim.

Baş belasıydı baş belası...


Bugünün son bölümüydü...
Gidiyorum...
Bakınız hanımlar ve bayanlar,
Oy verin.
Kitap bittikten sonra oy verilmesin gıcık oluyorum.
Bildirim panelim...
Onu size iki-üç gün için ayırdım.
Fazlası yok, zarar

Nafaka | Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin