BÖLÜM 25

1.4K 90 46
                                    

Güzel ve mutlu olmaya çalışarak geçirdiğimiz yılbaşı tatilinden sonra okula dönmüştük çoktan. Herkes eşyalarını yerleştirmek adına odalarına dağılmıştı. Henüz Draco'yu görmemiştim. Kısalan saçlarım için ne düşüneceğini merak ediyordum. Onu çok özlemiştim.

Babamın durumu günden güne iyiye gitmiş 1 hafta sonra işine geri dönebilecekti. Dolores'in 1 ay sonrası için planladığı sınavı bu hafta sonuna çekilmişti. Hiçbirimiz bir şey bilmiyorduk. Ne yapacaktık fikrimiz yoktu. Kadın bizi kovdurmak için elinden geleni yapıyordu.

Tüm eşyalarımı yerleştirdiğimde yemek saati gelmişti. Kenardan çıkardığım defterimden küçük bir parça koparıp not yazdım.

Astronomi kulesi, Gece.

Bu kısa not gayet açıklayıcıydı. Tek sıkıntı ona nasıl ulaştıracağımdı. Üzerime rahat kıyafetler giyip odamdan dışarı çıktım. Yavaş yavaş ortak salona geldiğimde herkes oradaydı.

Draco arkadaşları ile ayakta bir şeyler konuşuyorlardı. Benim arkadaşlarım ise onların tam arkasındaki masamızdaydı. Harika dip dibe. Bir yolu bulurdum. Yavaş adımlarla oraya ilerlerken Draco'nun gözleri beni buldu. Bana bakarken aldığı Elindeki elmasını tam ısırıcakken Pansy onu dürtünce elmamyere ayaklarımın dibine düştü. Hızla yerden alıp Draco'ya döndüm. Elini uzattığında notla birlikte ona verdim.

Elizabeth: eşyalarına sahip çık Malfoy. Bir dahakine eline değil kafana atarım.

Draco: Kes sesini Weasley.

Kafamı iki yana sallayıp arkadaşlarımın yanına oturduğumda kahkaha atmamak için zor duruyordum. Sabahları böyle gecelerimiz ise daha farklı geçiyordu. Güzel geçiyordu. Elizabeth aklına mukayyet ol. Delirme canım benim.

Önüme odaklandığımda Hermione sinirle soluyordu. Harry korkuyla Hermione'ye bakıyordu.

Elizabeth: Ron nerede?

Dedim korkuyla. Hermione sinirli gözleriyle bir yeri işaret etti. O tarafa baktığımda şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Ron ve Lavender dip dibe oturmuş gülüşüyorlar ara ara Ron onu öpüyordu. S!ktir Hermione neler hissediyordur kim bilir demeyeceğim çünkü çok iyi anlıyorum.

(Kitapta hiçbir şekilde Lavender'e kötü sözüm yoktu. Tatlı bir kız ölmesine hatta çok üzülmüştüm. Sadece bence Herm ve Ron ship.)

Elizabeth: Herm sakin-

Dememe kalmadan masadan kalkıp sinirle ortak salonu terk etti.

Harry: Bir bana kısmet çıkmadı.

Hermione'nin siniri bana geçmiş gibi Harry'nin koluna sertçe vurdum. Acıyla inlediğinde bana ne yapıyorsun der gibi bakıyordu.

Elizabeth: Sen de Arkadaşın da katıksız malsınız. Biliyorsun değil mi?

Harry: Ben ne yaptım ya? Onların sorunu. Birbirlerinin farkında değiller.

Elizabeth: Senin de farkında olmadığın şeyler var Harry Potter ama ben de hata. En başından ikinizin kafasını birbirine sürte sürte çıkan kıvılcımla iksir sınıfındaki ocakları yakacaktım.

Harry: Bunlarım hepsi manyak bu ne?

O da garip bir şekilde masadan kalkıp çıktığında tek başıma kalmıştım. Bütün iştahım kaçmıştı. Ne yapıp edip benim yavrularıma akıl vermem gerekiyordu. Masanın üzerinden Draco gibi yeşil bir elma alıp üzerime sildim ve kocaman bir ısırık aldım. Canım sıkılmıştı. Fred ve George da dükkanlarına gitmişlerdi zaten. Ginny de arkadaşlarıylaydı.

Luna: Elizabeth iyi misin?

Yanıma oturan sarışın kıza baktım. Neden sormuştuki? Evet arkadaş gibiydik ama çok samimi değildik.

Life of Elizabeth WeasleyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin