-4- KAZA

222 16 8
                                    

Multimedia: Reyhan
Okuyan herkese teşekkürler. Vote ve yorumlarınızı bekliyoruz :))

Abimle konuştuktan sonra telefonu kapadım. Ağzım tıka basa doluyken beni konuşturmaya çalışan Reyhan'a hiç kulak asmadım. Bu arada Nilsu biraz durgun gibiydi. O böyle olduğunda hep bir sorun çıkacak demektir. Sezgisi çok güçlüdür. Buna 6. his de diyebiliriz.

Bir keresinde Nilsu yine böyle durgunken kahve içmeye gittiğimiz kafede yangın çıkmıştı. Bayanlar önden demeden ortaya atlayan gençlere Reyhan bayağı sövmüştü gerçi. En azından hıncımızı da almıştık. Reyhan'ın böyle tehlikeli durumlarda bile çenesini düşünmesi hayranlık uyandıran bir durum.

Nilsu'nun konuşmaya başlamasıyla düşüncelerimi bir kenara bıraktım

"İçimde bir sıkıntı var. Sanki... Sanki bir tanıdığımın başına bir şey gelecek gibi. Sanki... yakınlarımdan birini kaybedeceğim. Hislerimin kuvvetli olduğunu bilirsiniz."

Zaten onda bir şeyler olduğunu sezmiştim. Umarım dediği gibi birşey gerçekleşmez.

Işıl "Olur öyle şeyler. Akışına bırak ve Allah'tan hayırlısını iste." Işıl'ın söyledikleri üzerine Nilsu yemeğine odaklanmaya çalıştı.

Akşam yemeğini yeyip odaya çıktık. Reyhan kasvetli havayı dağıtmak için güzel bir şarkı açtı. Adele~ Rolling in the deep.

~~~~~

Uyandığımda odada kimse yoktu. Demek ki beni bırakıp kahvaltıya indiler. Saate baktığımda şaşkınlığım bir kat daha arttı. Saat 6.30! Bu saatte ne kahvaltısı!?

Hızla güverteye çıktım. Hey! Burada oturmuş çay içiyorlar. İşin garibi sadece bizim kızlar var.

Reyhan: "Aa! Birce sen de mi uyandın?"

"Uyandım ama siz ne yapıyorsunuz burada?"

Nilsu:" Işıl sabah namazına kalkmış. Sonra yere takur tukur birşeyler düşürdü. Hepimiz uyandık ama sen uyuyordun."

Reyhan devam etti:" Biz de uykumuz kaçınca güneşin doğuşunu izleyelim dedik hem de çay içiyoruz. Gelsene, Hava çok güzel."

Ben de yanlarına oturdum. Denizi izlerken tırsmadım desem yalan olur. Aman boşver! Hava mükemmel. Bu havada fırtına olmaz veee gemi batamaz! Zekiyim ama. B-)

Ben ne zaman şom ağzımı açsam birşeyler olur. Bir anda büyük bir gürültü koptu! Ne oluyor! Gemi mi batıyor derkeeen, kahkaha sesleri duydum. Ve aynı zamanda odalardan çıkan birsürü insan!

Meğer Reyhan sandalyeden düşmüş! Çok korkmuştum!

Düşünsenize! Gemi batar vee o meşhur "ISSIZ ADA ŞEYSİSİ!?! " ni yaşarız! Allah korusun!

•••••••

Reyhan'ın dizindeki ufacık sıyrıkla ilgilenmek zorunda olan Nilsu ofluyordu. Hayır! Elbette ki mesleğini seviyordu fakat... o ufacık sıyrık yüzünden yaygarayı koparan Reyhan'la uğraşmak gerçekten can sıkıcıydı ona göre. Hareketlerinden belliydi. O ufacık sıyrığa tentürdiyot sürmesini istiyor, sonra da can acısıyla çığlığı koyveriyor!
Çılgın kız!

Reyhan'ın yarasının üzerinde koca bir sargı bezi vardı. Elbette bunu Reyhan istemişti. Bir damla kan! Bu kadar mı abartılır yahu!

°•°•°•°•°•

Nilsu'nun telefonunun çalmasıyla herkes o tarafa odaklandı. Reyhan'ın gümbürtüsüyle uyanıp güverteye çıkanlar bile. Tabi Nilsu da o kadar insanın içinde konuşamaz ya! Odaya girdi. Biz de peşinden.

Nilsu

Telefonumun çalmasıyla tüm gözler bana döndü. Ben de odaya yöneldim. Tabi meraklı kızlar da peşimden.

~Alo!

+Alo, Nilsu Hanım'la mı görüşüyorum?

~Buyrun benim.

+Evet Nilsu Hanım. Şu anda ablanız Nazlı Hanım bir trafik kazası geçirdi. Ambulanstayız. ++++++ hastanesine kaldırıyoruz. Gelmeniz mümkün mü?

~Ne!? Hayır ablam kaza mı geçirdi? B-ben gelemem, annemi arayın! Nesi var??

+ Bacağı sıkışmıştı. Bacağında kırıklar ve incinmeler var. Kafasını vurduğu için bilinci yerinde değil. Şu an acilen kapatmam lazım. Sizi gelişmelerden haberdar ederiz. İyi günler.

~Bir daki...

Kapatmış!

Birce

Nilsu'nun arkasında duruyordum. Önce telefonunu elinden düşürdü fakat Reyhan telefonu yakaladı. Ve ardından Nilsu üzerime düştü. Bayılmış!

Onu Işıl'ın yatağına yatırdık. Işıl ona ben bayıldığımda Nilsu'nun bana yaptıklarını uyguladı.Yüzüne su çarptı ve ardından kolonya sürdü. Yavaş yavaş kendine geliyordu.

Nilsu

Kendime geldiğimde bana bakan meraklı gözlere bakıp boğazımı temizledim ve anlatmaya başladım:

"Ablam kaza yapmış, hastaneye kaldırıyorlarmış. Bacağında kırıklar ve incinmeler varmış bir de kafasını vurmuş. Umarım beyin kanaması geçirmiyordur. Bilinci de yerinde değilmiş. Bana gelebilir misiniz dediler. Ben de annemi arayın dedim."

Birce

Hepimiz şaşkınlıkla Nilsu'yu dinliyorduk. Nazlı Abla'yı çok severdik. Çok üzülmüştük.

Nilsu:" Gelişmelerden haberdar edeceklermiş. " dedi

Bu üzücü olayın ardından kahvaltı saati gelmişti. Canımız birşey istemese de ufak tefek birşeyler atıştırdık. Işıl Nazlı ablayı tanımasa da üzüntümüze ortak oldu. Çok iyi bir arkadaş. Biz İstanbul'da yaşarken o Tekirdağ'da yaşıyormuş. Mesafe o kadar da uzak değilmiş. Çok sık olmasa da görüşebileceğiz yani.

°•°•°•°•

Nilsu'nun ablasının başına gelen bu olay bir kez daha Nilsu'nun hislerinin yanılmazlığını kanıtladı. Çok güzel başlayan gemi maceramız kötüye doğru gidiyordu. Umarım Nilsu bir daha kötü şeyler hissetmez...

•°•°•°•°•

ISSIZ ADA ŞEYSİSİ?!?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin