Medya:Lila
Aşk ki alemler onun üzerine kuruldu. En anlamlı şiirler,en güzel ezgiler, en güzel kitaplar. aşk için yazıldı. Aşk ki Şah Cihan'a Tac Mahal'i yaptırdı. Aşk ki ne imparatorları devirdi,aşk ki Thisbe, Pyramus'un ölünce kendini öldürdü. Durun. Son cümle saçma geldi değil mi? İnsan aşkı için kendini öldürür mü dediniz. Ben de derdim. Eğer Alaz'ı, hayatımın rengi olan o güzel kalpli sevgilimi tanımamış olsaydım.
Bazen, yaşasa ne olurdu diye düşünüyorum? Sonra aklıma mutsuz olabileceği düşüncesi geliyor. Belki şuan olduğu yerde (siz ölümden sonra nereyi hayal ediyorsanız orada) mutludur.
Alaz ile ben,zorluklara birlikte göğüs germiştik, birlikte ağlamış,birlikte gülmüştük. Birlikte anı yaşamıştık. Yarına veya geçmişe takılı kalmadan sadece anı...
Şimdi boşlukta hissediyordum. Sadece onun için yaşıyordum. Onun için devam ediyordum hayata. Yoksa gitmiştim çoktan belki de. Alaz bana kızmasın diye yaşıyordum. Her ne kadar tutamayacağımı düşündüğüm bir söz versem de,yaşamalıydım.
Benim hikayem Alaz'la başladı ve Alaz'sız bitti. Yeni bir hikaye yazamayacak kadar bitiğim,kırılmışım. Hem onsuz tüm hikayelerim yarım kalır. Ben Alaz olmadan yarımdım,yazmaya başlayacağım bütün hikayeler onsuz yarımdı.
Gözlerimi camdan dışarıya çevirdim. Şehrin manzarasında bakışlarımı gezdirdim.
Aceleyle koşuşturan,bir yerlere varmaya çalışan insanları gördüm ve yüzlerindeki gergin ifadeleri gördüm.
Kaldırımda oturmuş,bir sigara yakmış,etrafa bakan birkaç insan gördüm. Sadece izliyorlardı,önlerinden geçip giden insanları,hayatı...Öyle dertli cekiyorlardı ki sigaranın dumanını içlerine.Kendi derdimi unutup onunkileri dinleyesim geldi bir an.
Sonra karışıdan karşıya geçmek için bekleyen birini gördüm. Etrafa gülen gözlerle bakıyordu. Somurtan yüzlerin aksine o gülümsüyordu.Üstünde siyah bir gömlek altına siyah bir pantolon vardı. Beyaz kulaklığını boynuna indirmişti. Yanındaki teyzenin karşıya geçmesine yardım etti. Teyze'nin elini öptü ve durağa doğru ilerledi.
Ben bu gülüşü tanıyordum. Bu bakışı,bu güneş vurunca altın sarısına dönen saçları...
Arkamı döndüm ve hızla mutfaktan çıktım. Hangi akılla nasıl aşağı indim bilmiyordum. O buradaydı. Buradaydı. Ben onu tanırdım.
Etrafa baktım.
"ALAZ!"
Durakta değildi.
Onu en son gördüğüm yaya geçidinin bulunduğu noktaya baktım."ALAZ!" Diye bağırdım tüm gücümle.
Yine mi gitmişti? Buna dayanamazdım. Bunu kaldıramazdım. Bir daha gitmesine izin veremezdim.
"ALAZ!"
Yaşlı teyze de yoktu.
Yalan olamazdı,görmüştüm.
"Yine gidemezsin,izin vermem." Dedim çaresizce etrafa tekrar bakarken.
Burada olsa,beni bu halde görse gelirdi. İki eli kanda olsa dahi gelirdi yanıma. Elimi tutardı. Ben elimi tuttuğu an düzelirdim ki zaten. Sonra saçlarımın uçlarını tutar ve kokusunu içine çeker.'Huzur,senin kokunda gizli.' Derdi belki yine.
Dizlerimin üstüne çöktüm. Bu dünyada değil gibiydim. Etrafımda bir sürü karmakarışık sesler,görüntüler vardı ama benim tek düşündüğüm Alaz'dı.
"Neredesin Alaz?" Dedim kalbimde aniden hissettiğim acıyla. "Sana çok ihtiyacım var." Diye fısıldadım.
"Bana bak Kumru!" Duyduğum tanıdık ses ile kendime geldiğimi hissettim. Derin nefesler almayı bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRAHA
Teen FictionKitaplara konu olabilcek bir aşk,ardından gelen ölüm. Adamın gidişiyle delirmiş bir kadın. "Ama her şeye rağmen hayat devam ediyor,ben Alaz'ın bıraktığı yerdeyim." Yine de yaşamaya çalışan kadın tekrar sevebilecek mi? Kalbi harlı bir ateşle yanan...