1 "O Nerde"

1.8K 61 1
                                    

Selim: Sen şimarıksın git evimden
Eda: BANA ŞİMARIK DEME
_________________________________________

Selam Eda ben, Eda Yıldız. 27 yaşındayım, peyzaj mimarıyım. Ben daha 22 yaşındayken evden kovuldum. Babam beni istemedi, bana hep sen bir hatasın derdi... annem öldü üvey annem var, o da zaten beni hiç sevmez. Bende onu sevmem. Babam mafya aynı zamanda çok bilinen bir mimar ve tahmin edersinizki evimizde çok büyüktü ama ben gösterişi fazla sevmem, babama para sormayıda sevmezdim ona muhtaç olmayı ondan bişeyler istemeyi sevmezdim bende hem üniversiteyi okuyup yanındada part-time çalışıyordum. Babam bana hep mafya ol diyordu bende onu kırmamak için oldum, ama sonra bıraktım. Ben evden kovulduğumda Serkanın yanında kalabilirim diye düşündüm o yüzden Serkanla birlikte yaşamaya karar verdik, ama Serkan kanserdi ve kanseri atlattıktan sonra beni istemedi. Bana git dedi bende gittim. Şuan tek yaşıyorum evimin sağındaki evde Melo soldakindede Ceren yaşıyor. Evleri olmalarına rağmen çoğu zaman benim evde takılıyoruz.
_________________________________________

Eda: Sabah sabah ne işiniz var burda
Melek: Simit getirdik, kahvaltı için
Eda: (gülümser) İyi düşünmüşsünüz geçin

|İçeri geçerler ve kahvaltı yapmaya başlarlar|

Ceren: Sen nasılsın
Eda: Herzamanki gibi, güçlü durmaya çalışıyorum
Melek: Ya dadam çok fazla takma kafana 5 yıl geçti
Eda: Ben sadece Serkanamı üzülüyorum sanıyorsunuz. Ya benim bir kızım vardı ama o nerde şuan, gökten annesini izliyor
Melek: Tamam dadam, eminimki Kiraz anneannesiyle çok mutlu
Eda: Umarım
Ceren: Hadi çıkalım
_________________________________________

Eda'dan
Melo ve Ceren şirkette benimle çalışıyor. Ceren şirketin avukatlığını yapıyor. Melo bana kağıt işlerinde yardım ediyor ve şirketin Pr'ını yapıyor. Ofisimiz büyük bir plazanın en üstte olan iki katında, birde bizim üzerimizde bir teras var. Orayı kimse kullanmaz, işimi yaparken aynı zamanda oranın peyzajıyla'da ilgileniyorum. Şirketin adı ne diye sorucak olursanız 'le sourire' Fransızcada gülümsemek demek. Annem küçükken bana hep gülümse derdi, hayatta ne olursa olsun gülümse, kimse üzüldüğünü bilmesin derdi. Bende öyle yapıyorum üzüldüğümü kimse görmesin diye herzaman gülümsüyorum. Anneme bu konudada söz verdim.
_________________________________________

Eda: Günaydın
Ekip: Günaydın Eda hanım
Eda: Ezgi nerde
Ezgi: Burdayım burdayım
Eda: Ezgi kahve getirirmisin
Ezgi: Tabiki Eda hanım hemen

Ceren: Bizde odalarımıza geçiyoruz
Eda: Tamam bişey olursa haber edin
Melek: Tamam

|Herkes yerine geçer, Ezgide ilk önce Ceren ve Melekin yanına gider|

Ezgi: Ceren hanım
Ceren: Noldu Ezgi
Ezgi: Ş-Şey hani her sabah Eda hanım benden haberleri okumamı istiyorya
Ceren: Evet Ezgi ne olmuş
Ezgi: Bugün haberlerde S-Serkan bey var
Melek: Ezgi ne var bunda
Ezgi: İstanbula dönüyormuş
Ceren-Melek: NE
Ezgi: Ev-Evet ben bunu E-Eda hanıma nasıl söyliycem
Melek: Tamam panikleme sen git biz söyleriz
Ezgi: Peki

|Ezgi gider|

Ceren: Melo sen delirdinmi nasıl söyliycez
Melek: Şu haberleri bir aç
Ceren: Tamam
Melek: Ünlü mimar Serkan Bolat Türkiyeye dönüş yaptı yanında yeni sevgilisi Serra Güneş
Ceren: Ne Serraylamı... sana birşey söylimmi Eda bizi yer böyle çiğ çiğ yer
Melek: Ceren ne yapalım... dur dur devamı var
Ceren: Geri dönüş yapan Bolat şirketiyle beraber İstanbulun en büyük plazasına yerleşiyor
Melek: Oha şakamı bu
Ceren: Hayat Plazada bulunan 'Le Sourire' mimar şirketine rakip gelen Bolat aynı zamanda Le Sourire'ın patronu olan eski sevgilisi Eda Yıldızla yıllar sonra tekrar karşılaşacak
Melek: Ceren ne yapacağız, Eda Serkanı görürse mahvolur
Ceren: Bulucaz bir çaresini ayrıca Edaya anlatmamız lazım
Melek: Tamam hadi gidelim ozaman
_________________________________________

Şimarık |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin