Nefes almak, yürümek ve gülmek normal bir insan için gayet kolay görülebilen davranışlar. Dürüst olmak gerekirse, Loki gülmenin bu kadar kolay olabileceğini bilmiyordu. Hayat onun yüzüne abisininki kadar gülmemişti.
Ah, ağabeyi... O koca aptal, Stark'ın çirkin binasının içinden onu izliyor, bu konuda dikkatli davranmaya çalışıyor ve tamamen başarısız oluyordu.
Senin için ne yaptığını, neleri feda ettiğini asla bilmeyecekti, hiçbiri bilmeyecekti. Hayal bile edemeyecekleri kadar fazla güçlü bir şey yapmıştı.
O hepsinden vazgeçmişti, zaman çizelgesini belirlemişti. Hatta bir adım daha ileri gitmişti.
Hepsini düzeltmişti. Geleceklerinde 'kötü kalpli düşman' olmayacaktı, insanlığı silmeye çalışan hiçbir doğaüstü bilgisayar olmayacaktı, elini şıklatarak gerçeklikle oynayan biri olmayacaktı.
Asgard hâlâ gökyüzünde bir yerlerde parlayan bir yıldızdı ve öyle kalacaktı. İşlerin kötüye gitme sebebinin o olduğunu asla bilmeyeceklerdi.
Geçmişle tamamen oynamış ve ağabeyinin yorgun gözlerle ona bakmasına son vermişti. Hayatındaki her şeyi ondan uzaklaştırmıştı.
Ama seni değil. Her şeyi uzaklaştırabilirdi ama seni asla.
Ona bir bakış attın, ellerini seninkilerin arasına aldın ve bırakmadın. Tıpkı, onu partinin dışındaki açık otoparka sürüklerken olduğu gibi.
Yağmur şehrin üzerine düşerken, şehri temizliyor ve yepyeni gibi parlatıyordu.
Her nasılsa, Loki de yepyeni hissediyordu.
Gülüyor, fırtınanın ortasında dans ediyor, güzel parti elbisenin ıslanmasına ve mahvolmasına izin veriyordun. Kelimenin tam anlamıyla küçük bir kız gibi eğleniyordun ve onu da çağırıyordun.
"Haydi Loki! Benimle dans edeceğine söz vermiştin!"
Loki ciddi durmaya çalıştı, gülümsemesini saklamak için uğraştı ama bu zor bir işti. "Evet, söz verdim. Ama sözüm içeride, dans pistinde, aklı başında bir insan gibi dans etmek için geçerliydi."
Onun sözlerini duyunca suratını astın. "Söylediğin şeyin neresi eğlenceli? İlginç olup aynı zamanda aklı başında biriyle hiç karşılaşmadım."
"Eh, güzelim." Kıkırdadı. "Seninle bu konuda tartışmayacağım."
"O zaman gel ve benimle dans et." İç çekerken elini ona uzattın, elini tutmana izin verdiği zaman kızmış gibi yaptı ama onun içten içe mutlu olduğunu biliyordun.
Yağmura adım attı, ıslanan saçlarında ellerini gezdirdi ve sana baktı. Çok güzeldin. Nefes kesen, acı veren, ezici bir şekilde güzel. Ona göre tüm yaratılıştaki en güzel kişiydin.
Böyle bir güce sahip, böyle ilkel, tanrısal bir varlığın ölümlüye aşık olabileceğini asla tahmin etmemişti ama yine de o aşık olmuştu.
Bunu o söylemeden sen fark etmiştin. Bu da senin özel gücün gibi bir şeydi, kimse sana yalan söyleyemezdi ve söylerse fark ederdin.
Senin büyüne o kadar kapılmıştı ki, ikinizde yarım mil öteye düşen şimşeğin ve ardından gelen şiddetli dünyayı parçalayan gök gürültüsünün farkına son anda vardınız.
Loki yerinde sıçradı ve sana yaklaşıp kollarını seni korurcasına etrafına sardı. "Nasıl oldu da buna tepki bile vermedin?"
Sana sorgulayan bakışlarla baktı, hislerini anlayabilmek için davranışlarını inceledi. "Ölümlüsün, bu kadar korkusuz olma." diye azarladı.
Seni onun kadar uzun ömürlü ve dayanıklı kılacaktı ama bunu yapabilmek için seni yeterince uzun süre hayatta tutması gerekiyordu.
Gözlerine baktın. "Beni her gün biraz daha cesur yapan sensin."
Dudaklarından dökülen kelimeler onun bir süre duraksamasına sebep oldu.
Kendine geldiği zaman gülümsedi ve aranızdaki mesafeyi kapatmak için seni kendine çekerek, neredeyse 10 dakikadır izlediği dudaklarına yaklaştı ve bulunduğunuz ortamı umursamadan dudaklarını öptü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
---- çeviri
ocean's 8 izledim kadro çok güzeldi😩
bu arada rüyamda okuldan kaçıp avengers ile dünyayı kurtarıyorduk okulun koridorları çok saçmaydı rüya direkt saçmaydı😔
bu yüzden bölüm loki oldu yoksa başka bir karakterdi