Bu ilk bölüm ve umarım beğenirsiniz
Iyi okumalar*
"Ben çıkıyorum."
"Tamam yavrum kendine dikkat et."
Jimin annesinin bu dediğine gülmüştü. Nasıl kendine dikkat edebilirki. Okulda zorbalık görme manasında herkesin gözdesiydi. Ailesi bunu bilmiyordu. Yanında kapatıcı yedek kıyafetler taşıyordu bunlar sayesinde ailesine belli etmemişti. Bunları düşünürken okula vardığını fark etti. Yine zorbalık göreceği koskoca bir gün.
Başını yere eğerek fark edilmemeyi umarak sınıfına doğru yürümeye başlamıştı. Tam sınıfın kapısından girmiştiki kapşonundan geri çekildi ve kendini yerde buldu. Yukarı baktığında tahmin ettiği kişiyi gördü. Min Yoongi'yi. Yere düştüğüm için yarım ağız sırıtıyordu. Hemen ayağa kalkıp sınıfa girip aceleyle sırama oturdum.
Düşündü Jimin neden bu okukda okumak zorundaydı? Sonra aklına hasta babası geldi. Jimin bu okula burslu olarak gelmişti. Gelirken hayalleri vardı. Herkesle iyi geçinecekri. Çalışkan birisi olarak taktir topluyacaktı. Iyi bir üniversite kazanıp iyi bir işi olacaktı. Babasının tedavisi için gereken parayı biriktirecekti ama hiçbir şey umduğu gibi olmadı. Çalışkandı fakat burslu olduğu için herkes ona zorbalık yapıyordu. Ama onun herkese değer arkadasları vardı. Hoseok, Tae ve Jin onlar herkese değerdi. Onlarda onun gibi zorbalık görüyordu. Birbirlerini biraz da olsa korumaya çalışıyolardı. Başarısız olsalar bile çünkü onlar birbirini seviyordu. Sevgi demek zaten bir şeyler için çalışmaktı. Sevgi denen kavdamda başarılı olmaya gerek yoktu.
"Jimin iyi misin dalmışsın." Jimin Hoseok'un sesi ile daldığı yerden uyanmıştı. "İyiyim hyung sadece sizin gibi arkadaşlarım olduğu için ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum." Bir anda Hoseok ve ne zaman geldikleeini fark etmediği Jin ve Taehyung ona sarılmışlardı. "Bizde sana sahip olduğumuz için şanslıyız Jimin-ahh." dedi Jin Jimin'e sarılmaya devam ederken. Her şey şu an bu dörtlü için çok iyiydi. Tabi Min Yoongi bir anda gelip Jimin"i sürükleyip bir yere götürene kadar.
"Hey ne yapıyorsun sen?"
"Ne yapıyorum?" diyerek sırıttı. Okulun tuvaletindeydik. Burda ne yapıyorduk?? Bir anda beni sertçe duvara itti. Sessiz bir çığlık attım.
"Şimdi Jimine bugün sana ne yapsam acaba? Buldum!" diyerek elini ceketinin cebine götürdü.
Jimin dikkatlice Yoongi'yi izliyordu. Ne yapcağını algılamaya çalışıyordu. Yoongi cebinden makyaj aletleri çıkarmaya başlamıştı. Jimin gözlerini kocaman açmış Yoongi'nin onlarla ne yapacağını anlamaya çalışıyordu.
"Evet Jimine bugün sana efsane bir makyaj yapacağım tüm gün onunla gezmek zorundasın. Yoksa ne olacağını tahmin edebiliyorsun bence."
"Lütfen yapma. Lütfen Yoongi. Ben size ne yaptım. Neden böyle davranıyorsunuz?" Jimin'nin gözleri dolmaya başlamıştı.
"Ne o yoksa bebekler gibi ağlayacak mısın? Bana uyar sen ağlarken daha da zevk alıyorum. Lütfen ağla."
Jimin ona bu zevki yaşatmak istemiyordu. Bunun içinde çok çalışıyordu fakat gözyaşlarını tutamıyordu. Hepsi istemsizce kayıp düşüyordu. Yoongi'nin kahkasını duyduğunda başını kaldırıp baktı. Ne olacaksa olsun diyordu artık ne olacaksa olsun...
"Tamam ne yapıyorsan yap."
Yoongi elindeki ruju Jimin'nin dudaklarına sürmeye başlamıştı. Jimin seslice yutkundu ve kendisine ruj süren Yoongi'yi izledi. Yoongi içinden küfrediyordu sürdüğü ruj o kadar kötüydüki birisinin bu rujla güzel durması mümkün değildi ama Jimin'e yakışmıştı. Taşıra taşıra sürmeye devam etti Yoongi. Ruj işi bitince ruju Jimin'nin yanaklarına sürmeye başladı. Sonunda ise alnına aptal Jimin yazmıştı. Yoongi geri çekilip Jimin'e şöyle bir baktı istediğine ulaşmıştı berbat gözüküyordu. Yoongi'nin gözleri yavaşca Jimin'nin dudaklarına kaydı onlar hâlâ harika gözüküyorlardı. Sessizce yutkundu.
Jimin aynaya doğru gidip ne kadar kötü gözüktüğüne baktı. Yüzü resmen kıp kırmızı olmuştu. Kedisine göre zaten çirkindi ve şimdi kendisini dünyanın en çirkin insanıymış gibi hissediyordu. Musluğu açarak yüzünü yıkamaya başladı. Yoongi bunu fark ettiğinde hemen suyu kapattı.
"Okul bitene kadar yüzündekini çıkaramazsın."
"Çıkarırım!" diyerek musluğu açtım.
Musluk yine kapanmıştı tam arkamı dönmüştümki Yoongi ile burun buruna geldim. Yoongi'nin öfkeden hızlanan nefesleri yüzüme geliyordu. Yoongi dişlerini sıkarak " Park Jimin sen aqtalın tekisin!" diye bağırarak Jimin sert bir şekilde itmişti. Jimin'nin bir anda başı lavobonun sert zeminine düşmüştü. Yoongi bir kaç tekme atarak gitmişti.
Jimin kalkmaya çalıştı yapamadı. Elini yavaşça acıyan kafasına götürdü. Elinde sıcak bir sıvı hissetti. Eline baktığında gördüğü kanla şoka girmişti. Evet çok acıyordu ama bu kadarını beklemiyordu. Bir kaç kez ayağa kalmayı denedi sonunda başardı ve duvarlara tutuna tutuna arkadaşlarını aradı. Bir anda Tae koridora girmişti ve ona doğru geliyordu ama Tae onu daha fark etmemişti. Jimin çıkarabildiği en yüksek sesle bağırdı "T-tae!" Tae arkadaşının halini görünce koşarak yanına geldi.
"Jimin iyi misin kim yaptı bunu sana?"
"Tae daha fazla ayakta duramıyorum revire götür beni." Dedi Jimin sesi çok alçak çıkmıştı.
Revire gelmeden Jimin bayılmıştı hemen kucağına alarak ilerlemisti Tae."Hey ver onu bana." duyduğu sesle arkasına baktı Tae.
"Neden Yoongi ölsün diye mi veriyimde bu halde sokağa at diye mi ha." Diyerek hızlıca gitmeye devam etti.
Yoongi bir anda karşısına çıkıp Jimin'i Tae'nin kollarından almıştı. Tae bir şey diyemeden ortadan kaybolmuştu Yoongi.Yoongi Jimin'i arabasına bindirip. Hastaneye doğru sürmeye başlamıştı.
Böyle olacağını tahmin etmemişti. Evet Jimin'e hep zarar verirdi ama hiç bu raddeye gelmemişti. Yoongi asla iyi biri olamamıştı. Babasının ona ve annesine yaptığından sonra tek eğlence kaynağı zorbalık yapmak olmuştu. Hastanenin önüne gelir gelmez Jimin'i kucağına alıp hastaneye girdi."Hey biriniz buraya bakın!" diye bağırdı Yoongi.
Bir doktor gelip hemen Jimin'i odaya almışlardı. Uzun zaman olmuştu ve doktor çıkmak bilmiyordu. Yoongi bunu fark edince durumunun ne kadar ciddi olduğunu anladı. Odadan doktorun çıktığını görünce hemen doktara yöneldi.
"Merhaba kafasına sert bir darbe almış kafasına bir kaç dikiş attık. Birazdan uyanacak. Taburcu olcak. Ama sabaha kadar uyumaması gerek. Odaya girebikirsiniz."
Yoongi yavaşça kafasını salladı. Odaya girdi ve daha uyanmamış Jimin'e baktı. Telefonunu çıkarıp oyun oynamaya başladı. Bir kaç dakika sonra bir kaç mırıldanma duydu. Başını kaldırıp Jimin'e baktı. Uyanıyordu. Gözlerini açtığında ilk bir kaç dakika nerde olduğunu idrak etmeye çalıştı Jimin. Bir süre sonra yan tarafına bakınca Yoongi'yi görmeyi beklemiyordu.
"Ne o canavar görmüş gibisin."
"Su." dedi sadece Jimin. Yoongi bir bardak su vererek yerine geri oturdu.
"Neden burdasın? Bunu bana sen yaptın ama burdasın."
"Sana hesap vermek zorunda değilim ezik."
Jimin bir anda ayaklanmıştı. Birden kalktığı için dengesini kaybedip düşünüyorduki bellinde bir el hissetti. Hemen dengesini sağlayarak. Odadan çıktı. Çıkışa doğru gidiyordu Jimin. Yoongi hemen ona yetişti
"Nereye?"
"Eve."
"Tamam nereye gidersen git sabaha kadar uyumayakmışsın tabi geberip gitmek istiyirsan orası ayrı ezik."
Jimin umursamadan eve gitti. Evdekiler bu halini görünce çok paniklemişlerdi. Onlara tuvaletin zemininde su olduğunu ve kaydığını söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOONMİN OVERBEARING
General FictionPark Jimin burslu olduğu için Min Yoongi tarafından zorbalık görüyordu tek sorun ona aşık olmuştu.