'Artık zamanı geldi Avery, toplanın ve haritada işaretlenmiş yere gidin. Orada herşey açıklığa kavuşacak.'
Bu da ne demekti? Avery sabah kutsal kütüklerin üzerinde bir okla ve hançerle beraber bu mektubu bulmuştu. Belki de yıllardır içinde olan boşluk kapanacaktı? Belki de en son peşlerinden Koşan kurtadam sürüsünün bir diğer oyunuydu bu? Kate'e bunu danışması lazımdı.
' Kate, bir bakabilir misin?' Kate, dün avladıkları harpyaların tüylerini biriktiriyordu. Haritayı da ilk o görmüştü. Avery'nin en iyi arkadaşıydı ve ona arka çıkardı. Avery bazen onu kıskandırdı çünkü Kate bir su perisinin kızıydı ve saçlarının arasında bunu kanıtlayan su rengi tutanlar vardı. Avery ise ebeveynlerini bilmiyordu. 'Ne var Ave? Eğer yine bir deniz yolculuğu varsa ben bu sefer burada kalıp Speedy'yle kalacağım.' dedi. Speedy onların Sibirya kurduydu. Asıl sahibi Avery olsa da sahibinin arkadaşları ile de iyi geçinir ve her zaman Avery'yi dinlerdi. Kate de bir deniz nimfasının kızı OLMASINA rağmen suyu sevmezdi. Annesi ile anlaşamazdı. 'Hayır, sadece birşey danışacağım sana. Yardıma ihtiyacım var.' dedi Avery deniz yeşili Gözlerini kırpıştırarak. 'Önce şunu tak bakalım.' dedi Kate ve Avery'nin simsiyah uzun saçlarına elektrik mavisi bir harpya tüyünü sıkıştırdı. Sonra da memnun olmuş gibi Gözlerini kıstı. Buz mavisi gözleri herkesin baka baka doyamayacağı bir tondaydı. Avery önce her şeyi bir anda Söylemek istedi ama sonra vaz geçti. Arkadaşı onun Rüyasında tanımadığı insanları gördüğünü bilmiyordu. Bilse belki deli falan derdi. Bu şimdilik Avery ve Speedy Arasında bir sırdı. Sonunda haritayı Kate'in önüne koydu ve sadece mektuptan ve haritada işaretlenen yeri bilip bilmediğini sordu. Kate sakince haritaya bakıp sonra 'Anny! Buraya gelebilir misin?' dedi. Anny haritalar konusunda uzmandı ve Avery'nin grubunun en küçük bireyiydi. Hemen Yanlarına geldi ve iki yandan ördüğü kahverengi saçlarını sallayarak 'Evet Kate, ne istemiştin?' dedi. Çok tatlı bir kızdı. Annesi bir ağaç nimfasıydı ve bu Yüzden Anny'nin gözleri yaprak yeşiliydi. 'Şu haritayı okuyabilir misin? Biz senin kadar emin değiliz burada işaretlenen yerden...' dedi Avery . Artık dikkati dağılmıştı. Tepelerinde uçan parlak renkli kuşu izliyordu. Hiçbir kuş bu kadar parlak olamazdı. Arada bir Anny ve Kate'in haritanın yeri hakkında ' Evet burası bir körfez, ama nerede?' 'Amerika'da sanki...' 'Bilmiyorum, olabilir, umarım oradadır! Empire State'yi görmek istiyorum.' Avery ise Gözlerini o parlak kuşa dikip kalmıştı. Parlak kuş yavaş yavaş alçalıyordu. Kate de Anny'yi Yavaşça dürtüp ona da kuşu gösterdi. Kuş yavaş yavaş konakladıkları yerdeki kutsal ağaça kondu. Tüm grup ağacın etrafına toplandı. 'Bu da ne?' diye sordu Ralph, saçlarını havalı havalı arkaya atarken. Kampın en yetenekli hançer dövüşçüsüne, Athena'nın kızlarından biri olan Cissy cevap verdi. 'Bu bir Güneş kuşu salak. Apollon'un kutsal kuşudur. Bu da herhalde...' diye konuştu ama sözünün Devamını kuş kendisi tamamladı. 'Apollon! Güneş'in tanrısı! Evet. Sizlere bazı haberlerim var.' dedi. Sesi sanki herşeyi şarkı söylüyormuş gibi çıkarıyormuş. Melodik bir sesi vardı. Konuşurken yavaş yavaş Tanrı formuna dönüşüyordu. 'Size verilen haritayı gördünüz. O harita hepinizin kalbindeki Boşluğu dolduracak. Özellikle de senin, Avery. Seni Tanrılar doğduğundan beri takip ediyor. Sen özelsin. Bunu yakında daha iyi anlayacaksın. Bir de, yeni keşfettiğin şey var ya, onu kullan, saklama.' dedi ve yok oldu. Kate herkesin en iyi arkadaşına dik dik baktığını fark ederek 'Dağılın, ayı mı oynuyor? Görecek bir şey kalmadı! Dağılın!' Avery bir kez daha en iyi arkadaşına minnettardı. 'Şimdi, sıra geldi Kate sorgusuna! Nedir bu özel yetenek olayı?' diye başlayana kadar yırtığını sanmıştı. En iyi arkadaşına bunu söyleyememek onu da üzüyordu. En sonunda göstermeye karar verdi. Elini hafifçe önüne doğru salladı ve bir anda Bulundukları yer Değişti. Artık California'da bir sahildelerdi. Avery bir kere daha elini salladı ve bu sefer de Empire State Binası'nda belirdiler. Kate'in iyice Kafası karışmıştı. Arkadaşına uzaylı gibi bakıyordu. Ona fısıldayarak 'Bu da ne? Ne yapabiliyorsun?' dedi. Avery ise mahcup mahcup gülümsedi. 'Aslında şu anda Empire State'de değiliz Kate.' Bir süre bekledi. Arkadaşı ona hayranlıkla bakıyordu. Kate artık patladı. 'Bu kadar harika bir ışınlama yeteneğin varken nasıl bana söylemezsin?!' dide sinirle. Avery yine mahcupça gülümsedi. 'Bu bir ışınlama yeteneği değil Kate.' dedi. Arkadaşına bunu sindirmesi için biraz zaman verdi. En sonunda da ağzındaki baklayı çıkardı. 'Sis'i kontrol edebiliyorum.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Percy Jackson ve Khaos'un Dönüşü
FanfictionPercy, Annabeth, Jason ve Piper Gaia'yı yendikten sonra neler yaptılar? Kitap kapağı için WhiteAngel7'ye teşekkürler!