2-Hatırla

155 14 73
                                    

Buraya dek bile okuyan herkese çok teşekkürler! Lütfen yorumlarınızı yazın, çekinmeyin xhdncm. Beni yazmam için baya motive ediyor <3
-

Natasha'nın kafesinde geçen çok uzun bir gününün ardından sonunda evime ulaşabilmiştim. Yıllar geçse de bu kızıl saçlı kadının iş ciddiyeti ve acımasızlığından hiçbir şey eksilmemiş, aksine artmıştı. Ve bunu acı yoldan öğrenmem gerekmişti. Eve girer girmez kendimi günün yorgunluğu ile koltuğa bıraktım ve rahatlamanın etkisiyle derin bir nefes verdim. "Sam gelmeden yemek yapsam fena olmazdı." dedim kendi kendime. Derin bir iççektim ve tüm yorgunluğuma ve huysuzluğuma rağmen mutfağa girdim. Tezgaha yaslanıp biraz gerinirken aklımdan neler yapabiliceğimi geçirmeye başladım ancak hiçbir şey yapmak içimden gelmiyordu. Bir anda gözüm duvardaki takvime takıldı. Yaklaşıp baktığımda bu günün özellikle bir kalp ile işaretlendiğini fark ettim. Şaşırmadan edememiştim doğrusu.. Yıl dönümümüz falan mıydı..? "Nasıl unutmuş olabilirim..." dedim kendime. Hafızamda bazı sorunlar olduğunu inkar etmiyorum ancak böyle önemli bir şeyi unutmuş olma ihtimalini de kabullenemiyordum..

Kendi kendime düşünürken Sam'in gelmesine çok az kaldığını fark ettim. Şimdi kesin o bir şeyler yapmış olarak gelicek, beni böyle gördüğünde bana gülüp sinir etmeyi deneyecek, ve muhtemelen birkaç ay boyunca bana bu lanet olayı unutturmayacaktı. Düşünmesi bile şimdiden beni baymıştı. Ancak Sam'e ve birbirimizle durmadan uğraşmamıza homurdanacak zamanım yoktu. Hızlıca bir şeyler yapmam gerekiyordu. O anda aklıma gelen tek berbat fikri yapmaya karar verdim. Hazırlanmak ve bu günün olayının ne olduğunu duyana dek Sam'e ayak uydurmak. Bir de onu dışarıda yemeye falan ikna etmek..bu da yemek yapmamış olmamın bahanesiydi galiba. Yaptığım planı gözde geçirdikten sonra kendi kendime lanet ederek yatak odasına geçtim ve hoş sayılabilicek bir şeyler giydim. Onu pijama ile karşılayamazdım ne olsa. Hazırlanıp gömleğimin son düğmesini ilikledikten sonra derin bir nefes verdim ve aynanın karşısına geçip kendime baktım. Saçlarım biraz fazla uzamış ve dağınık duruyorlardı, ama Sam onlarla oynamayı sevdiği -ve bunu her üstelediğimde gıcık olma ve utanmanın arasında bir ifadeyle bana baktığı için- onları asla kesmeyeceğim. Aptal ifadesi aklımda canlandığında bile kendi kendime kıkırdamadan edememiştim. Ben hayallerimle oyalanırken alt kat kapısı sertçe çalınmaya başladı.

Kapıyı araladığımda karşımda Sam'in yorgun ve stresli ifadesi vardı. Bana selam bile vermeden telaşla içeri girdi. "Sana da merhaba." diye homurdandım ona. "Hazır mısın?" dedi soluklanırken. "Evet...?" dedim kendimden emin olamadan. Sam rahatlamışça derin bir nefes verdi. "Bu gün benim için ne kadar önemli biliyorsun Buck.." dedi. "Hmhm..Evet, benim içinde."  dedim ona. Bana döndü ve gözlerime baktı. "Öyle mi?"dedi. "Evet.." dedim  ama koca bir aptal gibi hissediyordum gittikçe. Sam elimi tuttu ve bana gülümsedi.  Kahretsin.. Kesin önemli bir gündü. Nasıl unutabilmiştim!?

"Yemek hazır mı?" dedi bana. "Dışarıda yeriz diye düşünmüştüm." dedim. Bana baktı. "Saçmalama Bucky." dedi. "Ne? Yemek yapmak istememiş olamaz mıyım?" dedim ona. Baktı daha da şaşkınca. "Saçmalama Bucky! Yemek yapmış olmalıydın." dedi panikle. "Bu özel günde mi?" dedim. Şaşkınca baktı. "Özel bir gün mü?..Unuttum mu? Neyi?" dedi. "Ben söylemem sen söyle." dedim. Kısa sürede aramızda içinden çıkılmayacak saçma bir atışma başlamıştı. "Sen söyle, ben söylemem
." diyip duruyorduk birbirimize. Ancak bu atışma kapı zili çalana dek sürdü. Sam "S*ktir geldiler! Ve daha yemek yok." dedi panikle. "Kim?!" dedim. "Patronum Stark ve Karısı!" dedi Sam tek bir nefeste.

Oh...Kahretsin..

"Tamam..Ben hızlıca bir şeyler düşünücem." dedim Sam'e. Kapının çalınma şiddeti iyice artmıştı. Sam kapıyı araladı gülümseyerek, bende arkasında tatlıca gülümsemeye çalıştım onlara. Ama içten içe ölüyordum. Neyse ki rol yapmakta iyiyim.. Çift gülümseyerek içeri girdiler. Sam beni onlarla tanıştırmaya girişti. "Bucky, bunlar Bay Howard Stark ve Bayan Maria Stark. Ve bu da Bucky, partnerim." diye beni onlara takdim etti. "Zaten onları tanımış kadar olmuşsundur, reklamları her yerde." diye ekledi ve güldü gergince. "Haha evet..şu ekmek kızartma makineleri,evet, nasıl unutabilirim." dedim bende Sam'e. Gülüştük.

Kalbimde ve Zihnimde•[SamBucky]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin