Merhaba sevgili okurlarım.Uzun soluklu bir aradan sonra yeni bir bölümle karşınızdayım:)Satır arasına düşüncelerinizi iliştirmeyi unutmayın/eksik etmeyin💜
Keyifli okumalar dilerim:)
Laura ardımda oflayarak peşimden geldi merdivenleri inerken kapı önündeki kalabalık ile bir an duraksadım.Büyükbabam yoktu.Teyzem ve dayım oldukça kızgınlardı.Sanırım Francesco'ya bu kızgınlıklar.Benim yüzümden olmamasını dileyerek aşağıya indim.
"Bu iyi bir fikir değil Yasemin." dedi dayım endişeyle."Tehlikede olabilirsin."
"Kim bana ne yapabilir ki?Kimseyi tanımıyorum bile." dedim hayretle.
"Ben yanında olduğum sürece kimse bir b*k yapamaz." dedi Francesco sert bir dille.
"Sen hiç konuşma!" dedi dayım ona kaşlarını çatarak baktı."O bir şeyin farkında değil ama sen her şeyin farkındasın ve evden uzaklaşmasına izin veriyorsun!"
Francesco dayıma zehirli dilini uzatarak "Buna izin vermeyeceğimi söyledim!" dedi."Amcamın onu kullanmasına izin vermeyeceğim!" diye son noktayı koydu.
"Bu da ne demek?" dedim belli belirsiz.
"Yürü Yasemin!" dedi bana bakmayarak açık kapıdan çıktı sert adımlarla.Onun kuvvetli cüssesinin gidişini izlemeyi bırakarak dayıma döndüm.Bana kızgınlıkla baktığını görünce "Dayı lütfen.Bu kırgınlıkla burada kalamam.Annemin odasında annemin buradan gitmesine sebep olan adamı düşünerek günümü geçirmek istemiyorum." dedim beni anlamasını dileyerek.
"Ona izin ver Luigi.Francesco'nun onun zarar görmesine izin vermeyeceğini biliyorsun." dedi teyzem dayımın omzunu sıkarak.
"Dikkatli olun." dedi dayım bana sarılarak."O herifi görmene izin verdiğim için özür dilerim."
Bir şey söylemeden evden çıktım.Francesco sabırsız bir şekilde kornaya bastığında adımlarımı hızlandırdım.Arabaya binip çantamı dönerek arka koltuğa koydum.Francesco bana dönüp dikkatle baktığında "Gidebiliriz." dedim mırıldanarak.
Hala bana baktığında gözlerimi ondan çekip kemerimi taktım.Allah'ım bana bakması içimi alev alev yakıyor.
Nihayet önüne dönerek arabayı çalıştırdı.Bir kaç arabanın daha peşimizden geldiğini gördüğümde merakla sordum."Bu arabalarda mı bizimle geliyor?"
"Evet." dedi kısa bir şekilde.
"Neden?" dedim saf saf ona bakarak.Bana gerizekalıya bakar gibi baktığında gözlerimi devirip "Güvenlik önemli sonuçta." dedim.
Sessiz geçen yolculukta gözlerim hep dışarıyı izlemekle geçti.Francesco'ya bakmamak içindi belki de çabam.Kim bilir?
Sessizliği bozan telefon sesi ile kafamı camdan çekerek karanlığı saklamaya çalıştığı yüze döndüm."Ne var Emma?" dedi sert bir tavırla.İnsan nişanlısıyla böyle mi konuşur?"Gelemem işim var.Bekleme bugün beni." dedi ve daha fazla bir şey söylemeden telefonu kapattı.
Kendimi tutamayarak söylendim."İnsan nişanlısıyla böyle mi konuşur?"
Bana sert bir bakış atıp önüne döndü."Seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma." dedi sert bir dille.
Kaşlarımı çatarak önümü dönüm.Kollarımı göğsümde birleştirip tripli bir tavırla "Eğer işin bana göz kulak olmaksa, kalsın.Git nişanlınla vakit geçir." dedim.Söylediklerim içimi ateş gibi yaktı.Canımı sıkan bu durumun zihnimi daha fazla oyalamaması için savuşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesi
Художественная проза*** Kapıyı sertçe kapattığında "Bana emir verme!" dedi Francesco öfkeyle. Hayretle ona baktım."Emir vermiyorum.Daha önemli sorunların varken burada durmak..." Sustum.Aptallık demek isterdim fakat boğazıma sarılmasınıda istemem. Francesco bir kaç adı...