Umarım beğenirsiniz bugün bir kaç bölüm daha atıcam
Gökyüzüne baktığımda sabah olduğunu fark ettim. Uyumamıştım. Daha doğrusu uyumamam gerektiği için uyuyamadım. Saate baktığımda 8.00 olduğunu gördüm. Mutfağa girdiğimde annem yemek hazırlıyordu. Beni görünce gülümsedi."Günaydın." dedi. Gülmsedim ve" Günaydın " dedim. Artık uyuyabilir miydim? Beni bu halde okula gönderecekleri yoktu heralde. "Anne ben biraz uyuyacağım." "Tamam oğlum." Odama girdim ve yatağıma uzandım. Gözlerimi kapadım ve uyudum.
Öğlene doğru uyandım. Uyandırılmışta olabilirim. Küçük kardeşim Soojin yanıma gelmiş yatmıştı ama yatakta bir o yana bir o yana hareket ettiği için uyanmıştım. Şu an yemek yiyordum. "Abiii! Annem beni ıstırıyo yardım et." Bir elimi çeneme götürürerek düşünüyormuş gibi yaptım. "Hayır bende annemden yanayım." diyerek gıdıklamaya başladım. Babam ordan "Soojinim baban seni kurtaracak." diyerek o da bizi gıdıklamaya başlamıştı. Hepimiz şu an çok mutluyduk. Biraz sonra canım sıkılmaya başlamıştım."Anne ben işe gidiyorum." diyerek çalıştığım kafeye doğu yürümeye başladım.
Kafeye girdiğimde masaların çoğunun dolu olduğunu gördüm. Yoğun bir gün olacak gibiydi. Bay Lee beni gördüğüne şaşkınmış gibiydi. Yanıma gelerek "Bugün gelmene gerek yoktu git evde dinlen." Gülümseyerek "Gerek yok efendim zaten canım sıkılmıştı." dedim ve önlüğü giydim. "İyi o zaman yine de kendini çok yorma." diyip gitmişti. Boşalan masadaki tabakları mutfağa götürmeye başladım. İşimi birirince telefonumu alarak saate baktım. Sonra bir masaya birinin oturduğunu gördüm arkası dönük olduğu için yüzünü görememiştim ama tanıdık geliyordu.
Yanına gidip yüzüne bakmadan "Ne istersiniz?" dedim. Sesimi duymasıyla bana dönmüştü yüzüne baktığımda şok olmuştum bu Yoongi'ydi. "Hah Park Jimin demek ki burda çalışıyor artık arada bir uğrarım." deyip göz kırptı. Bense tekrardan "Ne istersiniz?" dedim. "Kahve ve ramen." dedi. "Tamam birazdan gelir." diyip masadan ayrılmıştım. Neden oydu ki? Artık beni rezil etmek için sık sık gelirdi. Siparişleri hazırlanınca götürdüm ve "Buyrun." dedim ve rameni masaya koydum kahveyi tam koyucakken sanki elimden alıyormuşcasına üstüme dökmüştü. Yanmıştım. Hızlıca tuvalete giderken "Ne kadar beceriksizsin Park Jimin." demişti. Bunu bilerek kendi bana yapmıştı ve yine mi suçlu ben oluyordum.
Tuvalete gittim ve gömleğimi çıkardım. Vücudumun bazı yerlerinde kızarıklık vardı. Ve fazlasıyla acıyordu. Su ile acısını geçirmeye çalışıyordum ama geçmiyordu. Gözlerim dolmuştu. Tuvaletin kapısı açılınca o tarafa döndüm Yoongi girmişti ve kapıyı kitliyordu. Bana dönünce şöyle bir süzdü. "Ne o ağlıcak mısın?" dedi alayla. Bir şey demedim. Yanıma geldi ve o kemikli elini kızarmış yerde gezdirdi. Değdirdiğinde ufak bir çığlık attım. Hemen geri çekildim. Muhtemelen bilerek yapıyordu. Sonra cebinden buz torbadı çıkararak yanmış yerlerde gezdirdi. Cebinden buz torbası çıkarması garipti ama o an bunu sorgulumayacak kadar canım acıyordu. Soğuk yüzünden titremiştim. Hâlâ buzu tutarken "Yanlış anlama seni önemsediğimden değil. Okula hemen dönmen için çünkü ben minik oyuncağımı istiyorum." dedi. "Ben kimsenin oyuncağın değilim!" dedim sinirle. Kapının kilidini açıp dışarı çıktım. Siyah gömleğimi tekrar giyerek kafeden çıktım. Siyah olduğu için kahve lekesi görünmüyordu.
Jin, Tae, Hoseokla buluştum. Akşam olmuştu. "İyisin biraz daha dimi?" dedi Jin merakla. Jimin olumlu manada kafasını salladı. "O aptallar çetesini öldürmek istiyorum."dedi Hoseok hışımla. "Aptallar çetesi?"dedi Tae. "Şu bizim Yoongi, Yuegyom,Jungkook ve Namjoon için kullanıyorum. Baya uydu da." dedi. "Güzel isimmiş"dedim gülerek. Hepimiz gülmeye başladık. Biraz daha gülüp eğlendikten sonra yürümeye başladık. Bir sokaktan geçerken önümüze 4 tane adam çıktı. Hepside bize bakıp sırıtmıştı. Biz daha hızlı bir şekilde yürümeye başlamıştık. Tam arkamızda kalacaklardıki hepimizin kolunu biri tutmuştu. "Güzellikler naber?" dedi biri. "Sizi görene kadar iyiydi." dedi sinirle Tae ama gözlerinde korkuda vardı hepimizinkinde vardı çünkü biliyorduk güçlü değildik bu adamlarla baş edemezdik. "Oo haşin severim." "Bırakın lan bizi. " dedi Jin. "Sende burdan kimseyi sevemezsin" diye ekledi bir hışımla. "Naz yapmayın hadi ama." "Ben sana bir naz yapcam görceksin!" dedim ama sadece sözde. "Çol güzel dudakların var" diyip bana yanaştı. Belimden çekerek kendine yakınlaştırdı itmeye çalıştım ama işe yaramadı.
Atabildiğim en güçlü yumruğumu attım. Hiç bir işe yaramamıştı. "Çok güçlüsün ama sen ya." diyerek dalga geçmiş ve dahada yakınlaşmıştı. "Bırak beni lan." "Bırak lan onu." dedi Hoseok. Hoseok'un da benden yana kalır yanı yoktu. Nefesini hissediyordum. Tam dudaklarım kapanacaktıki yere kapandı. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Etrafa baktığımda buradaylardı. Hoseok'un değimiyle aptallar çetesi buradaydı. Adamları ölesiye dövüyorlardı. Yoongi'nin "Benim oyuncağıma benden başkası bulaşamaz!" dediğini duydum. Jungkook "Esmer şekerime benden başkası dokunamaz!" diyip daha sert tekmeler atmaya başladı. Namjoon " Benim yemeyi seven Jinime bulaşırsın ha." Yuegyom" Sen bir güneşe nasıl bulaşırsın. Hemde benim güneşime." diyordu.
Bir an garibime gitti. Bu sözcüklerle normalde bizle dalga geçerlerdi. Bu kelimelerle bizi kırar bin parça ederlerdi. Şimdi ise övünüyorlardı(?) Anlamaz şekilde onları izlemeye devam ettim. Jin ve Tae az önce yaşananlar yüzünden ağlamaya başlamışlardı. Onlara sarıldım sonuçta hergün taciz edilmiyorduk. Hoseoksa orda öyle dikili kalmıştı şoka girmişti ve hiçbir türlü hareket etmiyordu. Bende ağlıyordum. Yere çömelip dizlerimi kendime doğru çektim kollarımı dizlerime bağlayarak hıçkırarak ağlamaya devam ettim krize girmiş gibi saçlarımı çekiştirmeye başlamıştım. Sonra birinin bana sarıldığını hissettim.
Yoongi bana sarılmış beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Etrafıma baktığımda aptallar çetesi üyelelerinin en çok zorbalık yaptığı kişilere sarıldığını gördüm. Değişik diye düşündüm. Bir anda zoruma gitti ve Yoongi'yi ittim. "Siz" dedim bağırarak. "Hem bize zorbalık yapıp, ağlatıp, kırıp, incitip birde sarılıyor musunuz? Yarın gelip dün size acıdığım için yardım ettim diyeceksiniz ve bir sürü bizi üzecek şey. " gözümden bir yaş düştü. "Biz sizin ne oyuncağınız, ne esmeriniz, ne güneşininiz hiçbir şeyiniz. Yemek yediğimiz için laf atabileceğiniz birisi değiliz."diyip içimi boşalttım. Diğerleri bu dediğim şeyle kendine gelmiş onlardan ayrılmıştı. Birbirimizin yanına gelip birbirimize sarılmıştık. Sonra el ele tutuşarak Jin'in evine doğru yürüdük. Eve geldiğimizde kilidi açarak eve girdik. Bugün burda kalacaktım ailemin beni dağılmış bir şekilde görmesini istemiyordum.
Anneme dediğimde pekte dert etmedi çünkü ben ve arkadaşlarıma güveniyordu. "Ağızlarının payını iyi verdin." dedi Tae. "Evet, hakettiler."dedi Hoseok. "Gelin yere yatak kuralım hep beraber yatalım." dedi Jin. "Şuan duyduğum en iyi fikir." dedim. Birbirimizin yanında olmalıydık ve oluyordukta. O gün hep beraber sarılıp uyuduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOONMİN OVERBEARING
General FictionPark Jimin burslu olduğu için Min Yoongi tarafından zorbalık görüyordu tek sorun ona aşık olmuştu.