4. BÖLÜM

152 4 1
                                    


CANLARIM SİZLERİ GERÇEKTEN ÇOOOK ÖZLEDİM GEÇ OLDU AMA OLSUN BIR DAHAKI BOLUME RUYAM GELIYOOOOR HALA NET BİR ŞEKİLDE HATIRLIYORUM KISA KESIYORUM SINAV HAFTASINDA OLSAM BILE YAZMAYA ÇALIŞICAM IKI AMACIM VAR BIRINCISI SIZLERE YENI BOLUM YAZMAK IKINCISI ISE SINAVLARIM TABIKI OKUMADINIZ BILIYORUM AMA LUTFEN VOTE VE YORUM YAPIN... :) ♡♥♡★☆★●○•°° SIZLERI GORMESEMDE OKUYUCALIRIM OLARAK HEPINIZI SEVIYOR VE OPUYORUMMMM♡♥♡★☆★●○•°°
Kafamı kaldırmamla hocayı görmem bir oldu.
-Tünaydın Melis hanım isterseniz biz sizi hiç rahatsız etmeyelim.
Hocaya aval aval bakarken
- Telefonunu alayım ve dışarıda beni bekle
Nefesimi dışarıya verip sıramdan kalktım. Telefonu hocaya uzattım ve ağır adımlarla kapıya doğru ilerledim.
- Çekirge bir sıçrar iki sıçrar... denince bi an duraksadım ve kim olduğunu anlamaya çalıştım gerçi bu hiçte zor olmamıştı. Tabiki o kişi Kaan'dı. Gözlerimiz buluşunca *bunu sana ödetirim* der gibi baktım. Hemen arka sıradaki o salakça arkadaşının eline vurdu.
Sınıftan çıkana kadar kulaklarımı sadece -uuu -ooo sesleri geliyordu son b8r kez sinifa baktımda *-uuu lafı kodu Kaan* der gibi bana bakıyorlardı.
Sınıftan çıktıktan sonra kapıyı kapatıp ellerimi arkamda birleştirip duvara yaslandım. Kafamıda duvara yaslayıp tavanı izlemeye başladım.
Kaan'dan...
Uuu bu sefer elime düştün kızım.
- Hocam arkadaş telefonla oynuyor.
Yaktım çıranı kızım bu 2 oldu. Hoca Melis' i uyandırıp telefonu elinden aldı ve dışarıda beklemesini istedi.
-Çekirge bir sıçrar iki sıçrar... bu lafımdan sonra herkez -ooo demeye başladı.Gözlerimiz bir an buluşunca bana *bunu sana ödetirim* der gibi baktı hatta daha kötüsü *işin bitti seni adi pislik* der gibi baktı.Bende arkamı dönüp Alp'in eline bi beslik çaktım. Önüme döndüğümde kapıya doğru ilerlemeye başladı. Bende tek kaşımı kaldırıp kolumu arka sıraya doğru yasladım.
Dersin bitmesine son 10 dakika kala hocaya lavobaya gitmek için izin alıp dışarı çıktım. Hemen bir tane sigara yakıp doyasıya son nefesime kadar içime çektim.
Bu kız çok aptal özellikle edebiyat dersinde salak kız bilmiyor mu ki hocanın direk disipline vereceğini.
Sigaramdan son bir kez daha içime çektikten sonra gökyüzüne doğru kaldırıp içimdeki dumanı üfledim ve dumanın gökyüzüne dağılışını izledim. Saniyeler içerisinde havaya karışmıştı bile. Sigarayı yere atıp sınıfa doğru ilerledim. Daha zilin çalmasına 2-3 dakika vardı. Bir yandan da içimden şarkı söylemeye başladım.
- Aptal kız!
Kimsenin duyamayacağı şekilde kendi kendime söyledim. Bu kelime ona çok yakıştı çünkü tam bir aptal. diyip gülümsedim. Ellerimi de cebime sokup her zaman ki siyah supralarıma dikmiş şarkı mırıldanmaya başladım.
********
Uuuf... Sıkıldım burda ya tam yarım saattir kapıdaydım.
