Alkım:
Alkım: Kardeşin ve karısından nefret etmeye başladım.
Alkım: Onlara ne bizim aynı odada yatıp yatmadığımızdan?
Alkım: Seviştiğimiz günler dışında niye seninle yatağımı paylaşayım ki, saçmalık!
Arıkan: Düşünme onları.
Arıkan: Üç yıla yaklaştık, hâlâ inanmıyorlar.
Alkım: İki yıl iki aydır aynı evde yaşıyoruz.
Alkım: Altı ayımız ayrı, genç adam.
Alkım: Toplayıp "üç yıl" deme.
Alkım: Hani nerede o altı ay, ben göremiyorum?
Arıkan: O altı ay olmasa biraz zor dönerdik birbirimize.
Alkım: Barın'ı mı diyorsun?
Alkım: O arada gelmeseydi; bu durumda olmazdık, demeye mi çalışıyorsun?
Alkım: Onunla ilgili çoğu şeyi üç yıl önce geride bırakmıştım ben zaten.
Alkım: Geldiği bir hafta ise...
Alkım: Bak o sadece deli saçması fikirlerini sundu.
Alkım: Boşandığımızı duyunca saçmaladı.
Alkım: O hafta onun yüzünden sinirlerim bozuktu.
Alkım: Yoksa o kadar asabi olmazdım.
Alkım: O dönem için kusura bakma.
Arıkan: Sözleşmeyi evden buldu, değil mi?
Arıkan: Haftada iki kez eve gönderdiğin çalışanlardan biri bulup vermiş ona.
Alkım: Bu gereksiz detayı boş versek?
Alkım: Güncel durumda ikisi de hayatımızda yok işte.
Alkım: Şimdi lütfen işinin başına dön.
Alkım: Erken bitir her şeyi, buraya gel.
Alkım: Evine.