Bölüm 4

3 0 0
                                    

Geçen sene lise üçteyken yakın olmasa da sınıf arkadaşımdı. Aynı sırayı paylaştık aynı dersin sınavına beraber hazırlandık. Sonra aşağı köyden haber geldi. Mustafa Kaderi okula gidip gelirken görmüş beğenmiş sonrada ailesini yollamış kızın evine e babası ne kadar liseye ikna olmuş olsa da bir daha rast gelir miydi böyle cebi dolu olan bir damat. Bir dakika bile düşünmedi.


Kaderde oğlanın ününü bildiği için sesini bile çıkartmadı "Babam nasıl münasip görürse" dedi ve kabul etti bu sessiz intiharı. Şimdi kaşlarınızı çatıp evliliğe bu kadar karşı duruşum yüzünden beni yargılamayın. Çünkü burada sadece nişanlılık dedikleri -birkaç hafta o da- zamanda kızlar mutlu olup gülücükler saçıyorlar etraflarına. Evlendikten sonra çok kişiyi gördüm. Bunların çoğu çocukluk arkadaşım, okul arkadaşım. Gerisi de büyük denilmese de küçük olmayan bu köydeki tanıdığım kızlardı. Tabi hepsi gelip bana başlarından geçen her şeyi anlatmıyorlardı ama çoğuyla halen arkadaş olduğumdan ara sıra anlatırlar ne yaşadıklarını geri kalanları da zaten köylü konuşur durur başka işleri olmadığından insanların özel hayatlarını anlatmaya bayılan koca yaşlı karılar.


" Kız duydun mu filancanın kızı akşam anasının evine gitmiş."


" Duymaz olur muyum bacı ne yapsın sabi dayak yemediği gün mü var." Ah bu sabi lafını keşke en başlarda da söyleyip dursanız kimsenin solup gitmeyecek gençliği. Sonra derler


" Kucağında çocuk eve kuma getirmiş kocası"


" Eve uğramıyormuş kız adam bir yatmadan yatmaya gelip sabah namazında çıkıyormuş parayı da şehirdeki karılara yediriyormuş haberiniz var mı?" Bu ve bunlar gibi niceleri. Hiç sapmaz bu, evlenirsin bir ay da oradan buradan mutlu huzurlu gibi bir evcilik oynarsın sonra başlar dünyadaki kıyametin. Dayak yediğine mi yan aldatıldığına mı adam yerine konmadığına mı evde yan odadan başka bir kadınla eşinin uyuduğuna mı çocuklarının açlığına mı neye yanıyorsan yan. Ana evine gelince ki bu binde bir olan bir durum çünkü babaları tarafından "Gelinliğinle çıktığın eve kefeninle gelirsin" anlayışı var ve o yüzden çoğu baba eve geldiğini anladığında ya kapı dışarı eder ya da büyük ihtimalle önce kendi eline alır sonrada gider kocasının yanına geri bırakır. Bunlardan çok az bir kısmı eve geleni kabul eder sahiplenir sonra eş dediğimiz insan müsvetteleri eşlerini geri eve getirmek için bin bir dil döker eve getirir sonra vay o eve giden sen misin?
İşte şimdi Kader sadece birkaç gün mutluluğu yaşayıp sonraki her gün ölmek için dua edeceği evlilik denen bataklığa gün gün batmaya başlamıştı. Perdeyi çekip okul kıyafetlerimi hazırladım ve giyinip odadan çıktım. Annem yeni uyanmış olacak ki sobanın kovasını daha yeni çıkartıyordu. Gidip annemin elinden kovayı aldım ve değiştirmek için kapıya çıktım. İçindekini boşaltıp kuru odun doldurduğum sırada bitişiğimizde olan evden Yasin abi elinde poşetlerle durup bana baktığını gördüm.


" Hayırdır Yasin abi bir şey mi isteyecektin?"


"Yok, be Efsun ne isteyeyim senden bu soğukta incecik hırkayla çıkmışsın dışarı üşütüp hasta olmayasın."


" Yok, abi ne hastası şu kovayı değiştirdim şimdi giriyorum eve. Hadi görüşürüz sonra."


"Sahi görüşür müyüz?" Duymamış gibi davranarak


" Efendim abi?


" Yok, bir şey demedim kolay gelsin." İşte bu da benim yıllardan beri korktuğum başka bir ihtimaldi.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 22, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sana SeviyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin