ÖNEMLİ: kapak tasarımı yapabilen kendine güvenen bana ulaşabilir mi?
Kulağımda birkaç ses yankı yapıyordu ama kim olduklarını tam kestiremiyordum. Zihnim o kadar karışıktıki. En son Draco'yu sabaha kadar beklediğim ve geldikten sonra onun ile konuşarak kolunda uyuduğumu hatırlıyordum. Ama şimdi uyanmıştım ama hala bulanık gibiydi her şey.
Draco: Çok yoruldu bırak uyusun biraz daha.
Tanıdık sesle vücudum gevşemişti. Peki karşısındaki kimdi?
Hermione: Çekil Malfoy. Önemli diyorum neden anlamıyorsun?
Draco: Yeterince bu kadar şeyin arasına girdi Hermione. Onu bulaştırmayı kes artık.
Hermione: Sahi mi ben mi suçlu oldum? Sen daha onu kendi kanındaki insanlardan kurtaramıyorsun. Ona iyilik yapacaksan sen uzak dur asıl.
Aralarındaki tartışma daha da üst boyutlara taşınacak gibi durduğu için zar zor gözlerimi açıp yattığım yerden doğruldum.
Elizabeth: Neden bağırıyorsunuz?
Başım resmen çatlıyordu. İkisininde bakışları bana döndüğünde Draco Hermione'yi kapıda bırakıp yanıma gelip oturdu.
Hermione: Seni almaya geldim. Tüm gün yattın zaten.
Tüm gün mü? Saat kaçtıki? Gözlerimi arkamda duran saate çevirdiğimde akşam olduğunu gördüm neredeyse 1 gün uyumayınca tüm gün uyuyarak geçiyordu.
Draco: Biraz daha dinlen istersen El.
Elizabeth: İyiyim ben. Birazdan gelirim Herm.
Hermione beni onaylayıp kapıyı kapatarak dışarı çıktı. Hiç gütmek istemiyordum ama artık hiçbir şeyi kaçırmamam gerekiyordu.
Yanımda oturan Draco bana yaklaşıp beni kolları arasına aldı.
Draco: Yorgunsun. Neden gidiyorsun?
Elizabeth: Bu saatten sonra her şey çok önemli Dray. Ne yapmamız gerektiğine karar vermeliyiz.
Draco: Onlara bahsedecek misin? Bana verilen görevden.
Elizabeth: Bir çaresini bulmamız lazım. Birini öldürmeni istemiyorum.
Draco: Ben de istemiyorum. Sana da bir şey olmasını istemiyorum.
Kolları arasından sıyrılıp yüzünü avuçladım.
Elizabeth: İyi olacağız civcivim. Bu kadar karamsar olmayı bırak.
Zoraki gülümsemiştim. Onu inandırmaya çalışsam da ben de çok karamsar davranıyordum. Karamsar davranılmayacak gibi değildi çünkü. İleride her şey nasıl olacaktı kim sağ kalacaktı tahmin etmek o kadar zorduki.
Elizabeth: Ben gideyim artık. Sen de yoruldun dinlen.
Alnıma bir öpücük kondurup yataktan kalktı. Onun peşine ben de kalktım. Vedalaşarak odamdan çıktığında hızla duşa girdim. Güzel bir banyo yapıp giydindim. Saçlarımı büyüyle bile kurutmaya üşenerek ellemeden dışarı çıktım. Artık hiçbir şey yapmak istemiyor mutlu olacağımız sakin kalacağımız günlere ışınlanmak istiyordum.
Odamdan çıkıp arkadaşlarımın yanına gittim. Hepsi oradaydı. Harry de dahil.
Elizabeth: Harry!
Harry beni görünce ayağa kalktı. Ona sarılıp ayrıldığımda tekrar yerlerimize oturduk.
Elizabeth: Nasılsın?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life of Elizabeth Weasley
FanficDraco: İlk öpücüğün müydü? Sizler için önemli oluyor sanırım üzgünüm. Saçma bir iddiaydı bu. Elizabeth: Hayır Malfoy. İnsanlara dokunmayı sevmiyorum. İnsanların da bana dokunmasını. Gözlerim dolu dolu ona bakmadan konuşuyordum. Elizabeth: Bugüne kad...