[Ben sadece senle mutluyum.]

156 18 10
                                    

Sessiz hastane koridorlarında koşar adımlarla ilerledi, doktorunun odasına ulaşmak için. Kapıya vardığında ise hastaneden ayrılmamış olmasını diledi çünkü gecenin bir yarısı onu bulmasının pek imkanı olduğunu düşünmüyordu. İçeri girdiğinde kimsenin olmadığını görünce tutmuş olduğu nefesini mutsuzca geri boşalttı ve ofladı.

"Niye bu saatte hastanede olsun ki? Onun da bir evi var sonuçta.. gidip dinlenecek."

Gelirken ettiği acelenin aksine sakince odadan çıktı ve odasına doğru geri yürümeye başladı. Köşeyi döneceği sırada birinin ona seslendiğini duydu.

"Jin?"

O tanıdık sesi duyduğunda duraksadı ve gülümseyerek arkasına döndü. Gözleri gözleriyle buluştuğunda 2 yıldır unuttuğu hislerin geri geldiğini ve tekrar kalbini hızlandırdığını hissetmişti. Şimdi emin olmuştu işte, bu sadece bir heves ya da geçici bir hoşlantı değildi.. ötesiydi. Onu seviyordu, hem de çok.

"Taehyung.."

Gittiği yolu sevdiği adamın özlemiyle tutuştuğu için tekrar döndü ve karşısında durdu.

"Bir şey mi oldu? Neden bu saatte ayaktasın?"

"Seni arıyordum." dedi mutlulukla.

"Öyle mi? Neden? Gecenin bir yarısı beni aradığına göre önemli bir şey olmalı. İyi misin?" dedi endişeyle.

"İyiyim..." Derin bir nefes aldı.

"Hem de çok iyiyim Tae."

2 yıl önce ona seslendiği şekilde seslenmesi Tae'yi hem şaşırtmış hem de mutlu etmişti.

"Bir dakika, sen-" kafasının karışmasına engel olamayarak geçmiş anıları düşündüğünde bazı şeyler kafasında rayına oturmuştu.

"Sen.. hatırlıyorsun." dedi mutlulukla. Aynı anda Jin onu onaylarcasına kafasını salladı ve Taehyung karşısındaki bedene dolu gözlerle sıkıca sarılmış, karşılık alması ise uzun sürmemişti.

"Çok bekledim..." dedi özlem dolu sesiyle Jin.

"Biliyorum.. Biliyorum güzelim. Affet beni, sana verdiğim sözleri tutamadım."

"Yapma Tae.. Bilirsin, ben sevdiğim kişilere asla kırgın kalamam."

"Hmhm, çok iyi biliyorum."

Geri çekilip nazikçe ellerini tuttu sevdiği adamın, Tae.

"Her şey geride kaldı artık, her şeyi unutacağız ve yepyeni bir başlangıç yapacağız. İnan bana, çok mutlu olacağız."

"Tae, ben.. Sana inanıyorum.. Ama-"

"Ama?"

"Sana sormak istediğim şeyler var." dedi ve başını eğdi.

"Ne hakkında?"

Derin ve uzunca bir nefes alıp konuştu.

"Onun hakkında..."

İsmini söylemese bile ondan bahsettiğini anlamıştı Jin'in. Korktuğu an gelmişti işte. Nasıl söyleyecekti ona başından beri halüsinasyon gördüğünü ya da pişman olup döndüğünü sandığı adamın ayrıldıktan sonra asla Jin'i bir kere bile aramamış olduğunu. "Biliyorum.." dedi içinden, "Biliyorum, her şeyi birlikte atlatacağız." düşüncesine inandırdı kendini.

...

Karşısındaki polis bilgisayardaki işleriyle uğraşırken Yoongi hala ellerindeki kelepçe ile duruyor ve sabah çarpışıp kahvesinin dökülmesine sebep olan adamla tekrar karşılaştığına inanamıyordu. Hadi ama Seul o kadar küçük değildi, değil mi? Kafasını karıştıran soruları aklında ölçüp tarttığı sırada Jungkook'un yüzüne bakarken dalıp gitmiş, kendisine seslendiğini bile zor duymuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 08, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

They Don't Deserve You - TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin