Selamunaleyküm! Bu bölümden sonrası beklediğiniz gibi daha heyecanlı olacak. Sınav haftamız olmasına rağmen çok yoğun olmadığımız için erkenden bölüm atabildik. Haftasonu bir bölüm daha gelebilir. Kendinize iyi bakın...
:)•°•BİRCE•°•
Gözlerimi açtığımda gözüme giren yoğun güneş ışığıyla gözlerimi tekrar kapattım. Bu sırada başıma giren ağrı ile elimi başıma götürdüğümde bir ıslaklık hissettim. Kan olduğunu tahmin ediyordum. "Ben öldüm mü?" dememle beraber etraftan kahkahalar yükseldi.
"Hey! Neler oluyor?" dediğimde Reyhan,
"Birşey olduğu yok canıım sadece dilinden düşürmediğin o 'Issız Ada Şeyini' yaşıyoruz."
"Ne! Issız ada şeysisi mi?!" diyerek ayağa kalkmaya çalıştığımda Nilsu:"Hayır, kalkma sen Birce. Kafana daha yeni dikiş attım. Otur oturduğun yerde!" demesiyle tekrar oturdum.
Ben baygınken neler olmuş böyle?!
•°•Nilsu•°•
Ufak salımıza atladık. Kızlara baktım herkes burada mı diye.Reyhan,Işıl,... Birce!?
Birce atlarken kafasını çarpmış olmalı. Alnının ortasında çok büyük olmayan bir yarık vardı. Hemen kızlara sordum:
"Sağlık çantamı aldınız mı?"
Reyhan 'E! Herhalde!' der gibi baktı. Ve çantamı uzattı. İçinden bir dikiş iğnesi ve bir de iplik çıkararak yavaş yavaş Birce'nin yarasını diktim. İyi görünüyordu. Baygın olduğu için sorun çıkarmamıştı. Onu ayıltmayı kıyıya vardığımız ana erteleyerek getirdiğimiz malzemelere bir göz attım:
~Reyhan'ın getirdiği yelken için kullanacağımız bez,
~İşimize yaramayacak dört adet ıslanmış ve bozulmuş telefon,
~Reyhan'ın iki valizi -ki bu hepimize fazla fazla yeter.-
~ Tam 6 adet çarşaf,
~Birkaç konserve mısır, tonbalığı, turşu vb.
~Bir miktar dilimli ekmek
~Bol miktarda kibrit, çakmak vs.
~5 adet döner bıçağı,
~5 adet de çakı
~2 adet av tüfeği
~Sağlık çantamBizi uzun bir süre idare edemez bu yiyecekler. Umarım gördüğümüz kara parçası kayalık değil bir adadır.
•°•°•°•°•°•
Rüzgar olması işimize yarayacaktı. Reyhan'ın bulduğu ve yelken olarak kullanacağımız örtüyü aldım. Salın zaten ufak bir direği vardı. Ona bağladım. Artık hazırdık.
Yavaş yavaş yavaş yol alıyordu salımız. 'İnşaallah Birce adaya varmadan uyanmaz ' diye geçirdim içimden. Bu arada gördüğümüz karaya yaklaştıkça onun bir ada olduğunu anlamıştık.
•1 saat sonra•
Adaya varmıştık. Rüzgar az estiği için biraz uzun sürmüştü ama olsun. Çok şükür kurtulduk.
Adaya Birce'yi taşıdık. Yavaş yavaş kendine geliyordu.
•°•Birce•°•
Kızlar bana olanları anlattığında renkten renge giriyordum. Bir an önce bu adadan kurtulmak istiyor, evime gitmek istiyordum.
Nilsu;"Haydi gelin biraz adayı dolaşalım." dediğinde kendimi iyi hissettiğim için kalktım ayağa. Işıl'a baktığımda gözleri kocaman açılmıştı. 'Ne oluyor?' diye sormama gerek kalmadı. Çünkü hemen cevapladı:
"Az ileride bir karartı gördüm. O ne ola ki?" dediğinde işaret ettiği tarafa gözlerim kaydı. Evet.. Orada bir karartı vardı.
Yavaş yavaş yaklaşmaya başladık. Gördüğümüz şeyle kahkahalara boğulduk. Bu bir dağ keçisiydi. Hatta bir değil. En az bir 40 tane vardır bunlar. Koca bir dağ keçisi sürüsüyle karşılaştığımızda hepimizin gözleri sevinçle parladı. Demek ki aç kalmayacaktık!
Arkadaşlar geçiş bölümü olduğu için biraz kısa oldu. Kusura bakmayın. Telefondan yazdığım için de yazım hataları olabilir. Mazur görün :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ ADA ŞEYSİSİ?!?
PertualanganNilsu Birce ve Reyhan... 22 yaşlarında 3 genç... Hayallerinin şehri... Harika bir gemi seyahati... Yeni Umutlar... Yeni Olaylar... Yeni dostlar: Işıl Asla unutamayacakları, belki de geri dönüşü olmayan harika bir deneyim...