Beni hocaya ispikliyenin Kaan olması hiç şaşırtmamıştı. Zaten kısa sürede anlamıştım. Ama ben ona gününü gösteririm. Bunun acısını fena alırım Kaan bey siz beni tanıyamamışsınız.
Zilin çalmasına son 10 dakika kala sınıftan biri çıktı. Fakat tavanı izlediğim için tam olarak kim olduğunu göremedim.
Aradan 7-8 dakika geçmişti ve hala zil calmamıştı.
Bir yandan kendime bir yandan da o Kaan malına saydırıyordum. Edebiyatçı şimdi direkt disipline verir beni. Aptal kafam...
Sıkıntıdan patlamak izereydim. En iyisi şarkı soylemek diyip ilk aklıma gelen şarkıyı mırıldanmaya başladım.
Eğer burnuma yanlış kokular gelmiyorsa bu sigaranın kokusuydu. Boğazım çoktan yanmaya başlamıştı va hatta öksürmeye bile başlamıştım. Bu ne ağır bir kokudur. kendimi resmen kezzap içmiş gibi hissettim. Boğazlarım hemen tahriş olmaya başlamıştı. Kafamı kokunun geldiği yöne çevirdim. Karşımda duran bir adet tescilli mal Kaan'ı gördüm. Iyh geçen seneden beri hala sigara içiyordu. Nefret ediyorum bu kokudan.
-(Boğazımın yanmasına aldırmadan öksürükler arasından) sen ispiyonladın dimi beni hocaya?
-Eee
diyip bir adım daha attı. Biliyordu sigaradan nefret ettiğimi hatra benim rahatsız olduğumu bile bile üzerime geliyordu. Bazen neden bu kadar iyi koku aldığıma lanetler okuyordum. Aynen şu an olduğu gibi mesela.
Tam karşımda dikiliyordu.Sesim kısılmıştı resmen deli gibi tekrar öksürmeye başladım. -Ne eeesi bunu senin yanına bırakmam.
-(üst dudağı yukarı kıvrılırken aynı anda tek kaşınıda havaya kaldırıp) Görüşürüz apral kız. Dedi.Özellikle aptal kelimesine vurgu yapmıştı.
-Aptal mı? Bir kere sen tescilli malsın. Dedim. Değil cevap vermeyi yüzüme bakmaya bile tenezzül etmedi tescilli mal belgesi olan bay cok bilmişlik taslayan egosu tavan yapmış Kaan.Tek yaptığı şey sınıfa girmek oldu. Zaten sınıfa girmesiyle zilin çalması bir oldu. 30 dakikanın ilk 27 dakikası sıkıcı bir bekleyişti. Son 3 dakikası ise ölüm gibi resmen Çin işkencesi görmüştüm.
Herkez dışarı çıktı ve en son edebiyat hocamız dışarı çıktı.
-Hadi yürü bakalım doğru müdürün odasına.
Müdürün odasına varmıştık. Müdür -5 dakikaya geliyorum diyip odasından ayrılmıştı. Beni bu cani hocayla aynı odada bırakıp gitmişti. Hala ciğerlerim patlayacak fibi öksürüyordum. Patlamaya hazır bir volkan gibi öksürüyordum.
-Biraz su iç istersen?
Dedi hoca oh be hele şükür. Azıcık insaflı davrandı hoca ,ama işin kötüsü disipline gidecektim.
-Evet bakalım Melis hanım ve bayan Suzan sorun nedir?
- Evet hocam Melis hanımı derste telefonuyla oynarken yakaladım.
- Anladım şimdi di- demeden telefon çaldı. Hoca telefonla konuşmaya başladı. Bende başladım hocaya yalvarmaya.
- Hocam ne olursize yalvarırım beni bir kerecikte olsa affetseniz olmaz mı?
- Hayır
- Hocam söz bir daha asla sizin dersinizde telefonumu açmayacağım.
- Hayır Melis beni geçen seneden iyi tanıyorsun olmaz.
- Hocam ama lütfen size yalvarırım ki bir daha asla olmayacak.
- Hayır dedim. Hem geçen sene olanlarımda sayarsak bu bir değil iki değil Melis buna izin verem. Eğer şimdi sana izin verirsem tepeme binerler.
- Hocam ne olursunuz sadece bizim aramızda kalsın bu konuşmalarımızı kimseye söylemem hocam lütfennnn.
