7

882 66 29
                                    

Minho jonghyunu gördüğü gibi arabadan inip ona koştu. Jonghyun ona gelen adamın acısını ta içinde hissediyor minhoyu sıkıca sardı kollarında.

"Bana sarılmayı bile fazla gördü jonghyun inmesen de olur dedi." Dedi minho sırtının sıvazlandığını hissedince jonghyundan ayrılıp arabaya binemeye gitti uzanmak için arka koltuk idealdi çünkü başını tutacak hali yoktu. Arka koltuğun kapısını açtığında taemin i görünce nedense şaşıramadı. Gerçi şu an herhangi bir duygu hissetmesi mümkün değildi acıdan başka ama normalde de olsa şaşırmazdım diye düşündü.

"Sen ön koltuğa geçebilir misin taemin? Uzanmak istiyorum da." Taemin başını sallayıp arabadan indi. Neyse ki etrafta kimsecikler yoktu biri onu görürse bir de tanırsa jonghyun un başı derde girebilirdi. Gerçi onu neden düşünüyorsa bu kadar? aklında kendine dil çıkardı ve aklına başka soru yerleştirdi. Minho arka koltuğa sığabilir miydi? Yavaşça ön koltuğa ilerlerken jonghyun da kendi yerine yerleşiyordu. Larisa ise çoktan minhonun arabasını çalıştırmıştı bile. Taemin kendini hiç aceleye getirmedi larisanin biraz uzaklaşmasını bekledi ve sonra arabaya bindi. Jonghyun un yanında oturuyordu nedense saçma salak bir heyecan vücudunu yoklayıp duruyordu.

"Kemerini tak taemin."

"Ne?" Dedi taemin jinghyun un ne dediğini zerre kadar duymamıştı o an hayalleriyle meşguldü.

"Kemerin diyorum."diye tekrarladı jonghyun.

"Belki senin takmanı bekliyordur jonghyun çocuğu kırma." minhonun bu homurdanması taemin in elini ayağını birbirine sokmuştu. İki eliyle kemeri çekip hızla yuvasına takan taemin jonghun a bakmamaya yemin etti çünkü pis pis sırıttığına adı kadar emindi. Araba harekete geçinceye kadar elleriyle oynayan taemin araba yola çıkınca minho ya dondu. can alıcı bakışlarını ona yollayacakken minhonun elinin halini fark edip telaşla kemerini çözüp arka tarafa dondu.

"Minho elin felaket görünüyor!"

"Acımıyor." Dedi minho gözlerini bile açmadan fazla kayıtsızdı.

"Nasıl acımaz kemiğine kadar soymuşsun derini. Jonghyun hastaneye gidelim eve değil. Başka bir şeyin var mı minho bak doğruyu söyle?"

"Bu hanım evladını sevmeye başladığıma inanamıyorum jonghyun bu konu hakkında seninde önemli görüşlerin vardır diye düşünüyorum. Hastaneye gerek yok eve gidelim yeter bir duş alıp birazda uyudum mu bir şeyim kalmaz."

"tamam.”

“nasıl tamam jonghyun!” diye bağırdı taemin. Jonghyun onun bağırmasıyla ani bir şekilde fren e bastı. Minhodan bir homurtu yükselmişti sadece fakat taemin için durum biraz daha acı verici olmuştu kafasını ve omzunu fena şekilde arabanın ön tarafında ki kenara çarpmıştı.

“sana bir daha o sesini yükseltme dedim hem de kaç kere sen kime bağırdığının farkında mısın?” jonghyun un bu kükremesi taemin i biraz korkutmuş olsa da şu an omzundaki soyulmuş yaradan başını çevirip jonghyun a bakmayacaktı. Jonghyun onun takmamasıyla iyice delirmişti, ellerini taemin in normalde olsa ne kadar yumuşak olduğunu düşüneceği saçlarına sokup kendine dönmesini sağlayacak şekilde çekti. Taemin dudaklarından kopan inlemeye karşı koyamadı. Canı çok yanıyordu ve suratı jonghyun un suratından bir santim uzaktı sadece. Jonghyun un sinirle burnundan soluyuşu onun dudaklarını yalıyordu adeta.

“bana sesini yükseltmenden hoşlanmıyorum! Bunun neresini anlayamıyorsun!”

“şaşırdığım için sesim yükseldi gerçekten sesimi sana yükseltmek istemedim. Sadece endişelendim o kadar.”

“endişelenme ben düşünürüm sen düşünme!” diyip kesin emri verdi jonghyun.

“p-peki.” Dedi taemin saçını kurtarmaya çalışırken gözlerini jonghyun un gözlerine götürdüğünde onun dudaklarına bakıyor olduğunu görüp acısını unutarak kıpırdamayı kesti. Onu öpebilir miydi? şu an onu öpse taemin bayılabilirdi. Mazoşist falan değildi ama eğer jonghyun isterse onu bile olabileceğini fark etti. Sadece aşık bir adamdı işte. Önce burunları birbirine değdi. Jonghyun burnunu yavaşça onun burnuna sürttü. Sonra jonghyun un dudaklarının kadifesini hisseti kendi dudaklarında. Sıcaklığı bahar gibiydi. Taaemin kalbini duyabiliyordu. Jonghyun dudaklarıyla taemin in dudaklarını aralarken saçlarında yumruk yaptığı elini yavaşça gevşetti o yumuşak saçları okşayarak. Jonghyun ona ilerlemeye çalışacakken kemerinin engel olmasıyla diğer elini taemin in beline koyarak onu kendine çekti. Taemin ona ilerlerken neredeyse uçuyordu…

BİR KAÇ HAFTA (jongtae)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin