TÖRE

211 7 7
                                    

Mardin'in tenha sokagini; yikik dokuk bir sokak lambasi aydinlatmaktaydi. Sokagin üzerine dusen sari isik, degisik efektler uyandiriyordu.

'Şebnem, girebilir miyim kizim?'' Diye sordu Zehra Hanim, kapinin girisinde endiseli bir sekilde bana bakiyordu. Onun yuzunu dahi gormek istemiyordum, cevap vermedim ve yeniden sokagi izlemeye devam ettim. Bunun uzerine birkac adim atarak yanima geldi ve yatagima oturdu.

''Biliyorum benimle konusmak istemiyorsun, hatta yuzumu dahi gormek istemediginden eminim ama benim anlatacaklarimi dinlemeni istiyorum.'' Bunun uzerine, yuzume alayci bir ifade yerlestirerek gulumsedim cunku anlatacaklari zerre kadar umurumda degildi.

''Umurumda degil.'' Diyerek, kestirip attim.

''Umurunda olmayabilir, sana hakta veriyorum ama dinleyeceksin. Eger anlatmassam, icinde bir yerler hep eksik kalacak.'' Bu cumlesinden sonra aci bir sekilde gulumsedi ve basini one egerek gozlerini devirdi.

''Seni erkek olarak bekliyorduk ve biliyorsun ki sen dogmadan once tam 6 kardesin vardi. Baban senin kiz dogdugunu ogrendiginde iyice sinirlendi ve sana bakacak gucumuz olmadigini soyleyerek, seni İstanbul'da cocuklari olmayan bir aileye evlatlik olarak verdi.'' Diyerek, anlatacaklarini bitirdiginde gozlerinin nemlendigini gordum.

''Engel olsaydin! Beni baska bir aileye vermesine nasil goz yumabildin?!'' Diye bagirdim, kendime hakim olamayarak.

'Denemedim mi saniyorsun Şebnem ? Oyle cabuk halletmis ki her seyi... Seni benden gizli alip goturdu. Seni cok aradim ama baban, o engelledi yerini ogrenmemi. Daha sonrasinda burada fakirlik cekmekten, okuyamamandansa... İstanbul'da rahat bir yasam surmeni yegledim.''

''Ne yani? Savunman bu mu? O adama bir daha sakin benim icin baban deme. O adam benim babam degil, sende annem degilsin! Simdi daha iyi mi? Sizin ve sevgili oglunuz yuzunden hic tanimadigim bir adamla evlenmek zorundayim ben!''

"Buranin kurallari katiidir, seni oldurebilirlerdi.''

''Cik odamdan! Seni daha fazla gormek istemiyorum.'' Dedim ve isaret parmagimi odamin kapisina dogru kaldirdim. Oturdugu yerden yavasca kalkti ve bana son bir kez baktiktan sonra odamdan ayrildi. O ciktiginda bende aglamaya basladim. Son bir ayda yasadigim olaylar, dayanilabilir cinsten degildi.

Daha fazla bu evde kalamayacagimi anlayarak, biyolojik baba ve annem olan insanlardan gosteri bir izin alarak disari ciktim. Bir anligina kendimi bir arabanin onune atmak gecmisti icimden fakat bu tenha yerden ne araba ne de insan geciyordu. Olanlara inanamiyordum, sadece bir haftada hayatta aklima dahi gelemeyecek olaylari yasamistim. İlk once evlatlik oldugumu, sonra Mardinli oldugumu ve berdel sacmaligi yuzunden de hic tanimadigim bir adamla evlenmek zorunda oldugumu ogrenmistim. Bir anligina mukemmel hayatimi dusundum ve her seyin toz pembe olmayacagini idrak ettim; ama ben bilirdim ki her kotu seyin arkasinda bir hayirda vardi ve tek tesellimde buydu. Tam da o anda, sokagin basinda calindigini tahmin ettigim bir islik sesi isittim. Sonrasinda orada isligin sahibinin oldugunu fark ettim, ellerini cebine koymus dalgin dalgin yuruyen yirmili yaslarda bir adamdi. Bu tenha sokakta, onunla karsilasmanin hesabini nasil verecektim

KAÇAK GELİNLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin