“one more time.” Dedi taemin, jonghyun un üstüne otururken.
“istemiyorum diyenden korkacaksın zaten taemin bu beşinci olacak yetmedi mi?” jonghyun bunları söylerken taemin in belini tutmuş düşmesini engellemeye çalışıyordu.
“istemiyorsan istemiyorum de tamam mı? Böyle saçma bahaneler bulma.”
“s-saçma bahaneler mi? Beş kere diyorum lan beş kere! Neyin bahanesinden bahsediyorsun sen? Hem madem bahane istemiyorsun. Tamam bir kez daha yapmak istemiyorum o zaman şimdi mutlu musun?”
“biliyordum benden hevesini alınca beni bir köşeye fırlatacağını biliyordum zaten.”
Jonghyun bu çocukla bu kadar anlaşamamasına rağmen neden kalbinin bu çocuk için attığını anlayamıyordu. Taemin in jonghyun u yumrukladığı elleri jongyun un ellerine hapsolmuştu. Taemin daha ne olduğunu anlayamadan jonghyun onu yatağa mıhlamıştı. Sıktığı dişleri taemin in kulağının yanında hırıldayarak konuştu.
“eğer bir kez daha istiyorsan bunu Korece yapacaksın benim yatağımda olduğun sürece.”
Taemin onun emriyle başını salladı.
“neymiş tekrar et.” Dedi jonghyun aynı ses tonuyla. Taemin sırtından aşağıya inen ürpertiyi engelleyemedi.
“senin yatağında sadece Korece konuşacağım.”
“aferin oğluma.” Dedi ve taemin in boynunu öptü jonghyun. “peki ne istiyorsun?”
“b-bilmiyorum.”
“üstüme atlayan sendin taemin nasıl bilmiyorsun?”
“seni istediğim için üstüne atladım fanteziler kurduğum için değil jonghyun.” Jonghyun onun bu söylediklerine dünyanın en komik şeyiymiş gibi gülmeye başlayın taemin gözlerini devirip ofladı.
“çok gıcıksın var ya.”
“özellikle sana hayatım.” Taemin jonghyun söylediği üzerine ona dilini çıkardı. Jonghyun onun dilini dişlerinin arasına alınca olayın boyutu değişti. Hafifçe emdiğinde taemin inledi. Ellerini jonghyun un bileğindeki eli kurtarmaya çalıştı fakat jonghyun izin vermedi. Madem ne istediğini bilmiyordu kendini tamamen ama tamamen ona bırakacaktı. Bacaklarının birini taemin in bacaklarının arasına yavaşça sokarak kendine yer açtı. Aynı anda dilini emmeye devam ediyordu bir elide taemin in kalçasını okşuyordu. Taemin kendini tamamen ama tamamen jonghyun a bırakmış bunun verdiği zevkle birazdan kafası uçacakmış gibi hissediyordu. Kendisinin sertleştiğini hissedince tekrardan inledi. Jonghyun kendi sertliğini taemin kinin üstüne kapadı. O anda ikisi de inledi. Jonghyun bir an tüm kontrolü kaybedecek gibi olsa da son anda ipin ucunu yakaladı.
Elini kalçasından çekip zaten beş kere yapmış oldukları için hazır olan deliğe götürdü. Parmağını soktuğu anda taemin in kalçasını sıkıştırarak parmağını bile kavrayınca jonghyun bu tür şeylerle oyalanmak istemediğini fark etti. Parmağını çıkardığını gibi kendini taemin in içine soktu. Bu sıcaklığa değil beş kere yapmayı ömür boyu yapsalar alışamayacaktı. Taemin onu sarmalayan sıcacık güneş gibiydi. Taemin kendini gerince karınları birbirine değdi. Jonghyun onun gevşemesi için bir süre hareket etmeden bekledi. Taemin gevşeyince ise boşta kalan eliyle onun erkekliğini okşarken bir yandan gelgitlerine belirli bir ritim tutturmuştu.
Taemin hangi taraftan gelen zevk dalgasıyla sarsılacağına bile karar verememiş kendinden geçmek üzereydi. Jonghyun aynı anda hem kendi ritmini hem de elinin ritmini artırınca ikisi de aynı anda boşaldı. Jonghyun kendini taemin in yanına atınca taemin serbest kalan elleriyle suratını kaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KAÇ HAFTA (jongtae)
Fanfictionkader başka işlemiş ama kapılar aynı yere çıkıyor jonghyun ile taemin başka zamanda başka şekilde tanışır.