Merhaba arkadaşlar:)
Güzel bir bölümle geldim.Umarım beğenirsiniz.
Bölümü okuduğunuz günün tarihini bırakmayı unutmayın.23.04.2021
Keyifli okumalar...
Francesco ve büyükbabam ile yemek masasında oldukça sessiz bir şekilde yemek yiyorum.Ben yemek yerken yapılan muhabbeti severim ama bu iki soluk yüzlü ve sert mizaçlı adamlar içimi daralttı.Arada bir işle ilgili bilmediğim konular konuşuyorlar.Beni yok sayarak davranmaları suratımı düşürmemi engellemedi.Sessiz yemekten sonra Francesco'nun kahve içme isteğini geri çevirmedi büyükbabam.Onlar salonda kahve içerken ben bir şey söylemeyerek bahçeye çıktım.Bahçe salıncağına oturup gökyüzünü izledim.Korumaların varlığına azda olsa alıştım.Onları yok sayabiliyorum.
Yanıma birinin oturmasıyla irkildim."Bu güzel geceyi yalnız geçirmene izin vermezdim, kusura bakma."
Stefano'yu görünce gülümseyip rahatladım."Haksızlık olurdu." diye mırıldandım.
Gülümseyerek "Nasılsın?" dedi.
Omuz silkerek "İki soğuk insanla yemekteydim.Nasıl olabilirim?" dedim.
"Haklısın galiba." dedi gülerek."Arrigo bey soğuk bir insan.Francesco ,afedersin ama, burnu havada birisi."
Kahkaha atarak güldüm."Aynı düşüncedeyiz.Kusur yok ortada."
Bana baktığını hissederek ona döndüm.Tebessüm ederek bana baktığında yüzümü yalayan rüzgara karşı uçuşan saçlarımı kulağımın ardına itekledim.Stefano tek kaşını kaldırarak."Şuan o saçı benim yüzünden çekmem gerekmez miydi?" dedi çarpık bir gülümsemeyle.
Tek kaşımı kaldırıp "Bana asılıyor musun sen?" dedim.
Stefano açık konuşmamla şaşkın bir şekilde bana baktı.Ensesini kaşıyarak "Öyle bir düşüncem yoktu.Sadece…" dediğinde gülerek lafını kestim."Şaka yapıyorum ya kasma kendini." dedim.
Rahatlayarak arkasına yaslandı.Gözlerimi gökyüzüne çevirdiğimde onunda gökyüzünü seyrettiğini anladım."Buradaki yıldızlar mı daha güzel Türkiye'dekiler mi?"
Derin bir iç çekerek "Ne farkeder ki?Gökyüzü parçalı değil sonuçta.Güzelliği eşsiz." dedim.Stefano 'ya dönüp merakla sordum."Baban nerede?Burada çalıştığını söyledin ama hiç görmedim."
Derin bir iç çekip "Güneyde bir köyde.Büyükbabam ayağını kırdığı için ona yardıma gitti." dedi.
"Geçmiş olsun." dedim mırıldanarak."Yalnız mı yaşıyor orada?"
"Evet." dedi ve bana dönerek "Çok güzel bir yer.Bir gün senide götürebilirim." dedi.
Teklifine nedense utanarak önüme döndüm.Fakat ters bir cevap vermedim."Olabilir."
Gözlerimi gökyüzüne çevirmeden bir çift gözün bizi izlediğini gördüm.Sert çehresinin ona yakışması beni bir kez daha sinirlendirdi.Bir insanda kusur aramak benlik bir şey değil ama onda arıyor olmam...Afalladım.Niçin onun kusursuzluğunda kusur arıyorsam?İstemsizce kaşlarımı çatıp gözlerinden ayırmadım.Uzaktan ve karanlıktan bile canlı duran gözlerini kıskanmamalıyım.Bu kadarı da fazla çünkü!Yeni farkettiğim sigarayı dudaklarına yaklaştırdı.Gözlerini bir an gözlerimden ayırmadı.Sebebini bilmiyorum ama beni rahatsız etmedi.Dudaklarından usulca uzaklaştırdı sigarayı.Dumanı çıkartmasını bekledim.O da bekledi ve daha sonra dudaklarından özgür bıraktı.Sigaranın çoğunu ciğerlerine hapsetti.İçim ürperirken omzumda bir el hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesi
Сучасна проза*** Kapıyı sertçe kapattığında "Bana emir verme!" dedi Francesco öfkeyle. Hayretle ona baktım."Emir vermiyorum.Daha önemli sorunların varken burada durmak..." Sustum.Aptallık demek isterdim fakat boğazıma sarılmasınıda istemem. Francesco bir kaç adı...