yirmi altı (final)

3.2K 246 74
                                    

Üstüme giyindiğim gelinliğe son kez baktığımda ellerim ister istemez karnımın üstünde birleşmişti. Olmayan bebeğim annesi için çok seviniyor olmalıydı. Babasıyla evlenecektim neticede.

Düşüncelerime karşın zihnimin en temeline saklanan bilgi gün yüzüne çıkınca yüzüm düşer gibi oldu.

Odaya kapıyı çalmadan yavaşça giren Arıkan'la ifademi bozup sırıtmaya başlamıştım.

Yanıma doğru gelirken bir yandan da aynadan üstüme bakıyordu. Kendi üstündeki takım elbiseyle benim gelinliğimin ne kadar yakıştığını fark edince gözlerinin içi gülmüştü.

"Hadi öv beni!"

Neşeyle şakıdım. Ellerimi karnımdan çekmiş, ona doğru dönmek adına hamle yapmıştım. Arıkan bu tepkime binaen beni durdurmuştu. Aynadan ne yaptığına baktığımda cebinden bir şey çıkarttığını gördüm.

"Takımı takacaksın, gerçekten mi?"

Gelinliğin göğüs dekoltesi vardı ama sadece o kadar. Onun dışında ön tarafta bir dekolte yoktu yani kolye abes kaçardı. Bunun yanı sıra bileklerime baktığımda onların zaten yeterince dolu olduğunu görmüştüm. Abartı istemiyordum takı konusunda.

Arıkan elindeki kutudan küçük bir kolye çıkardı. Kutuyu cebine geri koyup kolyeyi açtı ve boynuma getirdi. Onu yavaşça oraya takmaya başladığında bende elimle ucunu bulmuş, simgeye bakıyordum. Yakuttan yapılmış dört yapraklı yonca...

"Neden böyle bir şey tercih ettin?"

Kolyeyi takma işlemi bitince arkamda durup omzumun üstünde bize bakmaya başladı. Yüzünü ben daha ne olduğunu anlamadan vücuduma çevirip burnunu boynuma sürttüğünde gözlerimi refleksle kapanmıştı.

"Arıkan..."

Şimdi olmazdı. Şimdi bana dokunamazdı. Gelinliği şimdi çıkaramazdı. Vücudumu arkadaki yatağa şimdi seremezdi...

İkinci evliliğimiz bol sevişmeli olacaktı, onu anlamıştım ama ne var ki bugün -şu an- olmazdı.

Tam bir şey daha söyleyeceğim esnada kokumu içine çekti ve ellerimi sarıp karnımın üstünde birleştirdi. Sırtımı gövdesine yasladım. Bütün ağırlığımı ona vermek istemesem de bir kısmını verdiğim ortadaydı.

"Arıkan, yapma..."

"İyi ya da kötü, birbirimizden bir şey saklamadığımızı düşünürdüm, Alkım."

Kısık bir ses tonuyla arzunun ön planda olduğu bir durumda kurmuştu bu deli saçması cümleyi. Bulunduğumuz pozisyonda ne söylediğini anlayamadım. Duydum ama kavrayamadım.

Gözlerimi aralayıp ne ara omzuna başımı yasladığımı bilmediğim bedenin sahibine baktım. Ona "neden bahsediyorsun" der gibi baktığımda karnımdaki elleriyle beni daha çok kendine çekti. Bu hareketinin nedenini o kadar kısa sürede anlamıştım ki değişen yüz ifademin hızına ben bile şaşırmıştım.

"Arıkan..."

Hâlâ boynuma doğru bakan yüzünü aynaya çevirdi. Bana anlık bir bakış atıp geri önüne döndü. Önüne derken boynuma.

"Bir ara korunmadığın için endişe etmiştim."

Sesi alay dolu olmasa da söylediği şeyler kesinlikle ortamı yumuşatmak için söylenmiş sözlerdi. Gerildiğimi mi anladığından bilmem dudaklarını boynuma bastırdı. İçim yine titrer gibi olunca destek almak için elimin birini bileğine sardım.

"Çocuk denen şeyden haz etmiyorum, sen de etmiyorsun. O yüzden bunu eksiklik olarak algılamamalısın. Hem ne demiştik," sesi dünya üzerindeki en güzel melodiymiş gibi kulaklarıma dolmaya devam edince yutkundum. Hemen başımın arkasına getirmişti yüzünü. Saçlarıma dayıyordu burnunu. "Gelecekte bir evlilikten beklediğimiz tek şey ten uyumu."

Lisede aynı gece farklı kişilerle birlikte olduğumuzun sabahı konuşmuştuk bu konuyu. Böyle uzun uzadıya. Bizim için en önemlisinin karşı cinsin bedeni olduğuna o an karar vermiştik. Üç senede bu anlaşmadan kimse caymamıştı. Ta ki benim hayatıma Barın girene kadar.

Yirmi iki yaşımdaydım, Barın "üniversiteyi bitirince çocuk yapalım mı?" dediğinde. Onu başta onaylamamıştım, bu şeyin aşırı saçma olduğunu; çok genç olduğumu söylemiştim. Ama sonra bu konuda alınganlık gösterince... Onun haberi olmadı belki ama ben dört ay boyunca hiç korunmadan onunla birlikte oldum.

Sonuç; bebeğim olmadı.

Doktora gittiğimde ise hiç olamayacağını öğrenmiştim.

Bana göre eksiklik değildi belki ama... Barın baba olmayı istiyordu ve hak ediyordu da. Çok güzel severdi o bebeğini. Çok güzel bakardı ona, her şeyi olurdu bir ömür.

"Benim beklentilerim değişmedi, Alkım."

Arıkan'ın bugünden sonrada olacak şeyleri bu sözüyle bir nevi işaret etmesiyle yüzümü daha çok omzuna yasladım.

"Benimki de değişmedi, Arıkan."


Dört özel bölüm var...
Gidin bölümleri beğenin...
Saat tam 21.00'de bölümleri atam ben de.
Bu arada... Bu da bitti. ♥️

Nafaka | Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin