247 27 72
                                        

uzumaki naruto, bebekleri kolayca ağlatmak gibi bir güdüye sahiptir. yetenek denemeyecek kadar lanetli, lanet denemeyecek kadar yetenek türü bir şeydir bu. ve eğer özellikle ağlak bir bebekseniz o sarı saçlarına bakmak bile göz pınarlarınızı yakıp kavuracak; boğazınıza binlerce düğümün hızlıca atılmasını sağlayacaktır.

naruto ben her ağladığımda, bana ibadet edercesine vuruyor bagetlerini baterisine. o bana ibadet ettikçe ben daha çok ağlıyorum.

ben ağlıyorum, naruto ibadet ediyor.

naruto ibadet ediyor, ben ağlıyorum.

naruto krizlerinin eşiğinde aldığı aşırı doz ilaçtan bile derman bulamazken ben ağlayınca susuyor çığlıkları. görüşü, kulakları ve diğer bütün duyuları çevresindeki her şeye kapanıyor. sadece tanrısının olduğu bir durumda koynuna alırken onu, titreyen elleri duruluyor. yüzündeki hastalıklı ifade geçiyor ve tanrısının da ona tapmasını sağlıyor dokunuşlarıyla. en büyük ibadeti bu oluyor naruto'nun, ben ağladıkça ibadetinin sevabını bulmuşçasına bir minnetle bükülüyor bedeni.

sanki teşekkür ediyormuş gibi, ilgisi ve bedeninin tamamını veriyor bana naruto o sabahın gecesi.

uzumaki naruto'yla metrobüse biniyoruz o gecenin sabahı, ben naruto'ya sokulurken karşımıza bir çocuk oturuyor. yanındaki ona eşlik eden annesinin bütün dikkati elindeki telefondayken ve başını kaldırmayıp ona tek bir bakış dahi atmazken, yanımdaki beden o çocuktan gözlerini ayıramıyor. bakışıyorlar, naruto'nun keskin bir maviyle renklenmiş gözleri diğer insanlardan kopup karşısında oturan çocuğun koca gözlerine takılıyor. dikkati diğer bütün yolculardan çekilmiş, bağı kopmuş ama büyük eli sanki bunun tersini söylermişçesine tuttuğu elimin üzerini sürekli okşuyor. sanki kendini telkin edermiş gibi, sürekli yokluyor ellerinin altındaki varlığımı.

parmaklarının şokla dirilmişçesine titremeye başlayışını hissediyorum, sıkılıkları artıyor ve bununla birlikte boğazımın en derinlerinden yukarı çıkmaya çalışan düğümlerin zorlamaları midemi çalkalıyor. hepsi birden birbirine bağlanmaya çalışıyor ama art ardına yutkunuşlarımdan fırsat bulamıyorlar.

çığlık ata ata ağlamak istiyorum uzumaki naruto'nun yüreğine, kafamın içinde binlerce yalan oluşuyor onun yüreğine ağlamadığımı söyleyen ve ben de onlara uyuyorum.

onun yüreğine ağlamıyorum; onun geçmişine, geleceğine, ondaki bene ağlamıyorum ve naruto'ya yalan söylüyorum.

ben yalan söylüyorum, naruto yalan söylemiyor.

naruto kendine yasaklıyor yalan söylemeyi, naruto yalan söylediğinde onun ağlak bebeği olamıyorum.

karşımızdaki çocuk naruto'nun geçmişini ve geleceğini göremiyor, benim her gece ağlamaktan attığım kahkahalara tezatlığını belli etmek istercesine gülmekten yaş akıtıyor büyük gözleri. naruto, metrobüs sonraki durağa yaklaşırken duruyor ve kocaman bir sırıtış veriyor bütün o yaptığı saçma sapan yüz ifadelerinden sonra çocuğa. gözlerinde gereksiz aşırı bir gurur var kendine.

düzenli beyaz dişlerinin üstünden gözüküyor ağlarken hıçkırmamı sağlayacak diş etleri, anons yapan kadının sesi yankı yapıyor metrobüsün içinde.

uzumaki naruto'nun titreyen gözleri bana dönüyor, buğday ellerinin altındaki soluk ellerim titriyor onlara uyar gibi. o ise hemen sakinleştirmek ister gibi sıkı sıkı sarıyor parmaklarımı, adem elmasının bir aşağı ve bir de yukarı kayışı takılıyor görüşüme. elleri dirilişinin ardından yetişen bir toprak gibi ısınıyor ellerimin üstünde, boğazımın aşağısından midemi kasıp duran düğümler yavaş yavaş çözülüyor ve bedenimin ılıdığını hissediyorum.

cry baby (nsn.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin