Life of Elizabeth Weasley

BÖLÜM 10

Canım okuyucum oy verir misin? Hayalet okuyucu olma lütfen 👻 💖

Yazardan...

Yılbaşı gecesi gelip çatmıştı. Weasley ailesinin evinde tatlı sevimli bir telaş vardı. Ginny ve Elizabeth etrafta güzel kokuların yayılmasını sağlayacak yemekler yapıyor, İkizler ağacı süslüyor , evin annesi herkesin kazaklarını bitirmiş misafir geleceklerin kazaklarını ördürüyordu. Ron abisi Bill ile odun kırıyordu. Charlie Weasley işlerinden dolayı bu yılbaşı yanlarında olamayacaktı. Ortanca abileri Percy ise çalışma bahanesi ile gelmiyordu ama onun içinde artık aile evi sevgisi çok azdı. Bunu kimse bilmiyordu.

Evlerindeki şenliğin misafirlerini dört gözle bekliyorlardı. Hermione ve Harry birazdan gelmiş olurlardı ama Elizabeth'in asıl beklediği Sevgilisiydi. Draco ona gelmeyi deneyeceğine dair bir mektup yazmıştı ama gelecekti. Gelmesinin arkasındaki neden düşündüğünden çok farklıydı...

O zaman olanlar...

Malfoy Malikanesine gelen baykuş direk Draco'nun odasına gelmiş ve camı tıklatmıştı. Draco heyecanla camı açmış soğuk havanın onu etkisi altına almasına izin vermişti. Baykuşun ağzındaki mektubu aldı ve hızla yatağına oturdu. Yüzündeki tatlı gülümsemeyle Elizabeth'in mektubunu okudu. Gitmek istiyordu ama o ortamda olacak herkes ondan nefret ediyordu. Üstelik babasına ne diyecekti. Blaise ile olacağını söyleyebilirdi. Karar vermesi kısa sürmeliydi bir cevap yollamalıydı. Babasının evde olmadığını düşünerek annesinin yanına indi. Ona anlatacaktı. Kalbini birine verdiğini annesine anlatacaktı ondan hiçbir şey saklamazdı.

Draco: Anne! Neredesin?

Narcissa: Mutfaktayız oğlum gel.

Çoğullama neden yapmıştı? Draco mutfağa elinde mektupla girdiğinde babasının kenarda hararetli bir şekilde konuştuğunu gördü. Onu görünce susmuştu tabiki. Draco'nun yüzü düşmüştü.

Narcissa: Bir şey mi oldu tatlım?

Draco: Yok yemeği sorucaktım.

Elindeki mektubu görmemesi için adeta içinden yalvarıyor. Boncuk boncuk ter döküyordu. Draco babasından ölesiye korkuyor ve onu çok kıskanıyordu çünkü kendisinden başka herkese daha çok ilgiliydi. Lucius sanki oğlunun aklını okumuş gibi ona yaklaştı.

Lucius: O ne Draco?

Draco: H-hiçbir şey.

Lucius: Hiçbir şeyse bakmamım bir sakıncası olmaz dimi?

Elinden hızla mektubu aldı. Okudukça kaşları çatılıyordu.

Lucius: Demek bir Weasley ile ilişki. Hem de aralarına çağıracak derecede. Peki neden benim haberim yok?

Draco ona gerçekleri söyleseydi ona ya da kıza bir şey yapacağını tahmin ediyor ve korkuyordu.

Draco: Tahmin ettiğin gibi değil. Bu gerçek değil bir oyun. O kız kendini fazla kaptırdı ama benim için sadece Pansy ile yaptığımız bir oyun.

Lucius tatmin olmakla olmamak arasında gergin oğluma bakıyordu.

Lucius: Bay Greengrass ile sözleşmemizi unutmamışsındır umarım.

Draco: Hayır. Okul bitiminde sözümü tutup onun kızıyla evleneceğim.

Narcissa oğlunun ne hissettiğini çok iyi biliyordu. Onunla birlikte canı yanıyordu. Onu bu durumdan kurtaramamak onu çok üzüyordu.

Lucius: Aferin. Şimdilik o kızla da ilişkini sabit tut. İleride lazım olabilir.

Draco cevap vermedi. Bir şey derse ya ağlayacak gibi hissediyordu ya da babasına bağıracak. İkisi de onun zararına olurdu. Bu yüzden susmayı tercih etti.