Umarım beğenirsiniz
Iyi okumalaaarUyandığımda herkes birbirine sarılmış bir şekilde uyuyordu. Sadece Jin yoktu. Büyük ihtimalen mutfakta yemek hazırlıyordur. O herkesden önce uyanır. Jin hyunga biz anne deriz. Annemizmiş gibi üstümüze titrer. Mutfağa girdiğimde tam da beklediğim gibi Jin hyung yemek hazırlıyordu. Yemek yapmayı ve yemeyi çok severdi. "Günaydın hyung." "Oo Jimine uyandın demek diğer uykucular yatıyor mu hâlâ?" Evet manasında kafamı salladım. "Hadi gel üstlerine atlayalım." dedi sırıtarak. Hemen kafamı salladım ve yatan arkadaşlarıma doğru gittim. Jin hyungla ellerimizle 1 2 3 yaptık ve bir anda atladık. "Noluyo lan sabah sabah." dedi Tae. "Ayy noluyo karabasan falan mı geldi." diye mırıldanan Hoseok'a güldük. "Evet bu karabasanların ismi de Jimin ile Jin." dedim. Bir anda Hoseok ve Tae bizi gıdıklamaya başladı. "İntikamımız acı olacak." diyerek gıdiklamaya devam etti Hoseok. "İntikam soğuk yenen bir yemektir." dedi Tae. Hepimiz gülüyorduk. Gülmekten çatlıyacağımı hissettim.
Jin hyung yemek kelimesini duyunca gözlerini kocaman açtı. "Bırakın lan benim ocakta yemeğim vardı." Koşarak mutfağa gitti ordan "Yanmamış oh." dedi bu haline güldük. Mutfağa gidip sofrayı hazırladık. Yemeklerimizi yiyince hazırlandık okula gidecektik. O aptallar çetesini görmek istemiyordum ama derslerden de geri kalamazdım. Hazırlanıp dışarı çıktık. Yürürken minik bir kedi gördüm. Kucağıma alarak sevdim. "Bana da ver ya bende sevicem." "Banane vermem ben buldum. "Asıl bana verin yaa." "Ay küçük çocuklarım benim kavga etmeyin." Jin hyungun bu dediğine hepimiz güldük.
Okula fardığımızda okulun bahçesine girmeden kediyi bıraktım. Okula girince hızla sınıfımıza yürüdük burda herkesden zorbalık görürdük kimsenin gözüne batmadan yürümeye çalıştık. Tabi çok mümkün olmadı. "Hey siz! Gidin bize kantinden su alın." Sanki bize dememiş gibi devam ettik. Önümüze geçerek "Size diyorum." Hoseok kafasını eğerek "Tamam getiriyoruz. " dedi. Kantine gidip su aldık ve verdik. Sonra hemen sınıfa gittik. Zil çaldı ve matematik hocası geldi. Hocadan sonrada bizim aptallar çetesi girdi içeri. Yoongi beni kolumdan tutarak sınıfın dışına sürükledi. Hoca bir şey diyemezdi çünkü o hem okulun kötü çocuğu hem okulun sahibiydi.
Beni kendisiyle duvarın arasına aldı ve bana baktı. "Ne yapıyorsun ya. Bırak beni." "Dün o dediklerinde ciddi miydin?" dedi sinirle. "Ha anlamadım." dedim anlamadığımı gösteren bir bakışla. "Dün dediklerinde ciddi miydin dedim sana." "Evet." gözlerinde yıkılışını gördüm. O çocuğu gördüm. "Peki gidebilirsin." dedi. Ama gözünde o hüznü gördüm. "İyi misin?" Cevap vermeden gitti. Onu takip ettim. Okulun bodrumuna indi buraya kimse gelmezdi. Gözünden bir damla yaş aktığını gördüm. Sonra hıçkırarak ağlamaya başladı. Yanına gittim. Beni görünce "Sen ne yapıyorsun burda?"dedi. Bir şey demedim ve sarıldım. Ağlayan birini görünce dayanamazdım bana yaptığı tüm kötülükleri unutup yanında olurdum.
O da bana sarıldı ve omzumda ağladı. Neden ağladığını sormadım. Sonra kendi kendine mırıldandığını duydum. "Ben gerçekten bu kadar kötü biri miyim?" bunu çok sessiz söylemişti ama ben duymuştum. Sonra geri çekilerek bana baktı. "Teşekkür ederim. " diyip gitmişti. İşte ona o an aşık oldum. O bana gerçekte nasıl olduğunu göstermişti ve ben ona aşık olmuştum. Şöyle bir düşününce baya yakışıklı olduğu dikkatimi çekti normalde hiç ilgimi bile çekmezdi.
Ben onun o haline aşık oldum. Ve galiba onun her haline aşık oldum. O benle dalga geçerkenki sırıtışı, bana bakışı, bana gerçek halini göstermesine her şeyine aşık olmuştum. Sınıfa geri dönmüştüm tenefüste olduğumuz için direk girmiştim. Bizimkilere baktığımda hepsi bir şeyler düşünüyordu. Aptallar çetesinin üyeleri onlarıda götürmüştü büyük ihtimalen onları düsunüyorlardı. Kim bilir neler yapmışlardı. "Hey noldu?" "Size bir şey söylemem gerekiyor." dedi üçü aynı anda. "Benimde" dedim. "Hadi aynı anda." dedi Hoseok. "Ben Yuegyom'a aşık oldum." "Ben Namjoon'a aşık oldum." "Ben Jungkook'a aşık oldum. " "Ben Yoongi'ye aşık oldum." Aynı anda bunları söylemiştik.
Hepimiz aşık olmuştuk hemde aptallar çetesi üyelerine. "Hepimiz de zorbalık gördüğümüz kişiye aşık olmuşuz." dedim. "Evet bize en çok acı çektirenlere." dedi Tae. "Aklıma acayip bir fikir geldi." dedi Jin. "Ney hadi anlat." dedi Hoseok. "Burda olmaz gekin bizi kimsenin bulamayacağı bir yere gidelim." Gideceğimiz yere bir kaç zorbalığa uğrayıo gittik. Burda bizi kimse bulamazdı. "Şimdi bizim bu Yuegyom yarın evinde parti veriyor ya oraya bizde gideceğiz..."
Jin planı anlatınca hepimizin ağzı açık kalmıştı. Gerçekten çok güzel bir plandı. Bugün okulu asacaktık. Okuludan kaçmıştık ve bir kaç yere gidip birşeyler aldık. Hepimizde gülüyorduk. Aldığımız şeyleri Jin'in evine bırakıp evlere dağıldık. Aslında Jin hyungun yanında kalacaktım ama babamın durumu git gide kötüye gidiyordu. Onu görmeliydim. Eve gittiğimde babam yatağındaydı. Hastaneye gitmiyordu. Nedenini sorduğumuzda son zamanlarını hastanede harcamak istemediğini söyleyip duruyordu. Bizde böyle dediği için ona kızıyorduk ama durumu gerçekten de kötü olmuştu. Biraz babamla ilgikendikten sonra odama geçtim.
Üstümü değiştirip tam yatağıma geçecektim ki Soojin geldi. "Abi bugün senle yatabilir miyim?" "Tabiki bebeğim gel." diyerek yanımı gösterdim. Geldi ve hemen bana sarıldı. "Bebeğim iyi misin?" "Abi babam ölecek mi?" "Hayır kuzum. İyi olacak." dedim sımsıkı sarılıp. Bu söylediğim yalandı babamın zamanı azalmıştı. Bana sımsıkı sarıldı. O gün abi kardeş ağkayatak uyuduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOONMİN OVERBEARING
General FictionPark Jimin burslu olduğu için Min Yoongi tarafından zorbalık görüyordu tek sorun ona aşık olmuştu.