- Söz mü peki?
- Yani şimdi disipline gitmiyor muyum?
- Söz verdin unutma.
- Sözüm sözdür hocam.
Bu sırada Müdüre hanım da telefonu kapatıp biraz hocayla konuştu. Benim aklım ise nasıl Kaan'dan intikam alabilirdim onu düşünüyordum. Bir yandan da tırnaklarımı yemeye başladım. Tam lafa girip *sınıfa gidebikir miyim?* diye soracaktım ki kapı birden açıldı. Fizik hocasıyla yanında bir kız vardı. Bu kızı daha önce bu okulda görmemiştim. Okulda birçok kişiyi tanımasamda herkezin simasını hatırladım fakat bu kızı daha önce hiçbir yerde görmemiştim.
Beni fark etmeden konuşmaya başladılar bende ufaktan onları dinlemeye başladım. Sonra hoca beni fark edince
- Sen hâlâ sınıfına gitmedin mi?
Diye sordu.
- Bende tam şimdi gidiyordum ayrıca tekrar çok teşekkürler.
- Hadi yürü yürü, bak söz verdin unutma.
- Unutmam hocam.
dedim ve sınıfa doğru yürümeye başladım.
Bizim koridorda yürürken bir yandan da olanları düşünmeye başladım. Aklıma o yeni kız geldi. Zil çoktan çalıştı fakat hâlâ herkez koridorda birnirleriyle laflıyorlardı. Suratım asık bir halde sınıfa gidip kendi sırama oturdum. Bizimkiler yanıma gelip *ne oldu* der gibi baktılar.
- Anlatsana kızım ne oldu.
Maya'nın bu lafına biraz dalgınlığım geçmiş olsada yine düşüncelerimin arasına daldım.
- Buldum! Ufak bir çığlık atarak havaya fırladım.
- Ha? *herkezin bana tutku reklamında Albert Einstein taklidini yapan adamın tam tutkuyu yalamak üzereyken yakalayan kadın gibi benimde suratıma baktılar.* (ayh bu ne uzun bi cümledir arkadaş) Bir an garipsedim sonra tekrar sıraya oturdum.
- Ya ne bakıyorsunuz bana öyle?
- Asıl sana ne oldu kızım?
Alara'nın bu sorusunu pas geçip Efe'ye döndüm.
- Sen şu okula gelen yeni kızı tanıyor musun?
- Evet de ne alaka şimdi ben onu anlamadım. *evet bizim Efe'nin tanımadığı kişi bilmediği saçma sapan esporileri yoktur bu konuda okulun birincisidir beyfendi.*
- Ya onu bırak ben size daha sonra anlatırım benim o kızı bulmam lazım adı ne?
- Yağmur da e yapacaksın söyler misin?
- Hangi sınıf?
- Önce anlat
- Ya kızı bir bulayım sonra anlatırım dedim ya bak öbür ders anlatırım söz.
- Iyi Demir ile aynı sınıfta.
- Iyi
- Iyi
- Kes Efe
- Tamam. dedi ve ellerini ben suçsuzum der gibi bana baktı.
Bir hışımla sınıftan çıkıp doğru o kızın yanına gittim. Hemen Demir'i bulup ona
- Yağmur nerde?
- Sen ne yapacaksın ki Yağmur'u?
- Soru sormada nerde sen ona cevap ver.
- Arkanda bak. geliyor dedi ve kapıyı işaret etti.
- Saol
- Yağmur! Dedim soru sorarcasına.
- Evet sende şu kız olmalısın.
dedi anlamıştım ne demek istediğini Müdüre hanımın odasında görmüştü beni.
- Evet bendim benimle bahçeye kadar gelir misin?
- Neden ki?
* ayh bi kerede soru sormadan tamam deseniz olur müsünüz? Yamyam değiliz herhalde inaan yemiyorum.* icimden diyip bir iç çektim.
- Önemli bir konu hakkında seninle konuşmak istiyordum.
-Iyi
Dedi ve bahçeye doğru yürümeye başladık. Bir yandan da içimden konuya nasıl başlayacağımı düşünüyordum.

♡BLACK LOVE♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin